CHP, ne yaptığının farkında mı?
Türkiye'de ayrı, ilimizde ayrı bir keşmekeş bu siyaset… Yani neresinden tutsanız tutun elinizde kiri kalır… Nereden bakarsanız bakın gördüğünüz, dünüyle bugünü çelişen politikalardır. AKP'nin ülkemiz siyasetine kattığı...
Türkiye’de ayrı, ilimizde ayrı bir keşmekeş bu siyaset…Yani neresinden tutsanız tutun elinizde kiri kalır…
Nereden bakarsanız bakın gördüğünüz, dünüyle bugünü
çelişen politikalardır.
AKP’nin ülkemiz siyasetine kattığı bir yozlaşma mı bu
yoksa bu yozlaşma hep vardı da benim
yaşım mı anca bu kadarına eriyor bilemem…
Ama şunu çok iyi biliyorum ki günümüzde siyaset
iyiden iyiye zıvanadan çıktı.
Hem genelde hem de yerelde politikalar halkın yarına
olmaktan ziyade boş gündemler üzerine kuruluyor.
“Delinin biri kuyuya bir taş atmış, 40 akıllı çıkaramamış”
misali, ortaya atılan bir gündem, diğer gündemi çürütüveriyor.
Birini tartışamadan, diğeri giriyor araya ve halkın beyni
bulanıyor.
Ankara’daki ötekileştirici siyaset tüm tabana yayılmış durumda.
Her seçim döneminde karşıya bir düşman konulup
muhalefetin önüne yem olarak atılıyor,
mutlaka bir kurtuluş mücadelesi havası oluşturuluyor.
Muhalefet ise her defasında o yemi yutup, “İktidarın düşmanı
benim dostumdur” politikasına bürünüveriyor.
Ki bu kutuplaşma, yerel seçimlerde dahi kendini gösteriyor.
İnsanlar hizmete oy vermesi gerekirken partilere oy atıyor.
İşte bu yüzdendir ki Kocaeli’yi uzun yıllardır AKP’liler yönetiyor.
Bir zamanların köy görünümlü şehirleri, bugün Avrupa kentine
dönüşürken Kocaeli yerinde sayıyor ama bu kutuplaşma
AKP’li adayları başkanlık koltuğuna tekrar tekrar taşıyor.***
Peki yerel yöneticiler, partilerinin düşman olarak belirlediği yapılara karşı
ne denli etkili mücadele veriyor?
Muhalefet bu noktada ne yapıyor?
Kocaeli eksenli bakalım konuya…
Fethullah Gülen Cemaati ile yıllarca içli dışlı olan
AKP iktidarı, Kocaeli’de de belediyelere, kurum ve
kuruluşlara cemaatçileri doldurmuş, partili gençlerin
tepkilerini hiçe saymıştı…
Cemaatle ara bozuldu, 17-25 Aralık operasyonları
ile ipler tamamen koptu ve bu yapıya karşı
iktidar adeta savaş ilan etti. Yerel seçimlerde AKP’nin
belirlediği düşman cemaatti bu kez, genel merkezin
bu politikası ile kazandı başkanlar altlarındaki koltukları.
Ama gelin görün ki bu savaş genel merkez eksenli
yürütüldü hep.
Yerel yönetimlere kimse elini sürmedi henüz.
Ve teşkilatın sesi yükselmeye başlamışken AKP’de
bir genel başkan, doğal olarak da ülkede
Başbakan değişikliği yaşandı. Ardından
ise Kocaeli’de iktidarın deyimiyle paralel yapıya
karşı düğmeye basıldı.
Kocaeli merkezli 7 ilde eş zamanlı düzenlenen operasyonlarda
kentimizin tanınmış simalarının içinde yer aldığı onlarca kişi
gözaltına alındı.
Bu isimler emniyette sorguya çekildi, savcılıkta ifade verdi,
mahkemeye sevk edilen 18 kişi, tutuksuz yargılanmak üzere
serbest bırakıldı.
Gözaltına alınacaklar listesinde tüm dikkatleri üzerine çeken
bir isim vardı ki bu isim operasyon sırasında yurt dışındaydı.
Kocaeli Ticaret Odası gibi önemli bir kurumun başkanlığını
yürüten Murat Özdağ, gözaltına alınanlar serbest kaldıktan bir süre
sonra ülkeye döndü ve yakalanarak emniyete götürüldü. 2 gün sorgulandı,
buradan karşısına çıkarıldığı savcıya ifade verdi. Savcılık da tutuklanma
talebiyle Özdağ’ı mahkemeye sevk etti.
250 bin TL kefaletle, yurt dışına çıkma yasağı ile tutuksuz yargılanmak
üzere serbest kaldı Özdağ. Adliye çıkışında ise gözaltına alınmamış,
eline kelepçe takılmamış gibi “Devlet bilgimize ihtiyaç duymuş, geldik
verdik” dedi. Sözlerinin devamında da siyasi görüşünün belli olduğunu
paralel denen yapı ile ilişiğinin bulunmadığını kaydetti.
Siyasi görüşünden kastı ise malumunuz AKP.
Ne kadar doğru, ne kadar yalan bilinmez ancak AKP’liler pek inanmamış
olacak ki Özdağ’a, ne bir geçmiş olsun ziyaretinde bulundular ne de
düzenlediği iftarlara katıldılar. Katılan isimler ise iddialara göre uyarıldı.
AKP İl Başkanı Şemsettin Ceyhan’ın partililerini
KOTO’nun iftarına katılmamaları noktasında uyardığı öne sürüldü.
Ki bu iddia doğru ise Ceyhan’a diyecek bir şey yok, o partisinin
politikalarına uygun bir tavır sergilemiş.
AKP, doğasının gereğini yaparken CHP’nin ise ne yaptığını
anlamak mümkün değil.AKP’lilerin paralel yapı operasyonu
kapsamında yargılandığı için kenara ittiği bir isme
CHP’liler KOTO iftarlarına katılarak, geçmiş olsun
ziyaretlerinde bulunarak destek oluyor.
Daha dün AKP’ye yakın gördüklerinden dolayı
tepkili oldukları bir isme bugün en çok CHP’liler
destek çıkıyor.
Özdağ suçludur, suçsuzdur bilemem.
Ben hakim değilim hüküm veremem.
Merak ettiğim şu ki CHP’liler, Özdağ’ı cemaat
üyesi olarak görüp de mi sahip çıkıyor yoksa
Özdağ’ın gerçekten AKP’yi desteklediğini, cemaatle
bir bağı olmadığını düşünüp de mi ziyaretine gidiyor?
Her iki seçenekte de durum vahim değil mi sizce?
Yani Özdağ, cemaatçi değilse bir oda başkanı olarak
“Siyasi görüşüm belli” diyebiliyorsa CHP’lilerin
kendisine sahip çıkmasındaki mantık ne olabilir?
Ya da Özdağ cemaatçi ise cemaate para aktardıysa
dün CHP’yi yerden yere vuran, KPSS skandallarına imza
atan, hükümet ile birlikte askerleri içeriye atan bir yapıya
mensup birine CHP’nin destek verme gibi bir saçmalığı olabilir mi?
Yani CHP, AKP’nin sırtını döndüğü herkese kucak açarak
halktan destek göreceğini mi sanıyor?
CHP, bu yaptıkları ile kendi tabanının antipatisini topladığının
farkında mı?
Ya da şöyle sorayım; CHP ne yaptığının farkında mı?