İz bırakmak böyle bir şey
AKP'nin en başarılı il başkanlarından biri olarak anılıyordu. Onun böyle anılması elbette tesadüflere bağlanamazdı. Disipliniyle, çalışma biçimiyle, dominantlığıyla, cesur siyaset anlayışıyla elde etti bu tanımlamayı. Ama daha...
AKP’nin en başarılı il başkanlarından biri olarak anılıyordu.
Onun böyle anılması elbette tesadüflere bağlanamazdı.
Disipliniyle, çalışma biçimiyle, dominantlığıyla, cesur siyaset anlayışıyla elde etti bu tanımlamayı.
Ama daha sonra kendi tabiriyle “siyasi kumpas” yoluyla partiyle arasına mesafe konuldu.
O ise davasından bir an bile vazgeçmedi.
Her zaman partililerin “Mahmut başkanı” oldu.
Gittiği yerde partililerinden teveccüh görmeye devam etti.
İşi düşen, iş arayan, hastası olan onu aradı, elinden geldiğince yardımcı olmayı sürdürdü, bunları gözlemliyoruz.
***
Bunlar kolay şeyler değildir.
Siyasetçilerin arkalarında nasıl bir iz bıraktıklarını anlamak için onların hiçbir titri olmadığı dönemleri takip edin.
Mahmut Civelek
sade bir parti üyesi olarak hala ilgi görüyorsa bunu iyi analiz etmek lazım.
Hikmet Erenkaya
hala yolda rahatça yürüyebiliyorsa, ofisi yol geçen hanı gibiyse bununla gurur duymaları lazım.
Karaosmanoğlu
’nun koca bir kenti 15 yıl yönettikten sonra esamesi okunmuyorsa, Yuvacık’a tıkılıp kalmışsa bunu iyi tahlil etmek lazım.
Sefa Sirmen
“efsane başkan” lakabını nefsine yenilip tükettiyse bundan ibret almak lazım.
Mehmet Ellibeş
’e üç dönem belediye başkanlığının ardından “gel partinin başına geç, ağabeylik yap” deniyorsa bunun değerli olduğunu görmek lazım.
***
İşte bu kriterler ölçüsünde baktığımızda Mahmut Civelek’in hala AKP’de bir karşılığı olduğunu söyleyebilirim.
Civelek, partisinden beklediği vefayı görememiş olmasına rağmen çizgisinden sapmadı, başka partiye falan gitmedi.
Uzun zamandır kendisiyle bir araya gelip bu konuların yer aldığı bir söyleşi yapma isteğim vardı.
Beni kırmadı davetimi kabul etti.
Geçtiğimiz hafta Sayın Civelek ile yaptığımız röportajımız beklediğim gibi epey ses getirdi.
Kendisine bu vesileyle bir kez daha teşekkür ediyorum.
***
Civelek’in röportaj vermesini kimse alıp farklı yerlere götürmesin.
Kongre yaklaştı, kendini göstermeye çabalıyor gibi sığ düşüncede olmasın.
Durduk yere nifak sokmasın.
Kıskançlık yapmasın.
Bu gazetede dileyen herkese yer var.
Görüşü, duruşu ne olursa olsun, ağızdan çıkanlar aynen yazıya dökülür.
Yazıldığında da ses getirir.
Ve bunlar beni daha iyisini yapmam için motive eder.
İnşallah çok keyif alacağınız daha nice söyleşilerimiz olacak.
***
Sayın Civelek ile alakalı birkaç cümle edip, yazıyı sonlandırayım.
Başına bela olan “Kent Konut” olayını ilk kez bu kadar detaylı dinledim.
Anlattıkları doğru yanlış bilemem, bu tamamen onunla vicdanı arasında bir şey.
Ancak ben kendisine inandım.
Velevki yanlış.
Yahu bu kent oturduğu mahallede evinin dibine kendine özel cami yaptıran belediye başkanı gördü.
Onun karun gibi zenginleşen oğullarını gördü.
Çelik fabrikası kuran belediye başkanı gördü.
Gördü de gördü.
Adam belediyenin iştirakinden indirimli daire almış, çok mu?
Hatırlayın o günleri. Civelek’in ağırlığı, popülaritesi kimde vardı?
İstese daha çoğunu yapamaz mıydı?
Kimsenin ağzını açacak durumu da yoktu.
***
Demem o ki, Mahmut Civelek siyaset adına özellikle AKP adına bir kayıptır.
Eğer şu an bir temsil makamında olsaydı muhalefeti hop oturtur hop kaldırırdı, biz gazetecilere de bol malzeme çıkardı.
Hararetli, agresif siyasetçiler çoğalmalı.
Ne o öyle mıy mıy mıy…
Ağzının içinden konuşmalar, laf olsun diye açıklama yapmalar falan…
Efendim, neymiş; kavga siyaseti yapmayacaklarmış.
Bak sen…!
İyi o zaman ne diyelim, Allah muhabbetinizi artırsın.
Yürüyen işleriniz aksamasın (!)
---------------------------
NEDEN SUSUYORSUNUZ?
Türkiye Karadeniz açıklarında tarihinin en büyük doğalgaz rezervini keşfetti.
Bu olay gerek Türk basınında gerekse dünya basınında büyük yankı uyandırdı.
Kendini yerli ve milli hisseden, bu toprakların kıymetini bilen herkes doğalgaz müjdesini sevinçle karşıladı.
Ben de bu duruma sevinenlerdenim.
Bu işin zerre kadar İDEOLOJİK bakılacak bir yanı olmadığını düşünüyorum.
***
Efendim, Tayyip Erdoğan doğalgaz müjdesini daha önce sekiz kez vermiş.
Olabilir, biz de onların hiçbirini ciddiye almadık zaten.
Ama bu sefer öyle değil.
Karadeniz bu kez gerçekten yüzümüze güldü.
Sondaj çalışmaları neticesinde 320 Milyar metreküplük doğalgaz rezervi ile bağımsızlığımıza bir kapı açtık.
Konuya bu pencereden bakıyorum.
Bir ülke üretimden ve kalkınmadan ne kadar uzaklaşırsa, o kadar dışa bağımlı olur, o kadar güç kaybeder ve bir o kadar sömürülür.
***
Güçlü Türkiye’den söz etmek için hakikatten bizi güçlü kılan argümanlarımız olmalı.
Doğalgaz keşfi işte bu nedenle çok ama çok önemli.
Sonrasında bu keşfin siyaseti yapılır mı yapılmaz mı, onu bilemem.
Eğer siyaset yapılacaksa da kendi adıma söyleyeyim, buna itirazım yok.
İnsanlar 18 yıllık AKP iktidarında neler gördü, neler yaşadı,
nereden nereye geldi, altından neler kayıp gitti; vakti geldiğinde hepsini akıl süzgecinden geçirecektir.
Salt, doğalgazın bulunması Erdoğan’ı tekrar Başkan yapacaksa varsın yapsın.
***
Erdoğan’ın yerinde devletin başında kim olsa bu işten siyasi çıkarım elde etmek isterdi.
Ona bakarsanız böyle önemli bir konuda CHP Liderinin sessiz kalması sizce de siyaset değil mi?
Hani bir söz vardır, eşeğin aklına karpuz kabuğu kaçırmak diye…
Kılıçdaroğlu’nun ki o hesap.
Memleket adına hayırlı bir adımda susmak, yorum yapmamakla bir nevi Erdoğan’ın değirmenine su taşımıyor mu?
Halkımıza “MÜJDE” diye açıklanan bir konuda CHP örgütlerine konuşmama talimatı vermesi aslında siyaset değil mi?
Yani siz doğalgaz konusunda konuşursanız, bunun iyi bir şey olduğunu söylerseniz Erdoğan’a artı mı yazacak?
Ya da hiç konuşmayıp sanki böyle bir keşif yokmuş gibi davrandığınızda
O doğalgaz keşfedilmemiş mi olacak?
***
Ben söyleyeyim ne olduğunu.
Siz böyle yaptığınız sürece Erdoğan rakipsiz Başkan oluyor.
Rekabet gücünüz olmadığı için de karşısına rakip çıkamıyorsunuz.
Hala ABDULLAH GÜL gibi ömrü Cumhuriyet karşıtlığıyla geçmiş sağcılara sinyal çakıyorsunuz.
Ondan bu memleketi Tayyip Erdoğan’ın elinden kurtarmasını bekliyorsunuz.
Ülkenin yönetimini bu elden alıp diğer ele vermek istiyorsunuz.
Böyle muhalefet olmaz!
Böyle iktidar alternatifi de olunmaz!
***
Evet, doğalgazın kullanıma başlama tarihinin 2023 yılına denk getirilmesi bir siyasettir.
Ama bunu işlemek, bunu anlatmak sonraki işiniz olsun.
Muhalefet olarak sizin göreviniz doğalgaz rezervinin takibi olmalı.
Ve en önemlisi iyiye iyi, doğruya doğru demesini bilmelisiniz.
Konuşacak yerde konuşmalı, susacak yerde susmalısınız.
Bakınız Millet ittifakının diğer ismi Meral Akşener’e.
Ne kadar “ortadancı” bir yorumda bulundu.
Sayın Akşener, “Hayırlı olsun. Gazın Türkiye’ye getireceği her faydada elbette çok memnun oluruz. Partiyi temsil eden bütün arkadaşlarım bu konuyu kutladılar. Tersine bir cümle sarf edilmez. Hayırlı uğurlu olsun inşallah" sözleriyle destek verdi.
***
Bu noktada susmak, karşıt bir tavırdır. “Biz buna inanmıyoruz” demektir.
O zaman çıkıp yüreklice konuşun!
“Kardeşim, doğalgaz falan bulunduğu yok!
Döviz almış başını gitmiş, altının fiyatı durdurulamıyor, ekonomi baş aşağı iniyor, işsizlik katlanarak devam ediyor.
Haliyle Erdoğan iyice köşeye sıkıştı, gündem yaratacak bir şey arıyordu, dokuzuncuya aynı yalana sarıldı”
deyin.
Vatandaş oy verdiği muhalefetin ne düşündüğü konusunda niyet okumaya mecbur mu?
Söyleyin, bu iş iyi mi oldu kötü mü?
Doğalgaz var mı yok mu?
İş işten geçtikten sonra konuşmak, bayramdan sonra gelen kınaya benzer.