Askeriyeye taşeron girmiş ne anlatıyorsunuz?
Bir iktidar düşünün… 15 yıldır ülkeyi tek başına yönetiyor ve elindeki gücü yaşamın her alanında sorgusuz sualsiz kullanıyor! Sapla saman karışmış, insanlar iyiden iyiye kutuplaşmış. Sen-ben kavgası almış yürümüş. Bunlarla...
Bir iktidar düşünün…
15 yıldır ülkeyi tek başına yönetiyor ve elindeki gücü yaşamın her alanında sorgusuz sualsiz kullanıyor!
Sapla saman karışmış, insanlar iyiden iyiye kutuplaşmış.
Sen-ben kavgası almış yürümüş.
Bunlarla mücadele ettiğimiz yetmezmiş gibi akla hayale gelmeyecek bir olayla daha karşılaştık.
Askerlerimiz devletin himayesindeyken taşeron eliyle resmen zehirlendi!
Bu millet taşeronlaşma ne zaman bitecek, devlet emekçilere ne zaman sahip çıkacak diye bekleyedursun;
Bir taraftan taşeronlaşma gelsin Askeriyeye kadar girsin! Olacak iş değil!
*****
Dünyanın en ağır vergi yükü altında ezildiğimiz hepinizin malumu.
Bu vergilerle hazinede toplanan milyonlarca liranın nereye gittiğini sorgulamayacağımız tek alan, Mehmetçiğimize harcanan paralardır herhalde!
Ama son yaşanan vahim olayda anladık ki, askeriyeye giden parayı derinden araştırmak lazım.
Ancak bu konuda yazı yazan, araştırma yapan bir Allahın kulu çıkmış değil.
Herkes sus pus olmuş, öylece kenardan olanı biteni izliyor.
Oysa bu memlekette olmaz denilen bir olay oldu, askerlerimiz kışlada ölümden döndü.
Üstelik bu durum “MÜNFERİT” denilemeyecek kadar açık ve ortada!
*****
Resmen işin suyunu çıkarmışlar. İş, askerlerimizin zehirlenmesine kadar varmış.
Bunların “olmaz denileni oldurmalarına” hadi alıştık diyelim.
Sit alanları, kamu arazileri, askeri alanların yapılaşmaya açılması gibi bir sürü, teamülleri alt üst eden kararları kanıksadık diyelim.
Peki, askerlerimize taşeron eliyle yemek yedirme olayını nereye koyacağız?
Bu iş öyle görüldüğü kadar basit bir şey mi?
Askeriyenin yüz yıllara dayanan “kendi yemeğini kendisi yapma” olayını
Nasıl olupta özeleştirip ranta çevirdiniz?
Şayet bu üzücü olay yaşanmasaydı hiçbirimizin bundan haberi dahi olmazdı.
*****
Askeriyede yemek yapmak, onu hazırlamak, o mutfakta sıra ile patates, soğan soymak bile
bir disiplin, bir terbiye, bir dayanışma ve bir eşitlik, kardeşlik gibi değerler taşır.
Bu değerler silsilesi ile herkesin bir mutfak terbiyesi, bir kültürü oluşur.
Üstelik günlük hayatta da kullanabileceği bir şeyler kazanır.
Yani askeriyede mutfak demek sadece yemek değildir, çok önemli anlamlar da taşır.
Askeri eğitimin bir parçası olan böylesi önemli bir konunun taşerona verilmesi kimin aklına gelirdi?
Öyle ya Allah esirgesin, bir savaş çıksa bu taşeron müteahhitler asker ile birlikte cepheye mi gidecekler?
Neresinden baksanız saçmalık!
******
Yapmayın Allah aşkına o kadar da değil.
Sizden önce sanki hiç tarihe ve tecrübelere dayalı bir oluşum yok, siz geldiniz memleketi düzene soktunuz, öyle mi?
Hem siz değil misiniz “gelenek-görenek-adet” deyip “aman değerlerimizi koruyalım” diyen?
Asker ocağı da bir gelenek, görenek ve aynı zamanda tarihte başarıları ispatlanmış kurumlar.
Bozmayın bunları, bak sonra ne oluyor görüyorsunuz.
******
Bu zehirlenme vakalarının altından kim bilir neler çıkacak?
Sonra kızıyorlar, yok efendim bundan niye siyaset yapıyorsunuz diyorlar.
Olumsuz şeyleri dile getirdiğimizde neden hemen siyaset aklınıza geliyor, önce siz onu söyleyin!
Tabi ki iktidarı eleştireceğiz, bu uygulama sebebiyle kalkıp Devlet Bahçeliyi veya Kılıçdaroğlu’nu eleştirmeyeceğiz herhalde.
Kimden hesap soralım, siz söyleyin?
Milli Savunma Bakanını bu işin dışında tutalım mı?
Atatürk düşmanı Akit yazarı Mehtap Yılmaz’ı koşa koşa ziyarete giden ama askerlerimiz için işi ağırdan alan Genelkurmay Başkanına hiç ilişmeyelim mi?
Sonra söyleyince söyledi oluyoruz.
******
Öfkem dinmiyor anlıyor musunuz? Ben de iki erkek evlat yetiştiriyorum bu memlekete.
Kendimi o askerlerimizin analarının yerine koyuyorum.
Sonra duruyorum Milli Savunma Bakanının yerine koyuyorum,
O da olmuyor Genelkurmayın yerine geçiyorum.
Yok arkadaş! Hangisinin yerine olsam bu kadar sorumsuz olmazdım diyorum.
En iyisi ben sorumlu bir anne ve memleketini seven, gelecek kaygısı olan birey olarak;
Bu işin “sorumsuzlarından” sade bir vatandaş gibi hesap sorayım diyorum.
*****
Ve soruyorum!
Nasıl olur da Askeriyede evlatlarımızın sağlığını riske atacak bir uygulama yaparsınız?
Yaptığınız yemek ihalesini AVM veya konut ihalesi mi sandınız?
Hiç mi araştırmadınız, hiç mi kriterleriniz yoktu?
Yemek sözleşmesini feshetmekle bu kişiler cezasını bulmuş mu oldu?
FETÖ’nün Ordudaki yapılanmasını düşünürsek bunun altında başka nedenler olabilir mi?
Bu tür zehirlenmelerin devamının gelmeyeceği kesin mi?
Başka askeri kışlalarda bu ihaleler kimlere verildi, aralarında benzerlik var mı, araştırdınız mı?
Milli Savunma Bakanı bu olaylar yaşanırken daha dün akşam bile Kocaeli’de “siyaset” yapmakla meşguldü.
Kendisi iftarlar arası koşuştururken biz nasıl rahat olalım?
******
Diğer yandan, bu konuda sosyal medyada sitemimi dile getirdim diye başıma üşüşen,
Beni savcılara hedef gösteren, insanlıktan çıkıp, gücün yanında eğilen gözü dönmüşlere bir çift sözüm var!
“İyi ki varım, iyi ki varız. Size kalsak daha kim bilir ne FETÖ’ler ne cemaatler geçerdi üstümüzden!
“Diklenmeden dik durmayı” sizin gibilerden öğrenecek değilim!