Hürriyet’i yine yok saydı

Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın şu aralar sahalarda… Önceki günlerde İzmit'in Bekirpaşa bölgesine gitti. Esnafları gezdi, onlarla sohbet etti. Şehir hastanesine giden tramvay hattı ile ilgili vatandaşlara bilgiler...

Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın şu aralar sahalarda…

Önceki günlerde İzmit’in Bekirpaşa bölgesine gitti.

Esnafları gezdi, onlarla sohbet etti.

Şehir hastanesine giden tramvay hattı ile ilgili vatandaşlara bilgiler verdi.

Onların sorunlarını ve taleplerini dinledi.

Büyükakın’a bu ziyaretleri sırasında ise yanında AKP İl Başkanı Ellibeş ile

AKP İzmit ilçe Başkanı Ali Güney eşlik etti.

***

Büyükakın’ın AKP teşkilat başkanlarıyla birlikte yaptığı sokak gezilerinden sonra ortaya çıkan fotoğrafta

İzmit’te uyumlu çalışmanın

pek mümkün olmadığı bir kez daha görüldü.

Bunu neye dayanarak söylüyorum peki?

Çünkü Büyükakın’ın ertesi gün Gebze ilçesinde yaptığı vatandaş buluşmalarında yanında Gebze Belediye Başkanı Zinnur Büykgöz vardı.

Ama gelin görün ki, İzmit’te belediye başkanıyla değil, teşkilatla gezmeyi seçti.

Aslında iktidar-muhalefet cephesinden bakıldığında bu çok yadırganacak bir durum değil.

Ancak İzmit’te verilecek birlik ve beraberlik görüntüsüne ihtiyaç olduğu da ortada.

***

Daha önce İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet’in bu konuda sitemleri olmuştu.

“Gelin İzmit’i beraber gezelim”

demişti.

Bu çağrıya İKM Başkanı Murat Öztürk’de destek vermişti ama hepsi havada kaldı.

Büyükakın hiçbir şekilde Hürriyet ile İzmit’te ortak bir hareketin içinde olmayı istemiyor.

Diğer ilçelere gittiğinde ise yanında mutlaka o ilçenin belediye başkanı yerini alıyor.

***

Peki, İzmit bu gerilimi hak ediyor mu?

Etmiyor ama varın bunu siyasilere anlatın.

Sizi bilmem fakat Büyükakın’ın İzmit sokaklarında partisinin il ve ilçe başkanlarıyla esnaf turu yapması bana itici geldi.

Madem İzmit belediye başkanıyla aynı karede olmak istemiyorsunuz,

Madem İzmit’te kucaklayıcı olmak yerine “kutuplaşma siyaseti” yapmaya kararlısınız;

O zaman yanınıza hiç değilse AKP’li İzmit Belediyesi Meclis Üyelerini alabilirdiniz.

***

Meclis üyeleri arasında o bölgeden seçilmiş insanlar yok mu, var!

Onları niye yanınıza almıyorsunuz?

Bu çok daha yerinde olmaz mı?

Hem meclis üyenize güç katardınız hem de daha etik olurdu.

Böylelikle milletin -gözüne gözüne- siyaset yapmamış olurdunuz.

Seçilmiş başkan olarak rozeti bir kenara koyup, diğer kesimlerden size oy verenlerin de gönlünü hoş etmiş olurdunuz.

***

Gerçekten bunu yapmak çok mu zor?

Evet kolay olmadığını biz de görüyoruz.

Zira İzmit’te tansiyon hiç normal seviyeye inmiyor.

Kocaeli’nin kalbi olan merkez ilçeyi CHP’ye kaptıran AKP

Şimdiden dört yıl sonrasının hesabıyla Fatma Kaplan Hürriyet’in hareket alanını kısıtlıyor.

Bence baştan aşağı yanlış bir strateji.

***

Hürriyet’in aurasının ne kadar yüksek olduğunu hala göremiyorlar.

Her krizden güçlenerek çıktığını fark etmiyorlar.

Bu gidişattan kim karlı kim zararlı çıkar bilmem.

Ama Hürriyet her geçen gün İzmit’te yerini sağlamlaştırdığı gibi

Sinerjisi diğer ilçelere yayılıyor.

BİZDEN KÖTÜSÜ YOK...!

Bu kentin dört dönemdir AKP tarafından yönetiliyor olmasında

“Etkisiz”

muhalefet, “yetersiz” muhalefet gibi sebepler var.

Özellikle CHP açısından durumu ele almak gerekirse;

Kaybedilen belediyelerin icraatlarını, yolsuzluklarını, usulsüzlüklerini gün yüzüne çıkarmada,

Kamu adına denetim görevi görmede muhalefet meclis üyelerine çok fazla iş düşüyor.

İşte tam da bu sebeple meclis üye listelerini yaparken sadece kazanmaya değil, kaybetmeye yani -muhalefet etmeye- yönelik isimler ön planda olmalı.

Var mı CHP’de böyle birileri, yok!

***

İlçelere baktığımızda şöyle pat diye adı aklımıza gelen, sorumluluk aldığı ilçenin problemlerine kafa yoran, o sorunları basına taşıyan çok sayıda kişi aklıma gelmiyor.

Ama meclis üyeliğinin tadına varan var mı, dediğimizde pek çok isim aklımıza geliveriyor nedense (!)

Belediye meclislerinde birer milletvekili sıfatıyla kamu yararına görev yapmak için seçilen meclis üyelerinden kimileri

Maalesef önce kendi menfaatleri doğrultusunda hareket ediyor.

(Burada işini yapanları tenzih ediyorum)

Tabi bunların bu kadar rahat at koşturmasında, zayıf bir CHP örgüt yönetiminin görevde olması en büyük etken.

***

İşte bu ahval ve şerait içinde CHP’de tek bir isim aklımıza geliyor.

Geçen dönemle birlikte bu döneme damga vurmaya devam eden CHP Grup Başkan Vekili Engin Taşdemir…

Engin Taşdemir iki dönemdir AKP’ye karşı yaptığı muhalefetle adını duyurmayı başardı.

Pek çok rantsal işlerin ortaya çıkmasında etkili oldu.

FETÖCÜ Dumankayalara

sağlanmak istenen ranttan tutun;

MİA kapsamına alınarak haksız kazancın kapısından dönen Haldızlara kadar pek çok konuda gündem yaratmayı bildi.

Gökmen Mengüç’ün, Zekeriya Özak’ın, hatta Karasomanoğlu’nun korkulu rüyası oldu.

Yer yer ulusal basına malzeme olacak konularla kentin nabzını tuttu.

Belediye meclislerinde yaptığı muhalefetle iktidar partisini köşeye sıkıştırdı.

Biz de bunların tamamını sorumluluk duygusu içerisinde haber yaptık.

Ağzından çıkan kelamı haber saydık, saymaya da devam ediyoruz.

***

Dün, kendisi hakkında yaptığımız habere gönderdiği açıklamada bizi suçlayıcı terimler kullanmasına rağmen, sözlerini aynı şekilde yayımlamaktan geri durmadık.

Demem o ki; Engin Taşdemir’in kişiliğine dair, siyasi geleceğine dair en ufak bir kasıt olmaksızın;

Hakkındaki bir iddiayı herkes gibi haberleştirdik.

Vatandaşın sözlerinde “RANT DEVŞİRME” iddiası olunca

“Taşdemir hakkında rant iddiası”

diye başlık attık.

***

Vay sen misin haberi yapan!

Bizim ne tetikçiliğimiz kaldı ne fırsatçılığımız.

Kardeşim bu gazete ve diğerleri sana bugüne değin kapılarını hep açık tutmadı mı?

Ne kötülük gördün de o cümleleri kurdun?

Adına “Alçakça saldırı” dediğin şeyde alçak olan biz mi oluyoruz?

Bakın, siz daha beni tanıyamamışsınız.

Saldırı öyle olmaz! Ama bunu kişiselleştirmek taraftarı değilim.

Şayet niyetimiz bu olsaydı, şayet rant işine girseydik…(!)

***

Biz bu şehirde akıllı muhalefetten yana olduğumuzdan

Onlardan çıkan her sese kulak vermeyi tercih ediyoruz.

Engin Taşdemir demiş ki, beni arayıp bilgi alıp haber yapabilirlerdi.

Doğru…

Ancak bu gazeteciliğin cilvelerindendir ve de tercih meselesidir.

Hepimizin ortak bir söylemi olur bazen, deriz ki “Arayınca haber olmuyor”

Bunda olan da budur. Yani zorunluluk değildir.

Ama siz tutupta bunu alçaklıkla eşleştirirseniz, bizi tetikçilikle itham ederseniz işte orada iş değişir.

Ben öyle sizin gibi arkadan da dolanmam.

Bu gazetenin çalışanıyla anlaşma yapıp içeri sızmaya, kendimi parlatmaya da çalışmam.

Çok ileri gidilirse denge-menge bakmam, şirazeden çıkarım!

Ufacık bir dokunmayla bu kadar zıplayacaksanız, bizi hemen tetikçilikle suçlayacaksanız yapacak bir şey yok.

İyi yazarken bizden iyisi yok, iyi yazmayınca da bizden kötüsü yok.

Bu mu sizin anlayışınız, bu mu gazetecilere bakışınız?

***

Hedefleri olan ve gelecek vaat eden bir siyasetçinin en küçük bir olumsuzlukta gazetecilere reva gördüğü sözler gerçekten profesyonelliğe yakışmıyor.

Kaldı ki mevzunuzda haklı da olabilirsiniz.

Anlatın bilelim, konuşun yazalım.

Gönül mü koymak istiyorsunuz, arayın sitem edin.

Hepsine eyvallah!

Ama bizi fırsatçılıkla, tetikçilikle suçlarsanız cevabını alırsınız.

***

Çok ileri gitmek istemiyorum.

CHP ve Engin Taşdemir konusunda hep adil bir noktada durmaya özen gösterdim.

Biz kimsenin PR danışmanı değiliz ki, her dediğini abartarak yazalım.

Olay neyse onu yazar, sesine ses olmaya çalışırız.

Hep iyi yazacağız, parlatacağız diye bizimle sözleşmeniz mi var?

O yüzden bizi ima ederek kullandığı bütün sözleri kendisine iade ediyor;

Sayın Taşdemir’i siyasette geniş olmaya ve hoşgörüye davet ediyorum.

Büyüdükçe bu tür ithamlar artacaktır, ki bir şekilde büyüyor(!)

***

İyi gidiyor, iyi giderken durduk yere basın çevresinde kendine cephe açmamasını tavsiyeyle noktayı koyuyorum.

Cevap verme ihtiyacı duyarsa -yine- aynı yolla yazılı olarak iletirse seve seve yer vereceğimin altını çiziyorum.

--------------------------------------

SON DAKİKA HABERLERİ

Aysun Özcan Diğer Yazıları