İbrahim Aracı’ya peşin hüküm…!

Bu kentte sayısı yüzlerle tanımlanacak iş insanlarıyla röportajlar yaptım. Dev sanayicilerden tutun, basamağın en başındaki çiçeği burnunda girişimcisine kadar. Hepsiyle çok güzel diyaloglarım oldu. Bir tanesini bile suiistimal etmedim....

Bu kentte sayısı yüzlerle tanımlanacak iş insanlarıyla röportajlar yaptım.

Dev sanayicilerden tutun, basamağın en başındaki çiçeği burnunda girişimcisine kadar.

Hepsiyle çok güzel diyaloglarım oldu.

Bir tanesini bile suiistimal etmedim.

Çoğuyla arkadaşlığa kadar uzandık.

Hala daha görüşür, zaman zaman sohbet ederiz.

O ilişkiler sayesinde bugün bu noktada olduğuma inanırım.

Canım sıkılınca buradan atlayıp Çayırova’nın Keresteciler sitesine,

Gebze’deki OSB’lere, Dilovası’ndaki fabrikalara,

Kartepe’deki Arslanbey OSB’ye, İzmit’te göze gelen işletmelere,

kısacası istihdamın olduğu aklınıza gelebilecek bütün sektörlere ziyarete gidebilirim.

Çünkü çok insanla oturdum kalktım, pek çoğuyla iletişimim sürüyor.

Bazen karşımda ağlayan, bazen de en özel sırlarını paylaşanlar oldu.

O an ben orada gazeteci değil; bir sırdaş, arkadaş, yoldaş idim.

İşte bu ilişkiler yumağı benim bu meslekte kök salmama sebep oldu.

Çünkü hepsinin temelinde “güven” vardı.

***

Yüzlerce işinsanıyla tanışıp görüşmeme rağmen İzmit’in değerleri arasında sayılan biriyle nasıl oldu da yollarım kesişmedi, onu bilemedim.

Vefa İbrahim Aracı’

dan bahsediyorum.

Kentimize önemli yatırımlar yapan, sosyal sorumluluk anlamında yaptığı atılımlarla toplumda saygın bir yer edinen Aracı ailesiyle en ufak bir temasım yok.

Doğrusunu isterseniz bir girişimim de olmadı!

Ama uzaktan uzağa takdir ettiğim isimlerden biriydi.

Özellikle son olarak Kocaeli Üniversitesi’nde yaptırdıkları ağır kanser hastalarının bakımı için kullanılan Palyatif Bakım Merkezi,

Aracı ailesine vefa duymamız için yeterli bir sebepti.

***

Fakat bugün öyle bir noktaya gelindi ki; İbrahim Aracı, adeta kent düşmanı ilan edildi.

Açıkçası ben bunu acele verilmiş bir karar olarak değerlendiriyorum.

Neden?

Çünkü daha ortada bir şey yok.

İzmit Körfez’inde yapılmak istenen limanla ilgili ÇED toplantısı yapılmamışken;

Adam ısrarla “LİMAN DEĞİL, İSKELE” derken biraz acele etmiyor muyuz?

Durun bakalım, hele bir ne olup bitiyor anlayalım.

***

Mahalle halkının paniklemesi ve önlem alması çok anlaşılır bir durum.

Doğal olarak erken tepki koymakta haklılar.

Fakat bu durumdan nemalanmaya çalışanları da görmezden gelemeyiz.

Bugün İbrahim Aracı, basın mensuplarının önünde,

yapmak istedikleri projeyi yerinde anlatarak olumlu bir adım attı.

Kendisine ağır sözlerle yüklenen gazetecilere de onların on katı bir üslup ile cevap verdi.

***

Şahsen gazetemiz adına bu kavganın hiçbir tarafında olmak istemiyorum.

Onların her kötü dediğine sarılacak değilim.

Her iyi dediklerine de kötü diyecek değilim.

Objektif kriterlerle yürüyeceğiz.

Bu kriterler arasında da önceliğimiz “HALK” olacak.

Halka ikna olursa biz de ikna olacağız.

Ama tabi halkın “çarşı her şeye karşı” cinsinden itirazlarına da prim vermeyeceğiz.

Çünkü çok iyi biliyorum ki bu kentte aslanı kediye boğdurmak gibi bir durum söz konusu.

Kendi içimizden olanlara karşı acayip bir kin besliyoruz.

Bir adım yukarı doğru tırmandığını gördüğümüz an, paçasından aşağı çekiyoruz.

O nedenle ön yargılardan uzak, reel olan neyse onu yapacağız.

***

“Neden Derince”

sorusuna mantıklı bir cevap bulamadığım KORTAŞ limanıyla alakalı yapılacak olan ÇED toplantısı sonrası, fotoğraf biraz daha netleşecek.

Yoksa karşılıklı yapılan suçlamalar, salvolar beni gram etkilemiyor.

Aracı, tam olarak orada ne yapacak?

İskele diyor ama o iskele büyüyor.

Haliyle iskele büyüyünce daha yüksek büyük gemiler yanaşacak ve kapasite artacak.

Bunun peşinden de depolama ihtiyacı doğacak.

Yani kimyasallar orada beklemeye alınacak.

***

Mantık bunu söylerken İbrahim Aracı çıkıp söz verebiliyor mu?

“Burada depolama kesinlikle yapılmayacak” diyebiliyor mu?

Hadi diyelim yapıldı.

Peki, ulaşım ne olacak?

“Ben iskeleyi yapayım, ardından depo kurayım, gelsin gemiler gitsin Tırlar…

E artık ulaşımı da Büyükşehir Belediyesi düşünsün”

mü diyecek?

Ulaşım konusunda çözüm önerileri ve katkıları olacak mı?

Tüm bunlar detaylandırılmadığı sürece sen ister adına iskele de ister liman.

Hadi bizi ikna edin!

İLÇE BAŞKANLARI KONU MANKENİ Mİ?

Rüşvet skandalıyla sarsılan MHP il başkanı Aydın Ünlü

Gün geçtikçe irtifa kaybediyor.

Para karşılığında Valilikten şahıslara silah ruhsatı temin ettiği kayda geçen Ünlü’nün eski havasından eser yok.

Neredeyse AKP’nin bütün programlarında başrollerde olan

AKP’lilerce baş tacı edilen MHP il başkanının karizması çok fena çizildi.

Siz bakmayın onun kameralar karşısında salvo yapmasına.

Nerede iki ay önceki Aydın Ünlü, nerede şimdiki Aydın Ünlü…!

Süt dökmüş kediye döndü adeta.

Ortaya çıkan skandal videodan sonra MHP’deki otoritesi bile sarsılmaya başladı.

Bunu nereden anlıyoruz?

Ünlü’ye en yakın adamlardan, daha doğrusu ilçe başkanlarından biri olan Murat Kalender’in rest çekişinden.

***

MHP Kartepe ilçe başkanı Murat Kalender, Ünlü’nün adeta gölgesi gibiydi.

Pek çok konuda arkasında en dik duran adamlardan biriydi.

Ama ne oldu?

Kalender, kongre takviminin yaklaştığı şu günlerde Ünlü’nün zarar göreceğini hiç düşünmeden istifayı bastı.

Hem de sosyal medyadan…!

Murat Kalender gibi Ünlü için gözünü budaktan sakınmayan biri bunu yapıyorsa varın gerisini siz düşünün.

***

Güneç balçıkla sıvanmaz.

Ünlü’nün yaptıkları tek tek karşısına çıkmaya devam edecek.

Öyle oturduğu yerden “Kaset montaj, bu iş FETÖ kumpası” deyip sıyrılmak,

Ardından da söylediğini inkar edercesine sağ kolu İzzet Erdem’i kurban vermekle olmaz.

Madem kumpas o zaman ne diye İzzet Erdem’i yediniz diye sorarlar adama.

***

Murat Kalender konusuna gelince…

Bugünkü haberimizde yer verdiğimiz gibi bu işin altında da Aydın Ünlü’nün ihtirasları yatıyor.

Ünlü, Cumhur ittifakının ilçelerdeki temsilcileri olan MHP ilçe başkanlarını adeta yok saydırıyor.

Onların varlığıyla yokluğu hiç fark etmiyor.

En ufak bir iş görmede, ülkücülerin sorunlarını çözmede Aydın Ünlü devreye giriyor, ilçe başkanlarına inisiyatif kullandırmıyor.

Benden habersiz kuş uçmayacak diyor.

Peki bunu niye yapıyor?

Ülkücülere adaletli bir dağılım yapılması için mi, tabi ki hayır.

Siz anladınız onu (!)

Hoş, Aydın Ünlü kurumlarda ve belediyelerde eskisi gibi rahat at koşturamıyor, o da ayrı bir konu.

***

MHP ilçe başkanlarının artık ayması, kendine gelmesi gerekiyor.

Hiyerarşik düzende il başkanına itaat, saygı-hürmet hepsine eyvallah!

Ama bir bakın bakalım Ünlü bu terimlerin kaçta kaçını hak ediyor?

MHP Genel Merkezi tarafından aklanan fakat vicdanlarda çok iyi yer edinmeyen MHP il başkanı;

Ona en yakın ilçe başkanını bile çileden çıkardıysa varın gerisini siz düşünün.

***

Şayet Aydın Ünlü’nün ayakları yere basmazsa daha çok istifalar duyarız.

Murat Kalender’in istifasını çabuk örtbas etti.

Sosyal medya sayfası çalınmış dedi.

Kim dedi, Kalender mi? Hayır, Ünlü dedi.

Maşallah bilişim teknolojisinde de çok iyi.

Murat Kalender’den önce sorunu tespit edip, açıklama bile yaptı.

İster inanın ister gargara yapın (!)

SON DAKİKA HABERLERİ

Aysun Özcan Diğer Yazıları