Kazık böyle atılır…!
Yeni yılda nur topu gibi gündemimiz oldu. İzmit Belediyesi'nin sözleşmeli 25 personel ile yollarını ayırması bir anda Kocaeli'nin bir numaralı konusu oldu. Aslında bu kadar yaygara koparacak bir durum söz konusu değil. Çünkü adı...
Yeni yılda nur topu gibi gündemimiz oldu.
İzmit Belediyesi’nin sözleşmeli 25 personel ile yollarını ayırması bir anda Kocaeli’nin bir numaralı konusu oldu.
Aslında bu kadar yaygara koparacak bir durum söz konusu değil.
Çünkü adı üzerinde “Bunların tamamı sözleşmeli personel”
Nasıl ki ihtiyaç olduğunda Pirelli, Brisa gibi fabrikalar geçici sözleşmeli işçi alıyorsa belediye de öyle.
Yani sözleşmeye imza atan taraflar bunun zamanla sınırlı olduğunu baştan kabul etmiş oluyor.
Ama nedense özel sektörde uygulanan bu kaideye kimse ses çıkarmazken iş belediyelere geldiğinde bu gerçeği bir türlü kabullenmek istemiyorlar.
***
Bir kere bu işi tek yönlü ele almamak lazım.
Burada dikkat çeken iki husus var;
-Birincisi; Sözleşmesi biten işçilerle iş akdi yenilemek zaruret değil.
-İkincisi; Sözleşmeli olarak alınan 25 personelin hepsi Nevzat Doğan’ın seçim kazığından başka bir şey değil.
Bunu neden bu kadar net söylüyorum peki?
Çünkü konuyu Nevzat Doğan’ın ağzından dinleyip yazan benim.
Seçimlerin ardından Nisan ayında Sayın Doğan ile yaptığım röportajda giderayak belediyeye aldığı, aralarında BEKAŞ işçisi olanların da bulunduğu 29 “Kıyak atamayı” sorduğumda
Bunun bir vefa olduğunu, yakın arkadaşlarını kırmamak adına böyle bir şey yaptığını anlatmıştı.
Buraya dikkatinizi çekiyorum.
Bakın, teknik kadrolar lazım olduğu için demiyor!
Belediye başkanı olarak yıllardır benimle yol yürüyenlere vefa gösterdim diyor.
Yani sözleşmeli personel adı altında devlete “yeni memurlar” dayatıyor.
Müfettiş incelemesinde görüldüğü kadarıyla atanan hiçbir isim uzmanlık alanında kullanılmadığı gibi, liyakatin yanından geçilmiyor.
Durum bu olunca yeni Başkan Fatma Kaplan Hürriyet sözleşme süresini uzatmama hakkını kullanıyor.
Ancak gelin görün ki bunun adı “işçi kıyımı” oluyor.
***
Bakın, burada partizanca bir tutum olduğunu söylemek ciddi haksızlık olur.
İşten atılanların hepsinin AKP’li oluşu referans gösterilecekse o da ayrı bir ironi.
-Birincisi; son 17 yıldır AKP’li olmayan, CV’si AKP teşkilatından gelmeyen tek bir kişi belediyenin kapısından içeri girmeyi bir tarafa bırakın, böyle kıyak görmedi.
-İkincisi; Bir hakkaniyetsizlik olduğunu varsaysak bile bu konuda sesini yükseltecek son parti AKP’dir.
Çünkü yerelde iktidara geldikleri ilk andan itibaren yaptıkları kıyımların, mobinglerin haddi hesabı yok.
Aynı şekilde CHP’de bunu yaptı, yapacaktır da…
Maalesef siyasi iradeyle görev başına gelen bütün belediyeler kendi partisini koruyup kollamak zorunda kalıyor.
Ama İzmit Belediyesi’nde yaşananlar biraz daha ötesi.
Burada tam olarak partizanca bir kadrolaşmadan çok kaymak tabakanın nemalanması durumu var.
***
AKP’de emek veren, sokaklarda bayrak asan, yereldeki yöneticileri hiç tasvip etmediği halde sırf Erdoğan sevgisinden partiye hizmette kusur etmeyenler değil!
Onların emeğinin üzerine oturanlar var!
Dikkat ederseniz AKP tabanında bu anlamda fazla feveran eden yok.
Teşkilat yöneticileri dışında topa giren, Nevzat Doğan’ın yanlışlarını savunanı duymadık.
Neden? Çünkü onlar da bıktı usandı. Onun yakını bunun bilmem nesi olmadan memur kadrosu almak ne mümkün?
Anca yan şirketlerde kendilerine yer bulurlarsa ne ala memleket.
Yani sözün özü, ortada bir kıyım olduğu koca bir balondur.
Anlamak isteyen, okuduğunu anlayan, olayları iyi takip eden herkes neyin ne olduğunu görüyor.
***
Daha basite indirgeyerek söylemek gerekirse;
Nevzat Doğan seçime birkaç gün kala etrafında koruyup kolladığı kişiler veya yakınlarına;
Ve de siyasi yol arkadaşlığı yaptığı nüfuslu kimselerin akrabalarına kıyağın babasını çekmiştir.
Kapağı devlete atmanın hesabıyla sözleşmeli memur yapmak isteyip, adına da “VEFA” demiştir.
Bunun savunulacak bir yanı yoktur.
***
Kimse kış günü işsiz aşsız kalmasın, bunu hiç istemem.
Ama sadece benim etrafımda kış geldi deyip nasıl yaşayacağını, çocuklarının yanında nasıl baş eğmeden duracağını kara kara düşünen bir sürü insan var.
Benim etim ne budum ne, bana bile bir sürü CV bırakan oluyor ve elimden tek bir şey gelmiyor.
Hepsinin ayrı hikayesi var ve ben o hikayeleri dinleyince kapıları yara yara onlara iş bulmak istiyorum.
Bunlar da kalkmış bir imzayla daha fazlasını almayı kendinde hak görmüş.
Bir yıldır hak etmedikleri ücreti alırken en ufak bir rahatsızlık hissetmediği gibi kul hakkına girdiğini unutmuş.
BEKAŞ’a geri dön denilenler, eski maaşı beğenmemiş.
***
Belediyeler arpalık değil!
Bugün Nevzat Doğan’ı kınıyorsak yarın aynı şeyi yaptığı takdirde Hürriyet’i kınarız.
Eğer Hürriyet aynı şekilde sözleşmeleri yenileseydi ne olurdu, biliyor musunuz?
Yılda bir milyonun üzerinde belediyeye zararı olurdu.
Çünkü alanında kullanılan isimler değil hiçbiri.
Onlar çıkarıldı diye yerlerine 25 kişi alınmayacak. Yani bir boşluk yaratmadılar.
***
Anlamadığım şey, o zaman KPSS dedikleri sistem niye var?
Bu sınav neden ve kimler için yapılıyor?
Zamanında FETÖ eliyle hayatları elinden çalınan gençler
Şimdi de sözleşme adı altında haksızlığa uğruyorsa sizin FETÖ’den ne farkınız var?
Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır.
Konuyu yakinen takip eden biri olarak, Nevzat Doğan’ın ağzından yazdıklarımı da unutmayarak
İzmit Belediyesi’nin yaptığı tavrı haklı bulduğumu çekinmeden söyleyebilirim.
***
Burada yapılacak şey belli.
Alakasız biçimde birilerinin yakını olduğu için sözleşmeyle kapağı belediyeye atanlar hariç;
BEKAŞ’tan geçenlere bir şans daha tanınıp, alanlarında değerlendirmeye alınmalı.
Tabi her iki taraf için de amaç üzüm yemekse…
Bağcıyı dövmek için yapılıyorsa her iki taraf da kumda oynamaya devam etsin!