Çocuklar çok da umurlarında sanki

Ne zaman bir seçim olsa insanlar kılıktan kılığa girmeye başlıyor.

Normal yaşamlarında yer vermedikleri kimi şeylere çok değer veriyormuş gibi davranıyorlar.

Bildiğin bir duygu sömürüsü yaşıyoruz.

Önüne gelen milletin manevi değerlerini, zayıf yanlarını sömürmek için sıraya giriyor.

Bu hangi partiden veya görüşten olursa olsun değişmiyor.

Siyasetçilerin bu yapmacık tavırları bana çok itici geliyor.

Acaba diyorum, hala bu tür yapmacık tavırlardan etkilenip de o adayı kendine yakın görüp oy veren kaldı mı?

Mesela ne yapıyorlar biliyor musunuz?

Bizim en kutsalımız olan çocuklarımızı kullanıyorlar.

Gittikleri programlarda olsun, ev ziyaretlerinde olsun; bir çocuk görmeye dursunlar.

Hemen o çocukla fotoğraf çektirme peşine düşüyorlar.

Bir de sevimli yapıyorlar ki kendilerini sormayın gitsin!

En güzel sömürü aracı tabi…

Türk insanı vicdanlıdır, çocuklara şefkat gösteren adamdan korkmayacaksın diye düşünür.

Adaysa sadece hedefe kitlenmiştir.

Aslında ne o ortamda bulunduğu çocuk umurunda ne de çocuğun istekleri.

Zaten oy vermek gibi bir şansları da olmadığından

Asıl amaç direk aileyi ve o fotoğrafı görecek insanları etkilemektir.

Sizi bilmem ama siyasilerin -adayların çocuklarla çekilmiş fotoğraflarını görmek beni direk itiyor.

Çocuklar bizim en masum ve en değerli varlıklarımız.

Bari onlar kalsın siyasetin çirkin yüzüne bulaştırmadığınız…

Halkçı tavır mı sergilemek istiyorsunuz?

Daha bir sürü argüman var elinizin altında, gidin onları kullanın.

Ve bir zahmet çocukların üzerinden elinizi çekin!

---------

AFİŞ OLAYI UZARSA SUYU ÇIKAR...!

CHP İzmit Belediye Başkan Adayı Fatma Kaplan Hürriyet’in pankartı kent gündeminin birinci konusu oldu.

Biri kanunları çiğnediğini iddia ediyor, diğeri kanunlar çerçevesinde buna hakkı olduğunu savunuyor.

Ne AKP geri adım atıyor ne de Hürriyet…

En son dün gece jet hızıyla alınan bir kararla ikinci afişi de indirmek istediklerinde

Hürriyet’in vincin üstüne çıkıp olaya el atması son nokta oldu.

Bu çerçevede bir analiz yapmak gerekirse, kısaca görüşlerimi paylaşayım.

***

Fatma Kaplan Hürriyet’in o duvarı erkenden kiralaması hatta seçime kadar kapatması müthiş bir hamleydi.

Çünkü o duvar sıradan alelade bir duvar değildi.

İzmit’in en prestijli yeri ve aynı zamanda AKP il binasının çok yakınındaydı.

Bildiğim kadarıyla çokta fahiş fiyatlar istenir o duvara.

Uzun yıllardır Net Grup Ajansın sahibi Cennet Kıran tarafından kiralanmakta.

Fatma Hanım da akıllılık edip, duvarı seçime kadar kendisine tahsis etmiş.

Fakat gel gör ki AKP yediği golü fark edince arıza çıkarmaya başladı.

AKP il yönetim kurulu üyesi Gökhan Meriç’in fitili ateşleyen sözlerinden sonra Kaymakamlık devreye girdi.

Malum… AKP’den biri bir şey derse emir farz edildiği için…

Gökhan Meriç’in paylaşımı sonrasında yetkililer afişi indirmek için harekete geçti.

Hürriyet ise siyasi parti amblemi kullanmadığını, bir milletvekili ve TBMM Divan Katip Üyesi olarak buna hakkı olduğunu savundu.

Ve duvara sadece kendi adını yazarak bu alanın martın sonuna kadar kendisine ait olduğunu belirten ibare koydu.

Ama buna da itiraz ettiler ve dün geceki olay gündeme geldi.

Hal böyleyken Hürriyet ve arkadaşları direnç gösterdi, afişi söktürmedi.

Onun yerine beyaz bir brandayla üstü kapatıldı.

***

Tüm bunların toplamına baktığımda ne görüyorum biliyor musunuz?

Fatma Kaplan Hürriyet hala psikolojik üstünlüğü elinde tutmayı başarıyor.

Nasıl başarıyor bilmiyorum ama bir şekilde bunu yapıyor.

Bu da iki başlı bir yarışta ona moral ve güven veriyor.

Hürriyet’i iyi tanırım…

Bu işe sonuna kadar asılır, hedefe varana kadar pes etmez!

Yorulmaz, sıkılmaz, bıkmaz, usanmaz, korkmaz, çekinmez.

Kavgaysa kavga da eder ama asla geri adım atmaz!

Dengeleri iyi gözetir.

Bu olayın toplumda nasıl yankılandığını, nerede durması gerektiğini iyi tartar.

Ancak benim de kendisine küçük bir tavsiyem olsun isterim.

***

Bence afiş olayında Hürriyet alacağını almıştır.

O duvardaki beyaz branda bile İzmit’te beyaz sayfa açılmasını isteyenlere mesaj niteliğinde gibi duruyor.

Daha fazla uzatırsa işler terse dönebilir.

Hani derler ya zirvede bırakmak diye?

İşte bu olayda Fatma Kaplan Hürriyet zirveyi gördü, bence orada kalmasını bilmelidir.

Herkes onu konuşurken, rakibinden bahseden dahi yokken çok fazla telaşa kapılmasına gerek yok.

Biraz sukunet diyorum…!