“Zoruna gidenlerden” cevap var…!
Dünkü yazımda CHP'li Hurşit Güneş'in ilçe kongresinde sarf ettiği sözlere kısmen katıldığımı yazdım. Evet, CHP'nin büyükşehir fobisi var ve bu kronikleşmeye doğru gidiyor. Bir türlü Kocaeli Büyükşehir Belediyesinin...
Dünkü yazımda CHP’li Hurşit Güneş’in ilçe kongresinde sarf ettiği sözlere kısmen katıldığımı yazdım.
Evet, CHP’nin büyükşehir fobisi var ve bu kronikleşmeye doğru gidiyor.
Bir türlü Kocaeli Büyükşehir Belediyesinin kazanılacağına inanmıyor.
Dahası, bunu sırtında kambur olarak gördüğünden, ittifak ayağına sırtından atmayı başarı sayıyor.
Diğer kentlerde iddia ortaya koyan CHP’nin Kocaeli’deki ürkek yöneticileri büyükşehir belediye başkanlığını dün kurulmuş ve ellerinde yıldız bir isim olmadığını bile bile İYİ Parti’ye bıraktı.
Tabiki ittifak çerçevesinde aday başka partiden olabilir ama bunların yaptığı çok başka bir şey.
Adayları yoktu anlıyor musunuz?
Adamlar hiç beklemiyordu büyükşehir adayının kendi partisinden çıkarılacağına.
Dolayısıyla bu işe hevesli tek isim olan Serdar Kaman’a vermek zorunda kaldılar, dün bunları dedim.
Kaman’ı ise başta kendi teşkilatı benimsemediğinden bir ayağı aksak başladı.
CHP’nin “bilinçli seçmen” diye adlandırdığım politize olan kitlesi İYİ Partili adayı asla içselleştirmedi.
Bu nedenle de Serdar Kaman’ın gayretleri sonuçsuz kaldı.
Hem arkasına teşkilat gücünü alamadı hem de ittifaktan bir sinerji doğmadığı için yenilgiye uğradı.
***
İşte bu değerler üzerinden yazdığım yazının ardından bugün Hurşit Hoca aradı.
Sadece teşekkür etmek istediğini, polemikten uzak durmaya çabaladığını anlattı.
“Analizleriniz bilinçli, oturaklı, hakikatten süreci çok iyi takip etmişsiniz” diye ekledi.
Özelde uzun uzun konuştuk. Buraya hepsini yazsam bile sonuç aynı kapıya çıkacak.
Hurşit Hoca da ben de Millet ittifakının Kocaeli’de strateji kuramadığını, yanlış yaptığını söylüyoruz.
Büyükşehir adaylığını İYİ Parti’nin isteğiyle değil, CHP’nin istemiyle üzerinden attığını ifade ediyoruz.
Dediğim doğru olmasaydı İYİ Parti şaşkın ördek misali suya tersten dalmazdı.
Aday arayışlarına girmezdi, isim çok önceden belli olurdu.
O isim üzerinden liderler bir karara varırdı.
***
Aynı yazım üzerine Millet ittifakının adayı Serdar Kaman’dan jet hızıyla cevap geldi.
Serdar Kaman’ın önce “off the record” olarak gönderdiği cevabı okudum.
Neden “off the record” dediğine pek anlam veremedim ama yazılmasını istemediği için yazmayı düşünmedim ilk başta.
Derken öğleden sonra bir mesaj daha geldi.
Sayın Kaman durdukça düşünmüş, düşündükçe bana bilenmiş olsa gerek; yüklenmişte yüklenmiş.
Artık neden tereddüt ettiyse(!) mesajının noktasına virgülüne dokunmadan cevap hakkının yayınlanmasını istemiş. Yayımlamayacağımı düşündü herhalde.
Halbuki Serdar Kaman’a cevap hakkı doğuracak bir yazı değildi.
O yazıda Kaman’ın şahsını hedef alan tek bir şey yoktu.
Ben orada ittifak ortaklarının kararını eleştiriyorum.
Bilakis, Serdar Bey olmasa “B” planları dahi yoktu diyorum.
Yalnız bırakıldığını, yeterince sahiplenilmediğini anlatıyorum.
Ama o ne yapıyor?
CHP’nin politize olmuş seçmenini “bilinçli seçmen” olarak adlandırmam karşısında Kaman’ın beni
“CHP’li bilinçsiz seçmen” mottosuyla CHP’ye oy verenlerle karşı karşıya getirme arzusu içeren cümleyle cevap verdiğini görüyorum.
Bakın, bunların hiçbiri beni kendi doğrumdan döndürmez.
Ne demek istediğimi anlayan anladı, anlamak istemeyen de kendi dünyasında kalıp macera aramaya devam etsin.
Haklı gerekçelerle yazmış olduğum yazıya ithafen konuyu alıp farklı mecralara kadar çeken, beni ona buna methiyeler dizen biriymiş gibi addeden Sayın Kaman’a;
Meslekteki etik değerlere olan saygım çerçevesinde yazının muhatabı olmadığı halde cevap hakkını kullanma olanağı veriyorum.
O günkü koşullarda tek başına verdiği onurlu mücadeleye duyduğum saygıdan dolayı
Bazı noktalara değinmeden geçmeyi tercih ediyorum.
Yoksa ben de bilirdim kapalı kapılar ardında olan biteni anlatmayı.
Gerek Şanbaz Yıldız ile gerekse CHP’li yöneticilerle bu konuda yaptığım konuşmaları buraya yazmasını ben bilemem mi?
Üstelik bunların hiçbiri bana sır olarak verilmiş falan değil!
İYİ Parti’nin nasıl isim arayışına girdiğini, kimlere teklif götürüp yolda bırakıldıklarını bilmesem
“İYİ Parti hazırlıksız yakalandı” der miyim hiç?
Ben ne siyaseti bugün öğreniyorum ne de gazeteciliği.
Tespitlerim Sayın Kaman’ın hoşuna gitmeyebilir.
Bizim kimsenin hoşuna gitmek gibi bir derdimiz yok.
Buna ilaveten Sayın Kaman’la bir zorumuz da yok.
Siyaseten kör bir noktada risk alarak maddi-manevi kendinden feragat eden birine nasıl bakmak gerekiyorsa öyle baktık.
Ama en ufak bir eleştiri karşısında benim sözlerimi çarpıtarak “birilerine methiye dizen” bir kalem olarak göstermesi ve de bunun yazılması için ısrar etmesi samimiyetten uzak bir davranıştır.
Sanırım son dönemlerde “medya eskilerinin” yaratmaya çalıştığı aptalca algının rüzgarına o da kapıldı ki, duruşuma ters gelen methiye güzellemesi yaptığımı söylemiş.
Ben Kaman’ın bu isteğini yerine getiriyorum.
İçinde hakarete uğradığım o yazıyı hiçbir yerine dokunmadan yayımlıyorum.
Diğer yandan, ilk anda gönderdiği “OFF THE RECORD” kısmın da “OFF”luk bir yanı kalmadığından her iki yazıyı da okuyucunun takdirine bırakıyorum.
İki cevabı aynı anda okursanız sanırım ne demek istediğimizi daha net anlayacaksınız.
Başka türlü sonuca varmanız zor olacak.
Bence ilk cevaptaki ikinci madde hem Hurşit Hocanın hem de benim tespitimi doğrular niteliktedir.
***
Son bir şey daha…
Bu yazı üzerine Sayın Kaman bir cevap daha vermek isteyebilir, yazılmasın dediği mesajı yazdığım için beni eleştirebilir ama uzatmaya gerek yok.
Hiçbir olayı, hiçbir yazımı kişiselleştirmekten yana olmadım, olmam da…
Ama cevap hakkı doğan diğer her kim varsa seve seve yayınlamaya hazır olduğumu belirtmek isterim.
Buyrun okuyun, siz takdir edin…
-------------------
“İLK MESAJ”
Yazdığınız köşe yazısı üzerine size mesaj çekmek ihtiyacı duydum.
Daha önce bu konuda basın açıklamam oldu ekte yolluyorum.
Aşağıda söylediklerim " off the record " mesajdır.
1. Fatma Hanim ve ekibi garanti gördükleri için ( ve şimdi burda açıklamak istemediğim bir başka nedenden) İzmit’i tercih etmişlerdir.
2. CHP lilerin şimdi ah vah etmelerine gerek yok. Kendi tercihleriydi.
3. Kazanamasak bile aldığımız sonuç kendi memleketinde Genel Başkanımızın başını önüne eğdirtmemiştir. Doğduğu kent İzmitte % 41 oy aldık. İl genelinde % 33 e tekabül eden 360 bin oy aldık.
2014 Yerel Seçimlerinde CHP de Kocaelide Tahsin Tarhan % 26 oy alabildi. Aldığı toplam oy sayısı 268 bin di. CHP liler şimdi yanlış hesap yapıyor ve yanlış konuşuyorlar.
4. Kaldiki aldığımız bu oyların içinde Hurşit Güneş gibi düşünen CHP lilerin ve HDP lilerin oyu yok. Bu oyların içinde iaşe yardımı ile toplanan oy yok. Bu oyların içinde belediyelerin maddi kaynakları ile desteklenmiş bir kampanya yok. Biz kendi yağımız ile kavrulduk.
5. Biz sonuçlarımız ile kaybettiğimiz için elbette üzülüyoruz ama Başımız dik alnımız aktır.
CHP den bazı hesap yapmadan konuşanların önünde de ezilecek değiliz. Gölcük ilçe başkanımız salonu terk ederek doğru bir tavır sergilemiştir.
Zaten Il Başkanı Cengiz bey ve ertesi gün sayın vekil Haydar Akar bey düzeltme konuşmalarını da yapmışlardır.
Selam ve saygılarımla.
“İKİNCİ MESAJ”
Sayın Aysun Erenkaya Iyi günler,
Yazdığınız " Gerçeker Zorunuz mı Gitti?" başlıklı makalenize cevabi yazımdır.
Öncelikle şunu belirtmeliyimki fikirlerinize saygı duyuyorum ama yazdıklarınızın çoğuna da katılmıyorum.
CHP nin bilinçli seçmeninin bana oy vermediğini yazmışsınız. Bu fikri tersten okursak CHP nin bilinçsiz seçmeni bana oy vermiş gibi oluyor, katılmıyorum. CHP seçmenin tamamına yakını son derece seçici ve bilinçli seçmendir. Büyükşehirde bana oy vermeyeyen kısmı CHP lilerin uç sol ve HDP sempatizanı olarak niteleyebileceğimiz seçmen grubudur. Buna da saha çalışmalarımdan tanığım. Örneğin CHP Darıca adayının kendi köylüleri bile Büyükşehir adayı olarak bana oy veremeyeceklerini HDP ye oy vereceklerini açıkça beyan etmişlerdir.
Ayrıca CHP yönetimi seçimlerde bilinçli olarak İzmiti tercih etmişlerdir. Fatma Kaplan Hürriyet benden önce adaylığını açıklamıştır. İzmiti daha garanti görmüşlerdir. Bunu ayrıca kamuoyuna açıklayamayacağım başka sebepleri de vardır.
Bütün gürültü İYİ Partinin yerel seçimlerde CHP ye yaptığı katkının Türkiye genelinde CHP ye bu kadar büyük bir zafer kazandıracağının Kocaeli'nde önceden kestirilememiş olmasından kaynaklanmaktadır. Biz Büyükşehiri alabilirdik duygusu hakim. Büyükşehir CHP de kalmalıydı eleştirisi yapan başta Hurşit hoca ve siz olmak üzere CHP li seçmenlere şunu belirtmem gerekir ki varolan konjonktürel tabloda alınabilecek en iyi oy alınmıştır. Yerel seçimde Büyükşehirde İYİ Parti % 33 oya tekabül eden 360 bin civarında oy almıştır. Hatırlatmam gerekir ki 2014 Yerel Seçimlerinde CHP Büyükşehir adayı sayın Tahsin Tarhan ancak % 26 oy ve 268 bin oy alabilmiştir. Son seçimlerde Hurşit hoca da Büyükşehir adayı olsa üç aşağı beş yukarı benim aldığım kadar oy alırdı diye düşünüyorum. Hurşit hocanın ah vah etmesine gerek yok. Açıklamaları son derece talihsiz olmuştur. Sözleri ittifak ruhuna sadık kalan İYİ Partili seçmeni rencide etmiştir. İlçe Başkanımızın ve Partililerimizin salonu terk etmeleri son derece yerinde bir davranış olmuştur.
İYİ Partinin "gerçeklerle yüzleşmesi lazım, etiniz ne budunuz neki, stratejiniz yoktu" demişsiniz. Bu fikirlerinize de katılmıyorum.
İYİ Partinin yurt genelinde ve Kocaeli’nde kendine göre bir stratejisi vardı.
Maalesef yerel seçim sonrası Türkiye genelinde yaptığımız analizler gösterdi ki sadece Kocaelinde değil tüm yurtta İYİ Partililer CHP ye firesiz destek vermiş ama CHP seçmeni İYİ Parti adaylarına oy verirken fire vermiştir. Unutulan şey İYİ Partinin CHP ye yaptığı katkıdır.
Yerel mana da bakarsanız da durum aynıdır. Seçim boyunca CHP ile uyum içerisinde çalışmaya azami gayret gösterdim. Seçim boyunca CHP nin tüm programlarına katılmaya dahil olamaya çalıştım. Hatırlarsınız Fatma Hanımın bir seçim afişi indirilmeye çalışılmıştı. Şu anda PTT nin karşısında olan ve indirilen afişin yerinden daha kıymetli bir değerde olan bu bina için İYİ Partili bir arkadaşımız vasıtası ile bina sahibi ikna edilmiş ve bilabedel bu yer CHP adayına da yer ayrılmıştır. Daha buna benzer bir çok katkı CHP adayılarına seçim boyunca sağlanmıştır.
Diğer taraftan seçim kampanyamızı kendimize göre oldukça büyük bir bütçe dahilinde yaptık. Ancak bu bütçe genel merkezimizin verdiği katkı ve şahsımın harcadıkları ile oluşmuştur
Dışarıdan bir katkı olmamıştır. Bu bütçede varolan belediyelerin sağladığı destekler, seçmenlere yapılan iaşe yardımı gibi destekler yoktur. Örneğin rakibim tanıtım programını Antikkapı'da yaparken biz 5 yıldızlı otelde yaptık. Çünki bize tüm belediye iştiraklerine ait ve kamu kurum toplantı salonları kapalıydı.
Aysun hanım sizi siyaseten sosyal demokrat olarak bilirim. Hal böyle iken Fetullah Gülen ile olan sempatisi dolayısı ile geçmişini çokça sorguladığım Tahir Büyükakın'a bu kadar methiyeler dizmenize de bir mana veremedim, gerek de yoktu. Bu başkanın geçmişi ile ilgili yazdığınız haberler gazetenizin arşivinde silmediyseniz hâlâ duruyordur. Tekrar bir bakmanızı öneririm.
Aysun hanım yazdıklarınızda katıldığım tek kısım parti içerisinde ( bana göre İl Başkanımızın ve vekilimizin ) benim dışında bir aday bulma çabasıdır. Bunu da parti içinde bir güç mücadelesi olarak yorumlayın. Ayrıntıya girmesine girerim de partim zarar görür diye konuşmuyorum. Bunun taktirini de il başkanlığı seçimlerinde delege iradesinde göreceğiz.
Aysun hanım bu yazdıklarımı cevap hakkımı korumak adına noktasına virgülüne dokunmadan
yayınlarsanız sevinirim.
Selam ve saygılarımla.
----------------------------------------------
BÜTÜN HAİNLERİ 2019’DA BIRAKTIM…
Yeni yıla yeni umutlarla giriyoruz.
“Mutlu şehir”
temasının işlendiği ilimizde beş yıl sonunda yüzü gülen insanların çoğalması dileğiyle…
Allah herkesin kalbinde olanı önüne çıkarsın.
İyilik isteyen iyilik, kötülük isteyen kötülük bulsun.
İnsan eken sevgi biçsin, nefret eken nefretinde boğulsun.
Yeni yılı evimde ailemle ve arkadaşlarımla karşılayacağım.
Her yıl yaptığımız geleneği bu yıl yapmayıp evde mandalina soyacağım.
İlaveten sevgili büyüğüm Alparslan Seymen’in geleneksel hazırlattığı hindi ve iç pilavı afiyetle yiyeceğiz.
***
İhtiyacım olan şey dinlenmek, dinlenmek ve yine dinlenmek.
Dinlenirken kendimi dinlemek.
Benim için zorluklarla dolu bir yıl oldu.
Kolay bir yılın oldu mu diye sorsanıza…
Olmadı, bundan sonra da olmayacak.
Bir sürü çakal takımının sözlü saldırısına maruz kaldım.
Hiçbirini muhatap almadım, almadıkça ulumayı sürdürdüler.
Allah onları ıslah etsin bile diyemiyorum.
Çünkü ıslahlık bir yanları kalmadığını üzülerek izliyorum.
Bulduğu en ufak bir delikten girerek bana çatacak yer aramalarını ise kıskançlık krizi olarak nitelendiriyorum.
Neyini kıskanacaklar diyeceksiniz?
Valla onu ben de bilmiyorum.
Ama başka açıklaması olduğunu da pek sanmıyorum.
Yeni yılda yeni salvoların bol olacağını öngörüyorum.
Hepsine hazırlıklıyım. Öldürmeyen acı güçlendirir derler.
Onlar bana vurdukça, bana güç kattıklarını bilseler anında vazgeçerler.
Ama vazgeçmiyorlar çünkü ancak bu şekilde prim yapabildiklerini düşünüyorlar.
Öyle bir 2019’du ki, unutmam mümkün değil!
Yaşadıklarım o kadar benim ki, zerresinden pişman değilim.
Ne yaptıysam bilerek, isteyerek yaptım.
Bugünlere gelmemde inadımın ve kararlılığımın gücü olduğunun bilincindeyim.
Bu yıl aynı zamanda fazlalıklardan arındığım bir yıl oldu.
Dost bildiklerimin dost olmadığını;
Saygı duyduklarımın ise saygıyı hak etmediğini gördüm.
Onların görmezden geldiğim kötü yanlarıyla yüzleşmek zorunda kaldım.
“Bana bundan zarar gelmez” dediğim kim varsa her birinden ayrı ayrı ihanetler görmeyi kendime izah edemiyorum.
Ama artık bunların zerresine takılmıyorum.
Onlar benim acı tecrübelerim olarak kötü anılar listemde yerlerini aldı.
Artık önüme bakıyorum, üç-beş adım ilerisini düşünerek hareket ediyorum.
Kimseye yüzde yüz güvenmemeyi, hak ettiğinden fazla değer vermemeyi deneyimleyerek yürüyorum.
Sadece işime odaklıyım.
Ne bir intikam duygum var ne de birileriyle yarışmak…
Daha iyi olmak için gayretim var.
Size daha kaliteli, gittikçe üzerine koyan bir gazete sunmaktan başka bir tasam yok!
Bunun için yeni yılda yeni atılımlar yapıyoruz.
Giden arkadaşlarımızın yerine yeni arkadaşlarla kadromuzu zenginleştiriyoruz.
Hepsi yavaş yavaş olacak.
Gazete Barış yine herkesin cep telefonunda, PC ekranında ilk baktığı adres olma özelliğini sürdürecek.
Yeni yılın önce ülkemize, sonra şehrimize barış ve huzur getirmesini temenni ediyorum.
İyilerin ve iyiliklerin ödüllendirildiği
Kötülerin ve kötülüklerin cezasız kalmadığı dengesi bol, Adaleti düzgün bir yıl geçirmemiz dileğiyle;
Başta okurlarımıza, daha sonra eşe-dosta, arkadaşa, akrabaya, bütün herkese mutlu yıllar dilerim.
Kalın sağlıcakla…