Muhalefet adayları, Büyükakın’a güvenmesin!

Adalet ve Kalkınma Partisi Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkan adayı Doç. Dr. Tahir Büyükakın, dün gazetemize bir ziyaret gerçekleştirdi. Öyle yarım saat oturup da “Hadi ben kalkayım” demedi, saatlerce oturdu, bizlerle sohbet etti. Açıkçası bu durum beni bir hayli şaşırttı. Mevcut Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu’nun gazetemizi kuruluşundan bu yana bir defa ziyaret etmişliği yoktu. Ziyaret ettikleri yerler belliydi.

Bu konuda bazı tabularımı yıktı açıkçası. Kendini hiç kasmadı, “Bunu söylersem bunu yazarlar” diyerek sözlerini ölçüp tartma gereği duymadı.

Keyifli bir sohbetti…

Gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Aysun Özcan Erenkaya, arkadaşım Uğur Enç ve şahsımla saatlerce oturup sohbet eden Büyükakın ile bir röportaj gerçekleştirmedik ancak belli başlı merak ettiğimiz sorular yönelttik kendisine. Kafama takılan, daha önce de kaleme aldığım bir konu vardı, Büyükakın’ın bu konuda ne düşündüğünü merak ediyordum; hazır gelmişken bu soruya da cevap aldım.

Malumunuz; AKP İzmit Belediye Başkan adayı Sibel Gönül, saha çalışmalarında ve yaptıkları açıklamalarda halktan oy isterken “Büyükşehir olmadan ilçe belediyelerinin yapabilecekleri sınırlıdır. Dolayısıyla uyumun olması mutlaka lazım” ifadelerini sıklıkla sarf ediyor. Yani Sibel Hanım diyor ki “Büyükşehir Belediyesini Tahir Büyükakın kazanacak. Bakın beni seçmezseniz, Tahir Büyükakın ile CHP’nin adayı Fatma Kaplan Hürriyet uyuşamaz, Büyükakın, partimiz dışında bir başkana gerekli desteği sağlamaz.” Bu sözleri, Sibel Hanım’a yakıştıramadığını dile getirmiştim 8 Şubat’ta kaleme aldığım “Yakışmıyor Sibel Hanım!” başlıklı makalemde.

Tahir Bey’e yönelttiğim soru da bununla alakalıydı. “13-0 hedefiniz var, ancak bu hedef tutmaz, siz Büyükşehir Belediye Başkanı olsanız bile birkaç ilçeyi kaybederseniz, Sibel Hanım ve diğer adayların da dediği gibi bir uyuşmazlık söz konusu olur mu? Yoksa Tahir Hoca, bu kente hizmet etmek için parti ayrımı yapmaksızın onlara da destek verir mi?” diye sordum.

Açıkçası Büyükakın’ın bu soruya, “Tüm ilçeleri biz kazanacağız, bu yüzden cevap verme gereği duymuyorum” demesini bekliyordum. Öyle yapmadı, geçiştirmedi.

Verdiği cevap çok hoşuma gitmese de en azından dürüst bir cevap verdi.

Siyaset yapmadı, kıvırmadı.

“Ben takım kaptanıyım, benim direktiflerim doğrultusunda uyum içinde çalışırım. Hizmet anlayışı benle aynı olan biri ile sinerji olur, uyum olur. Ama farklı olanla sinerji olmaz. Ama siyasi görüşü farklı olan birinin yönettiği ilçeye de ‘ben buraya hizmet yapmıyorum’ demem. Seçildikten sonra rozetimi çıkarır, herkesin başkanı olurum. Şimdi yalan mı atayım, senkronizasyon sinerjiyi artırır. ‘Yok canım ne alakası var’ diye mi cevap vereyim. Büyükşehir’in sorumlu olduğu yollar ana arter yollar mesela, ilçe belediyesinin yapmak istediği yola ‘Senin yolun, kendin yap’ da diyebilirim, ben de yapabilirim. Cezalandırırım demiyorum. Farklı partiden belediye başkanı olmuş, maaşları ödeyemiyor. Ben ödeyeyim demem’ mesela. Ama gelir ‘Ben belediyeciliği yapamadım. Büyükşehir Belediye Başkanımıza teşekkür ederim, Büyükşehir ödedi’ der, gereğini yaparım.”

Yani Tahir Bey, “Yapılması gerekeni yaparım, ekstraya girmem; ama kendi partime mensup belediyelerde ekstralar olabilir” demek istiyor.

Olur da Büyükakın başkan seçilir ve muhalefetten de kimi isimler ilçelerde seçim kazanırsa Büyükakın’a muhtaç kalmamak için şimdiden derslerine çalışsın, benden söylemesi! Sizlere fazladan zırnık koklatacak gibi görünmüyor!

En azından dürüstçe bunu açıkladı!