Ali Haydar Bulut'u, kimse anlamadı!
'AKP'yle dokusu uyuşmayan birkaç AKP'li say” deseniz; birinci sırada sayacağım kişi Derince Belediyesi eski Başkanı Ali Haydar Bulut olur. Sermayeyle kol kola olmak, keyfine bakmak yerine Derince'de büyük mücadele verdi. Partisi...
“AKP’yle dokusu uyuşmayan birkaç AKP’li say” deseniz; birinci sırada sayacağım kişi Derince Belediyesi eski Başkanı Ali Haydar Bulut olur.
Sermayeyle kol kola olmak, keyfine bakmak yerine Derince’de büyük mücadele verdi.
Partisi bu mücadelede O’nu yalnız bıraktı.
Hatta cebini düşünen AKP’liler O’na düşman oldu.
O dev liman, Bulut’a her yolu denemelerine rağmen diz çöktüremedi.
Ne partisi ne de o güçlü iş adamları Bulut’a inanmadığı bir şeyi yaptıramadı.
Sonuç olarak yeniden aday gösterilmedi.
Madem AKP’li biri Derince’yi yönetecekti o kişi bence yine Ali Haydar Bulut olmalıydı.
Bundan sonrasını Derinceliler düşünsün.
Bulut, dün saldırıya uğrayarak bacağından vuruldu.
Kendisine geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.
-------------
ANLAŞILAN, ALİ GÜNEY'İ DE YİYECEKLER!
AKP’de Abdullah Eryarsoy’un görevden alınmasının arkasındaki ekip bana öyle geliyor ki; AKP İzmit İlçe Başkanı Ali Güney’i de yemenin peşinde…
Anlaşılan AKP’ye rantla işi olmayan, beyefendi, güler yüzlü insanlar yaramıyor.
Yarasaydı; adı hiçbir şekilde şaibeye karışmayan Abdullah Eryarsoy görevde olurdu.
AKP’yi Kocaeli’de yöneten gizli ve bir o kadar da herkesin kim olduğunu bildiği eller, boş durmuyor.
Teşkilatı kendilerine göre dizayn etmenin peşindeler.
Bana göre Ali Güney, şu ana kadar süreci iyi yönetti.
Saha çalışmalarından eksik kalmadı.
Güney, İzmit’te muhalefet ilçe başkanı…
Çünkü İzmit’i CHP yönetiyor.
Güney’den beklenen İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet’e saldırması mı?
Temelli temelsiz boş muhalefet mi etsin?
Gözlemliyorum; Ali Güney ve ekibi teşkilat içi ziyaretleri hiç aksatmıyor.
Her gün partililerini ziyaret ediyorlar, gönül alıyorlar.
Yönetimini tanımam ancak Ali Güney’e haksızlık ediliyor.
O kanaatteyim.
-------------
ONLAR, BU ŞEHRİN ÜVEY EVLATLARI DEĞİL!
Sen onca hava kirliliğine, sanayi yüküne ev sahipliği yap,
Zehir solu,
Çocukların hayata 1-0 geride başlasın,
Sana ucuz işgücü nazarıyla baksınlar ve senin üzerinden servetlerine servet katsınlar.
Sonra bölgene Türkiye’nin en önemli merkezlerinden Bilişim Vadisi kurulsun fakat işçi alımlarında senin ilçene ayrım yapılsın.
Dilovası’ndan bahsediyorum.
Yıllarca sefalet içinde yüzen, hastalıklarla boğuşan Türkiye’nin ucuz işgücü merkezi Dilovası’ndan…
Bugün Bilişim Vadisi’nde Dilovalılara uygulanan ambargoyu haberleştirdim.
Konu kısaca şöyle:
Bilişim Vadisi yönetiminden sorumluların özellikle idari binada Dilovası’nda ikamet eden personel istemediği, Dilovalılara yapılan bu ayrımcı tutuma karşı çıkan güvenlik müdürünün ise Bilişim Vadisi’nde pasif bir göreve getirildiği iddialarına ulaştım.
Bu iddiayı destekleyen en önemli ayrıntı ise personel ilanıydı.
İş ilanında “Muallimköy Bölgesi’nde bulunan Bilişim Vadisi projesinde görevlendirilmek üzere Gebze, Darıca, Çayırova ve Körfez bölgelerinde ikamet eden özel güvenlik kimlik kartlı personel aranmaktadır” ifadeleri yer aldı.
Ancak Bilişim Vadisi’ne en yakın yer olan Dilovası, bu ilanın dışında tutuldu.
Bu bana ilk anlatıldığında çok şaşırdım.
Nasıl olabilirdi?
Bu kurumu yönetenlerin Dilovalılarla sorunu neydi?
Dilovalılara bunu reva gören anlayış neye güveniyordu?
Buna kim nasıl cesaret ediyordu?
Ancak soruların cevabını buldum ve bu olayların yaşandığına inandım.
Üzüldüm.
Kuruma iş başvurusunda bulunan insanlara hissettirdiklerini kalbimde hissettim.
İnanın kalbim acıdı.
Dilovası’nda yaşayanlara ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapan kim varsa bu terbiyesizliğinin karşılığını almalı.
Cumhurbaşkanlığı, Kocaeli Valiliği, Kocaeli milletvekilleri
bu konunun üzerine eğilmeli.
Keyfiyetle devlet kurumu yönetilmez.
Buna cesaret eden kim varsa haddini bildirmek ülkeyi yönetenlerin boynunun borcu olsun.
Bu faşistlik seviyesindeki yaklaşımı lanetlediğimi ifade ederek konuyu bağlıyorum.