BUYRUN BERABER İSPATLAYALIM..!
Dün bir köşe yazısı yazdım. Dedim ki; 'Sarıbay'ın önceliği avukatlık mı yoksa CHP mi”… Bu yazıda İzmit'in Veli Ahmet mahallesinde SİT ALANINA yapılan bir inşaatın mahalle halkında rahatsızlık yarattığı; Buna istinaden...
Dün bir köşe yazısı yazdım.
Dedim ki; “Sarıbay’ın önceliği avukatlık mı yoksa CHP mi”…
Bu yazıda İzmit’in Veli Ahmet mahallesinde SİT ALANINA yapılan bir inşaatın mahalle halkında rahatsızlık yarattığı;
Buna istinaden konunun Nevzat Doğan’a aksedildiğini,
Daha sonrasında hatırı sayılır kişiye ait olduğu söylenen arsaya inşaatın devamı için araya Cengiz Sarıbay’ın sokulduğu şeklindeki iddialara yer verdim.
CHP il başkanının her ay hiç kaçırmadan düzenli olarak katıldığı “il başkanları toplantısına” atıfta bulunarak,
Siyasette yüz göz olmanın hafifliğinden örneklemeler yaptım.
***
Bu yazım üzerine bir saat geçmedi ki Cengiz Sarıbay aradı.
Haklı olarak öfkeliydi ama her zamanki gibi nazikti.
Sarıbay telefonda, şimdiye kadar hakkında yapılan tüm eleştirileri olgunlukla karşıladığını
Ama adının akçeli işlerle yan yana getirilmesine inanamadığını ve çok üzüldüğünü ifade etti.
Derhal bir düzeltme yayınlamamı talep etti.
Kendinden o kadar emindi ki, bu iddiaları ispatlarsan hemen yarın hiç vakit kaybetmeden il başkanlığından istifa ederim dedi.
“Ooo bu çok iddialı bir söz başkanım” deyince Sarıbay,
Kesinlikle bu konuda çok net olduğunu, bahsedilen konuyla alakalı hiçbir bilgisinin olmadığını,
Nevzat Doğan ile ne bu konuda ne de başka bir konuda yakın zamandır görüşmediğini söyledi.
(Ben–direk-Nevzat Doğan ile görüştü dememiştim oysa)
***
Beni ispatlamaya davet etti.
Veli Ahmet mahallesinde öyle bir inşaattan haberi olmadığı gibi,
Müvekkilinin de bulunmadığından bahsetti.
Ben de kendisine bu iddiaların doğru çıkması için göbek atmadığımı
fakat konunun parti çevresinde çok rahatça konuşulduğunu, olayı daha da netleştirmek için bir iki güne ihtiyacım olduğunu söyledim.
Sarıbay ile yaptığımız bu görüşmeden sonra araştırmalarımı derinleştirmeye ve hızlandırmaya başladım.
Çünkü bu iddia öyle kolay sindirilecek bir iddia değildi.
CHP’nin il başkanı uygunsuz bir işe göz yumulması için aracılık etti deniliyordu.
Kızmakta da son derece haklıydı.
***
Ama tek haklı olan o değildi, ben de haklıydım.
Bu bilgileri benimle paylaşanlar öyle yoldan geçen herhangi birileri değildi.
Yani gözlerimi kapatıp yok sayamazdım.
Kaldı ki Cengiz Sarıbay’ı insan olarak çok sever sayarım.
Ama mesleki duygularım hepsinden önce gelir, tanıyanlar iyi bilir.
Beni ne parti amblemi ilgilendirir ne kişinin nüfusu, önce işim gelir.
Benzer iddiaları AKP il başkanı için de yazdım.
CHP olunca neden susayım veya görmezlikten geleyim?
Suçlamıyorum etmiyorum, iddiaların doğru olup olmadığını sorguluyorum ve de araştırıyorum.
***
Neyse.. devam edeyim.
Sevgili Cengiz Sarıbay yazılanlardan çok etkilenmiş olacak ki bugün ışık hızıyla gazetemizin mail adresine bir tekzip metni yolladı.
Ben de hiçbir kaprise, egoya kapılmadan mahkeme yoluyla gelmese bile, Sarıbay’ın tekzibine manşetten yer verdim.
Sarıbay kısaca şunları demiş:
“Adı kullanılamayacak kadar” belirsiz olan şahıslarla ilişkilendirilerek, yapılmak istenen tavrın Sarıbay Ailesi’ne, mesleğine ve bulunduğu siyasi kuruma bir hakarettir. Bu yazı ile bazı kesimlerin, Kocaeli’nin tanınmış ve önemli bir isim olan “Cengiz Sarıbay” ismini kullanarak menfaat temin etme çabasında olduğu anlaşılmaktadır.
43 yıllık mesleki ve siyasi hayatında ilk defa bir tekzip yazısı yayınlamanın üzüntüsü ile bildiriyoruz ki;
diye devam etmiş.
***
Benim yazdığım yazıda bu ithamları yapacak unsurlar neresidir bilemiyorum.
Ben hukukçu değilim sonuçta ve bir hukuk erbabından hele hele kendi deyimiyle “Kocaeli’nin tanınmış ve önemli bir isminden” daha iyi bilecek değilim.
Benim yazdıklarımdan bu anlaşılıyorsa ona da diyecek sözüm yok.
Sarıbay, tekzibinde “adı kullanılamayacak kadar belirsiz olan şahıslar” demiş.
Bu isimler o ana kadar belirsizdi evet, haklı ama artık isimler de belirgin.
Fakat kabul edersiniz ki, bu işlerin belgesi olmaz ve isimler öyle kolay telaffuz edilmez.
Ayrıca gazetecilikte etik kural diye bir olgu vardır.
Haber kaynağını deşifre etmek mertlik değildir.
Ancak iş hukuka giderse seve seve yardımcı olurum.
Ben haber kaynağını açıklayacak kadar dünkü çocuk da değilim.
Ayrıca iddiaların gerçek mi değil mi olduğunu anlamak için haber kaynağına gitmeye gerek olmadığını düşünüyorum.
Bunun çok basit bir yolu var.
***
Şimdi aşağıda SİT ALANINA yapıldığı söylenen inşaatın fotoğrafını dikkatinize sunuyorum.
Bırakın Sarıbay’ı, şunu bunu, soracağım sorulara yetkililer ve de üzerine alınırsa Sarıbay da cevap versin.
1-Bu bina SİT alanında mı değil mi?
2-Yer sahibi hatırlı kişi olmasaydı bu alana inşaat yapabilir miydi, yapamaz mıydı?
3-Binayı yani inşaatı yapan firma kimin, bu firmanın aynı kapıya çıkması tesadüf mü?
4-Meclis üyelerine belediye meclisinde bu yerle alakalı plan tadilatı vs. gibi bir konu geldi mi?
Geldiyse ne yaptılar gelmediyse neden gelmedi, bir fikirleri var mı?
5-İzmit belediyesi Sit alanlarına ne zamandan beridir inşaat izni verir oldu?
6-Bu soruların cevaplarına ulaşmak bu kadar zor mu?
***
Bakın burada ne Sarıbay’ı suçluyorum ne başkasını.