Samimiyetsizler ordusu…
İstanbul'un fethi; bir devrin kapanıp yepyeni bir devrin açıldığı gündür. Yüzyıllar sonra bile bu şanlı tarih ve onu yazanlar asla unutulmayacak. Bizler daha ilkokul sıralarında öğrendik anlamlı tarihimizle gurur duymayı. Ama diğer...
İstanbul’un fethi; bir devrin kapanıp yepyeni bir devrin açıldığı gündür.
Yüzyıllar sonra bile bu şanlı tarih ve onu yazanlar asla unutulmayacak.
Bizler daha ilkokul sıralarında öğrendik anlamlı tarihimizle gurur duymayı.
Ama diğer yandan, Cumhuriyetimizi yok etmek isteyenlerin,
Atatürk’ün bizlere armağan ettiği milli bayramlarımıza alternatif olarak
Kendi kafasına göre milli bayram icat etmelerine de asla gönlüm razı değil!
Hele hele şehitlerimiz geliyor diye 23 nisan kutlamalarını iptal eden samimiyetsizler bu işin başını çekiyorsa...!
***
AKP iktidarı ülkenin başına geldiği günden beri milli bayramlarımızın ayarıyla oynamaya devam ediyor.
Ne zaman ki bir bayram kutlayacağız, tam o zaman devlet erkanına toptan bir virüs yayılır.
Hastalıklar bahane edilir. Olmadı, “şehitler geliyor” denir.
Ama şehitlerimiz gelirken düğün derneğe devam edilir.
Bu da yetmez; akıllarına göre yazdıkları softalarla uydurma tarih yazıp kutlamalar yapılır.
***
Bu samimiyetsiz, minnetsiz ve şükürsüzler ordusu,
Milli bayramlarımızı şehitler geliyor diyerek yapmaktan imtina edenler var ya?
Şimdi ard arda gelen şehitlerimizi görmezden gelip sözüm ona fetih kutlaması yaptılar.
Bunu yaparken gözleri ne şehitleri gördü, ne şehit ailelerini gördü,
Ne yer altında hak mücadelesi için kendini madene kapatan madencileri gördü,
Ne de geçim sıkıntısından dağılan yuvaları gördü.
***
Onları görmediği gibi; dünyanın en ağır vergi yükü altında ezilen vatandaşları,
araba parası edecek sigorta ücretlerini, taşeron adı altında köle gibi sürünen gençlerimizi,
ülkemizin üstüne çöken milyonlarca vasıfsız Suriyeliyi,
tecavüze uğrayan çocuklarımızı, katledilen kadınlarımızı ve daha nice sorun yumağını görmediler.
Bunca derdin arasında bu milletin tek derdi sanki İstanbul’un fethini kutlamaktı.
***
Binlerce polis, figüran, sahne derken tüm bunlara harcanan milyonlarca liraya yazık günah değil mi?
Bu paralar kimin cebinden çıkıyor?
Yemin ederim, Fatih ayağa kalksa hepsine “Bu rezalet ne? Önce milletin sorunlarını halledin” der ve huzurundan kovardı.
Umarım bu saçmalık ilk ve son olur..!
Ne bereketli ay mübarek !
On bir ayın sultanı Ramazan ayı kapımıza dayandı.
Nefsimizi terbiye etme adına icra edeceğimiz bu mübarek ayda herkes kendine göre bir sınav verecek.
Açlığın susuzluğun ne demek olduğunu unutanlara veya hiç yaşamayanlara
Güzel bir hatırlatmadır bu mübarek ay.
Sadece açlık mı? Tamahkarlık, gözü doymazlık, israf yapanların da kendini gözden geçireceği aydır Ramazan.
***
Ama her şeyde olduğu gibi biz oruç olayını da sulandırmayı başaran bir milletiz.
Toplum her geçen gün muhafazakarlaşıyor gibi görülse de,
Eşeklik baki kalıyor.
Görgüsüzlük, fütursuzluk almış başını gidiyor.
Oruç tutmayanların daha bir fütursuzlaştığı, tutanların daha bir saçmaladığı dönemi yaşıyoruz.
Ne tutanın tutmayana saygısı var, ne de tutmayanın tutana…
Kafelere, lokantalara perde çekmek falan yok artık. Her şey aleni yaşanıyor.
***
Öte yandan oruç tutanlar, onun bunun vergileriyle kurulan görkemli masalarda
durumu müsait olduğu halde utanmadan bedava iftar yapabiliyor.
Ama sorsanız savunmaları hemen hazır.
Ramazan ayının birlik beraberlik ve paylaşımcı bir ay olduğunu söylerler.
Bir taraftan da bedava yemeğin tadını çıkartırlar.
Bedavacılığa alıştırılmış bu toplumdan
bir de her şeyi sayısal olarak hesaplayıp oy devşirenler vardır.
Dini duyguların üst seviyede yaşandığı mübarek günleri hemen artıya çevirme peşine düşerler.
Yok, Eyüp Sultan’da dua edersen kabul olur, yok Selimiye camisinde namaz kılmak çok sevap gibi,
Kendi kendilerine sevap-günah kriterleri koyup, vatandaşın parasıyla kendi cenahlarını otobüslere doldurup oraya buraya götürürler.
***
O da yetmez, ramazan etkinlikleri adı altında bir sürü gereksiz işler yapılır.
Hiçbiri de toplumda iz bırakan şeyler değildir.
Siz hiç duydunuz mu, ramazan gelse de etkinlikler başlasa diyenleri?
Duyamazsınız çünkü hepsi kendinden olanlara para kazandırmak için uydurulmuş kılıflardır.
O nedenle de ihaleleri sessiz sedasız yapılır.
Hangi ajans nasıl bir ramazan ayı programı hazırladı, hiçbirini duyamazsınız.
***
Kendi içlerinde olup bitirirler her şeyi.
İlçelerde bile kimin kimle çalışacağı çok önceden bellidir.
Biri diğerinin sınırına girip teklif vermeyi bile racona ters görür ki, bırakın dışarıdan başka ajansların teklif vermesini.
Köşe başları çok önceden tutulmuştur.
Ramazan gelse de para kazansak diyenlerle doludur etraf.
Vel hasıl kelam; ramazan ayı, doyumsuzların doyuma ulaştığı mübarek aylardan biridir..!
Boşuna adına “mübarek ay” dememişler.
Adı bile yetiyor doyuma ulaşmak için.