Müteahhitler Birliği’nden ses geldi
Kocaeli Müteahhitler Birliği ile ilgili bir yazı yazdım daha önce. 'Müteahhitler Birliği ne iş” diye sordum. Bunu sormamda ki maksat ise belliydi. Şaşaalı bir giriş yapan birliğin, bir anda kabuğuna çekilmesini, ortalıkta olmamasını...
Kocaeli Müteahhitler Birliği ile ilgili bir yazı yazdım daha önce.
“Müteahhitler Birliği ne iş” diye sordum.
Bunu sormamda ki maksat ise belliydi.
Şaşaalı bir giriş yapan birliğin, bir anda kabuğuna çekilmesini, ortalıkta olmamasını
Hatta sosyal medyada, internet sitelerinde en ufak bir hareket olmamasını eleştirdim.
Ayrıca KOTO eski başkanı Özdağ’ın önderliğinde kurulan birliğin
Hala neden KOTO binasında bulunduğunu, müteahhitler birliğinin ne ayrıcalığı var sorusunu soran üyelerin serzenişlerini dile getirdim.
Haksız da sayılmazlardı, koskoca müteahhitler birliğine daha büyük ve kendine has bir bina yakışırdı.
Üstelik bunu yapacak güce ve vizyona sahiplerdi.
Bu minvalde gelişen yazımın ardından birliğin medya sorumlusu olarak görevlendirilen Oğuzhan Keleş ile yönetim kurulu üyesi Ulaş Erenkaya ziyaretime geldi.
Aslında bu ziyaret gerçekleşeli epey zaman oldu fakat yoğunluktan fırsat bulup yazamadık.
Oğuzhan Keleş, genç heyecanlı ve birliğe oldukça faydalı bir isim.
Üstelik birliğin çalışmalarını basına satmada yani paylaşmada oldukça yetenekli idi.
Bu onun duyduğu heyecandan kaynaklıydı, farkındayım.
Dinamik bir ekip olmanın verdiği enerjiyi hissedebiliyor insan.
Gerek Oğuzhan Keleş, gerekse Ulaş Erenkaya çok güzel noktalara temas ettiler.
Oğuzhan Keleş’in anlattıklarına yer vereceğim bu yazımda, daha sonra da sevgili Ulaş’ın anlattıklarını paylaşacağım.
Çünkü hepsi dikkat çekici konular. Hiç birini atlamamak gerekir.
Röportaj niteliğinde kaleme aldığım sohbetimizi harfi harfine aktarıyorum.
Fakat bir şeyi söylemezsem içimde kalır.
Bu birliğe başkan diye seçilen Zekai İren biraz hafif kalıyor.
Nedenlerine de bir başka yazıda değiniriz…
-Müteahhitler birliği neler yapıyor, anlatır mısınız?
Şu an ilgilendiğimiz konu kentin en temel sorunlarından biri kentsel dönüşüm. Biliyorsunuz, 99 yılında bir deprem yaşadık, yapıların durumu ortada. Böyle bir konuda yapacağın açıklamalar kentin en tepedekilerine yönelik doğru veya yanlış yapıp yapmadığıyla alakalı olacak. Nihayetinde hepimiz bu kentte yaşıyoruz. Her zaman ortak çözümden yanayız. İstişare kültürü oluşturalım dedik.
Neler yaptık diye sorarsanız, Derneğimizin ilk önce ticaret odaları önderliğinde Kocaeli Müteahhitler Birliği’nde bir standart sıkıntısı vardı. Yani kalıpçısı, betoncusu, alçıcısı da müteahhit olabiliyor. Bu anlamda kentimizde standart dışı iş yapan firmalar olduğunu tespit ettik. Bunun zararının ise en fazla müteahhitlere olduğunu gördük. Bugün siz bir ev satın aldığınızda eksikleri gördüğünüzde bu eksiler kime yazar? Biz müteahhitlere yazar. Bu etkileşimi düşünerek dedik ki biz bunu kurumsal bir yapıda birleştirelim ve 2014 yılı Kasım ayında kentimizde bilinen bizleri bir araya toplayacağına inandığımız Metin Alan ağabeyi başkan seçtik.
Metin ağabey özveriyle bir şeyler yapmaya çalıştı, biz de destek verdik ama az önce dediğim gibi konu zor bir konu, değişimler yapmak gerekiyor. Metin ağabey yaşı ve statüsü gereği izin istedi, haklı da. Sonuçta bu heyecan işi. Sonrasında 2015 yılının Aralık ayında bizler görevi devraldık, Zekai İren başkan oldu.
-Buna kimler nasıl karar verdi?
Derneğimizde kurucu üye sayısı toplamda 90 kişi gibi. Kendi iç yapımızda genel kurulu kararı aldık. İçimizde istişare edildi. İlk önce başkanlık makamı mevcut ilk yönetim kuruluna teklif edildi. O noktada kabul görmedi. Daha sonra Zekai İren noktasında birleşildi ve başkan seçildi. Ekip olarak ikinci dönemi bizler devraldık.
-O zamandan bu zamana neler yaptınız?
Kentin birinci sorunu olan yani vatandaşı direk etkileyen kentsel dönüşüm sorunu ve ağır hasarlı yapı sorunu var. Biz dedik ki, müteahhitler birliği olarak biz bir çalışma hazırlayıp raporlasak ve sunsak derler ki bunların derdi rant. Nihayetinde bugün Türkiye’de müteahhit eşittir rant olarak algılanıyor. Ama biz burada kendi özeleştirimizi de yapıyoruz.
-Aslında bu sizin suçunuz değil. Ülkede üretim olmayıp betona doğru bir büyüme olunca öyle bir algı çıkıyor ortaya?
Yani bilemiyorum olabilir. Ama böyle bir algı oluştuğunu görünce bu sefer dedik ki işin ehliyetli paydaşlarıyla bir çalıştay yürütelim. Kimdir bu paydaşlar derseniz; birincisi üniversitenin ilgili bölümü, ikincisi il çevre müdürlüğü, bunun yanı sıra harita mühendisleri odası, mühendisler odası, mimarlar odası, Gebze Teknik Üniversitesi’nin ilgili kişisi, gibi önemli odalarla birlikte bir komisyon belirleyerek yaklaşık bir yıllık bir çalışma yaptık. Bu çalışmanın ana başlığı “Kentsel dönüşüm ve yeni yapılaşma şartları” idi. Bir defa kenti değiştiremiyoruz. Ortak bir sorun olduğunu herkes kabul ediyor. Bunu büyükşehir belediyesi de kabul ediyor, otobandan alakasız biri şehre girdiğinde gördüğü manzara karşısında bir yapılaşma sorunu olduğunu görüyor. Ancak bizim yapacağımız tek taraflı çalışma büyükşehir veya valilik nezdinde gerçeklikten uzak olabilir. Çünkü müteahhitlere yönelik böyle bir algı var. Biz işin kompetanlarıyla oturalım istedik ve yaklaşık 8 toplantı yaptık. Bunun neticesinde bir rapor çıkardık. Bu kentte ne kadar ağır hasarlı binamız var, nerelerin değişmesi lazım ve bu kentte değişim nasıl sağlanır? Bütün bu çalışmaları yaptık büyükşehire sunduk.
-Ne zaman oldu bu?
Genel sekreter Tahir bey zamanında oturduk ve bir mutabakat sağladık. 2017’nin birinci ayında kentsel dönüşüm çalışmaları başlayacaktı. Malum darbe girişimi olunca kentin ilgilendiği ağırlıklı konu olmaktan çıktı. Ancak biz bu konuyu tekrar yeni genel sekreterimiz İlhan Bayram ile geçtiğimiz günlerde oturup konuştuk. Geldiğimiz nokta buydu, malum süreç yaşandı diye askıya alındı ama kentin ciddi manada değişim sürecine girmesi gerektiğini ve bunu onların yetkili organlarıyla yapabileceğimizi söyledik. Bunun vebalinin de ilk önce ilgili yetkililerin, vicdani olarak ta biz müteahhitlerin olduğunu beyan ettik. Çünkü kentte tespit ettiğimiz üç binin üzerinde arızalı binamız var. Bunlar herhangi bir depremde Allah muhafaza yıkılacak.
-Peki, İlhan bey ne diyor?
Siyaseten kentsel dönüşümde bugün ne iktidar partisi ne diğer muhalefet partileri vatandaşla karşı karşıya gelmek istemiyor. O noktada hanesine eksi yazdırmak istemiyor.
-Kentsel dönüşüm olayı siyasetçiye eksi mi yazdırıyor?
Zor iş tabi, nihayetinde kentsel dönüşümde müteahhit mutlu olacak, yapı sahibi mutlu olacak, belediye de bu noktada bölgesini düzenlemiş olacak.
-Sanırım en mutsuz ayrılan da vatandaş oluyor, doğru mu?
Daha önceki tecrübelerde vatandaşın muzdarip olduğu olmuş haklısınız. Ama biz de diyoruz ki, belediye olarak siz bunun sadece üst başlığında olun. Gerekli yasal düzenlemeleri oluşturun, tabiri caizse hakem heyeti olun, bire bir vatandaşa biz ulaşalım. Sizler arada hakem görevi görün. Herhangi bir sorunda çözüm makamı olun. Birebir muhatap olmayın. Zaten dikkat edilirse kentsel dönüşüm İstanbul’da ve diğer bölgelerde çoğu bu şekilde yönetiliyor, kamu marifetiyle yönetilmiyor. Ama bizde gerekli yasal düzenlemeler oluşmadığı için özel sektör sıcak bakmıyor çünkü ortada bir para yok. Para yoksa adam niye bu yatırımlara girsin? Paranın olması için gerekli yasal düzenlemelerin yapılması gerekiyor, parsel bazında da ada bazında da.
-Siyasetçilere eksi yazdığını söylediniz ama İzmit Belediye Başkanı Nevzat Doğan kentsel dönüşüm yapıyor?
Nevzat Doğan yapıyor ama daha yaptığı hiçbir şey yok. Herkes bir çalışma yapıyor. Gölcük Belediyesi kendi merkeziyle ilgili bir çalışma yapıyor ama kiminle yapıyor? Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile yapıyor. Senin bugün doğuda aldığın hasar ortadayken ben inanmıyorum ki, Bakanlık gelecek en güzel noktalardan birine kentsel dönüşüm yapacak. Senin özel sektörün nerede? Sen gerekli yasal düzenlemelerini yap, işadamı dolu. Yani ben doğuda bunca sıkıntı varken buralara kamu marifetiyle kentsel dönüşüm yapılacağına inanmıyorum. Doğuda şehirler harap olmuş. Bugün bütçeden büyük bir kaynak doğudaki o şehirleri yenilemek için kullanılacak ve kullanılıyor da. O yüzden buranın kamu marifetine gerek yok. Artı bir bütçe ayırmasına da gerek yok. Özel sektör marifetiyle yapacak. Biz bu noktada elimizi taşın altına koyarız.
-KOTO binasında bulunmanız konusunda ne diyeceksiniz?
Bahsettiğimiz gibi müteahhitler birliğini oluşturan makamlar ticaret odası makamlarıydı. Eski başkan Murat Özdağ’ın bu anlamda büyük uğraşları ile kurulmuş ve kurucu üyelerinin birçoğu da ticaret odası üyesiydi. O zaman bir karar verdiler, bizim burada yerimiz müsait, isterseniz gelebilirsiniz dediler. Başlangıç böyle gelişi güzel oldu.
-Evet o günlerde mevcut KOTO yönetiminin, “ol” dediği oluveriyordu…
Şunu çok net ifade ediyorum. Hatta müteahhitler birliği adına ifade ediyorum. İlgili makamların bir takım rahatsızlıkları varsa müteahhitler birliğinin hemen yarın oradan çıkacak gücü vardır. Biz, KOTO’ya müteahhitler birliğinin bir değer arz ettiğini düşünerek oradayız. Ama farklı şikayetler varsa o başka. Bize gelen bir şey yok ayrıca, size dolaylı yoldan ne geliyor bilmiyorum. Biz anında ilgili kişilerle konuşuruz, bir takvime bağlanır, yerimizi anında terk ederiz.
-Oğuzhan bey, Ankara’ya bakın mesela? Müteahhitler birliği binası ne kadar da şık. Yakışanı da bu değil mi? Kaç tane sayılı müteahhitsiniz, bir bina yapamıyor musunuz?
Tamam yakışan o. Bununla ilgili bizim zaten bir sürecimiz var. Ama ivedi bir rahatsızlık varsa gereği yapılır. Nihayetinde binadan bize yer veren o kurumdur, biz bir şey talep etmedik.
-Şikayetler varsa diyorsunuz, var olduğu için ben bunu kaleme almıştım. Ama kimse çıkıpta bunu sesli dillendirmeye yanaşmaz. Ancak basın yoluyla şikayetlerini dile getiriyorlar.
Tamam, o zaman ben size bir şey söyleyeyim ama bunu mutlaka yazın! Kocaeli müteahhitler birliği 85 üyesiyle, KOTO önderliğinde yapılan İDEV fuarına ilk günden beri en fazla desteği veren kuruluştur. Biz son iki fuarda direk fuar firmalarıyla bu holü biz kapatıyoruz taahhüdünü veren kuruluştuk.
-İyi de bu olması gereken bir şey değil mi sizce?
Nasıl olması gereken bir şey, asla kabul etmiyorum. Biz proje üretmeyen veya o an projesi olmayan üyelerimize bile dedik ki, kardeşim biz bu fuarı Kocaeli’de oturtacağız. Bu fuar Ticaret Odası önderliğinde ama biz de sahiplenici kurumuz dedik. Yoksa on dairelik projesi olan üyemizin orada ne işi var? Bizi eleştiren, kendini büyük müteahhit gören firmalar bu seneki fuar katılımına bakın, hiç birinin ismi yok. Çok net söylüyorum; bugün Ulaş Erenkaya, Oğuzhan Keleş veya fuara katılan diğer firmalar, emin ol yüzde 30 firmasına değer katmak için katıldıysa yüzde 70 de kentte fuar kültürünün hızlı şekilde oturması için fedakarlık yaparak katılmıştır. Bir hol deyip geçmeyin, biz o holü nereden ne hale getirdik, her şeye çok özendik. Bunca fedakarlığı yapan biz olmamıza rağmen bizim KOTO içinde bulunmamız birilerini rahatsız ediyorsa, birinci muhataplara gelip söylenmesi gerekir. Çünkü orayı onlar bize tahsis etti.
-Son olarak, müteahhitlik konusunda belli kriterler olması için bir çabanız var mı?
Evet, direk ilgili bakanımız nezdinde meslekte bir standart oluşması için meslek yasası çalışması var. Onun hazırlığına biz de katkı sunuyoruz. Süreç devam ediyor. Meslek yasası kanunu geçsin bir standarta oturtmak istiyoruz. Ama süreç kolay olmuyor, nihayetinde bir kanun değişikliği yapılıyor.