Kent Konseyi bu kez iddialı

KENT KONSEYİ BU KEZ İDDİALI Şehirde varlığı ile yokluğu bir olarak gördüğüm Kent Konseyi Önceki gün gazetemizi ziyaret etti. Gültekin Görüm, Selçuk Çakır ve Nesrin Atar önümüzdeki Ramazan Bayramında yapılacak olan kent bayramlaşmasına...

KENT KONSEYİ BU KEZ İDDİALI

Şehirde varlığı ile yokluğu bir olarak gördüğüm Kent Konseyi

Önceki gün gazetemizi ziyaret etti.

Gültekin Görüm, Selçuk Çakır ve Nesrin Atar

önümüzdeki Ramazan Bayramında yapılacak olan kent bayramlaşmasına bizleri davet etti.

Ne yalan söyleyeyim, randevu için aradıklarında şaşırdım.

Çünkü Kocaeli’nin en önemli ve en sivil olması gereken kuruluşlarından biri olarak gördüğüm Kent Konseyi

Bana daha çok belediyelerin yan koluymuş gibi gelir

. Zaten Kent Konseyi de tıpkı onlar gibi bize karşı mesafeli duruyordu.

Biz bunun farkında olarak Kent Konseyi’ne hak ettiği kadar değer veriyorduk.

Yani olsa da olur olmasa da olur şeklinde bakıyorduk.

Bir iştirakten öte değildi yani…

***

Ancak özellikle son yönetimde her kesimden ve görüşten yöneticiyi bünyesine almaya çalışan Kent Konseyi meğer farkındalık yaratacak işlere de kalkışmış.

Duyunca hoşuma gitti.

Mesela Kocaeli’ye ait halk oyunlarını ortaya çıkarmak ve bütün Türkiye’ye yaymak gibi bir hedefleri olduğundan bahsettiler.

Eğer kotarabilirlerse kent adına simgeleşecek bir figür bulmuş olacağız.

Bugüne kadar ne Kandıra bezine sahip çıkabildik, ne pişmaniyeye ne mancarlı pideye, ne Kandıra yoğurduna ne de Hereke halısına…

Hepsini hunharca öğüttük, patentlerini başkalarına kaptırdık.

Bakalım Kocaeli’ye özgü halk oyunları konusunda ne kadar başarılı olacaklar?

Olurlarsa ayakta alkışlarız.

***

Kent Konseyi bu bayram, bayramlaşma törenini Antikkapı’ya aldı.

Bunu duyunca az önceki fikrimin ne kadar doğru olduğunu düşündüm.

Yine gittiler, büyükşehirin gölgesine sığındılar diye geçti aklımdan.

Şöyle herkesin tek şemsiye altında toplanabileceği başka yer yok muydu, dedim.

Bu fikrimi Gültekin Görüm’e de söyledim.

“Sadece bir seferlik böyle oldu, o da zorunluluktan”

diye anlattı.

Bir dahaki sefere yeni yapılan büyük kongre merkezi binasında olacağını ifade etti.

“Kimseyi ayırmıyorsunuz, değil mi”, dedim.

Her partiye gittiklerini, bütün belediye başkanlarına davetiye götürdüklerini, ancak muhalefetin bayramlaşmalara pek ilgi göstermediklerini söylediler.

Bunda da haksız değiller.

Muhalefetin en büyük eksiklerinden biri, olmaları gereken yerde olmayıp, meydanı boş bırakmalarıdır.

***

Kent Konseyi’nin nazik davetleri için kendilerine bir kez daha teşekkür ediyorum.

Belki de ilk kez kent bayramlaşmasına katılacağım.

Gerçekten bir bayram havası var mı, yok mu görmek için…

---------------------------

BİR AYLIK BAŞKANA EYLEM ELLERİNDE PATLADI!

Belediye Başkanı Hürriyet gerçekten çok şanslı biri.

Allah biliyor ya, Hürriyet’e karşı “kasıtlı olarak” yapılan her hareket ona artı yazıyor.

AKP’nin 15 yıl aradan sonra ilk kez çarşafa dolandığı İzmit’te, eli ayağı birbirine giriyor.

İstiyorlar ki Başkan Hürriyet daha yolun başında halka güvensizlik hissi versin.

İşçi düşmanı gibi gösterilsin, partizanca davranan belediye başkanı görüntüsü sergilesin, “tipik CHP zihniyeti” etiketi yesin.

Ama ne yapsalar boş, bunların hiçbiri fayda etmiyor!

Yaptıkları her harekette Hürriyet yeni mağduriyetler elde ediyor.

Bunu bile-isteye yapmıyor hoş, sadece yapılanların sonunda iş oraya varıyor.

***

Hatırlayın, seçim çalışmaları sırasında ortaya çıkan afiş krizini.

Hürriyet bu afiş olayından baya bir prim yapmamış mıydı?

Çünkü vatandaş AKP’yi “bir afişe bile tahammül edemeyen anlayış” olarak yaftalamıştı.

Birkaç kez asıldığı duvardan indirilen afiş olayında karlı çıkan Başkan Hürriyet olmuştu.

Daha sonra yediği golü çıkarmak için olmadık yollara baş vuran AKP, bu kez kendi kalesine doksandan çakan o meşhur golü attı.

Neydi o gol..?

“KORSAN GAZETE”

olayı.

Hala kimlerin tarafından yayımlandığı belli olmayan, yasadışı çıkarılan bu gazetenin peşini araştırma gereği duymayanların da katkılarıyla Hürriyet,

Korsan gazete sayesinde elini kolunu sallaya sallaya seçim kazanmıştı.

***

Ve geldik bugüne…

Hürriyet’in İzmit Belediyesi’nden durduk yere 10 işçiyi işten attığı haberi duyuldu.

Hizmet-İş’in açıklamasına göre BEKAŞ A.Ş’de görülen 10 işçinin iş akdi feshedilmiş.

Perde arkasında gelişen olayları söylemeden bundan siyasi rant elde etme peşine düşen “yanlı” sendika;

BİR AYLIK BELEDİYE BAŞKANINA KARŞI EYLEM YAPAN İLK SENDİKA

olarak tarihe geçti.

Evet, Türkiye’nin hiçbir yerinde görülmemiş bir olaya imza attı Hizmet-İş.

Daha kadrolarını bile oluşturmayan Hürriyet’e karşı, belediye önüne topladığı birkaç işçiyle Başkanı protestoya kalktı.

Oysa bu eylem çok önceden planlanmıştı.

Günler öncesinden işçilere eyleme katılmaları yönünde psikolojik baskı uygulayan sendika

İzmit Belediyesi önünde kendi çapında şov yaptı.

Eyleme katılmak istemeyen çoğu işçi başkan Hürriyet’e dertlerini anlatmaya çalıştı.

Hürriyet

de onlara ekmeklerinin kendilerine emanet olduğunu, söz verdiği gibi asla bir hakkaniyetsizlik yapmayacağını ifade etti.

İşten çıkarılan işçilerin ise 6’sının işten ayrıldığını söyledi.

***

Bu ifadeleri Başkan Hürriyet’in kendisinden dinledim.

Dün akşam iftardan sonra konuyla ilgili gelişmeleri paylaşmak için görüştüğümüzde Hürriyet

Ne yaptığının bilincinde, kendinden oldukça emindi.

6 işçinin kendi istekleriyle işten ayrılmak istediklerini

, buna karşı tazminatlarını ödediklerini söyledi.

Ardından diğer 4 işçiyle ilgili bilgilendirme yaptı.

Yaklaşık yarım saatlik konuşmamızda Hürriyet, yapılanların kasıtlı olduğunu, buna hazırlıklı olduğunu vurguladı.

Acayip bir özgüven duygusuna sahipti.

Bunu kendisine de söyledim.

“Öyleyim çünkü yanlış bir şey yapmadım, kimsenin ekmeğiyle oynamadım”

dedi.

Sonra anlatmaya devam etti.

***

İşe alınanlardan biri AKP meclis üyesi Mehmet Çetin’in kızı, diğeri belediyede Yapı Kontrol Müdürlüğü yapan Mehmet Öğretmen’in kızı.

Her ikisi de seçimlerden çok kısa süre önce Nevzat Doğan tarafından kıyak gören isimler olmuş.

İki aylık deneme sürecinin ardından Hürriyet, iş akdini yenilememiş.

Yani giderayak Doğan’ın kendi adamlarına yapılan kıyağı görerek bu isimlerle çalışmak istememiş.

Bunun siyasetteki açıklaması bütün partilerde aynıdır.

Bir partiden diğerine geçen belediyede böylesi durumlarda yapılacak hareket aynıdır.

Bunun adı “Kıyak” adı altında yapılan haksızlığa son vermedir.

Sanki kendi şirketleriymiş gibi, gayrı ahlaki biçimde işe sokularak babalı-kızlı aynı kurumda çalışma özgürlüğü nerede görülmüş?

Üstelik Mehmet Çetin denilen meclis üyesinin yandan aldığı o hak, bu hak, şu imza, bu imza adı altındaki ücretler de cabası…

***

Diğer iki işçiye gelince…

Onların olayı da ayrı bir garip!

Bu iki işçinin işe başlama tarihi Fatma Kaplan Hürriyet’in seçimi kazandıktan sonraki güne denk geliyor.

Hürriyet mazbata beklerken, 1 ve 6 Nisan arası bu iki kişi araya sokuşturuluvermiş.

Yani tipik bir Nevzat Doğan kıyağı daha…

Şimdi tüm bunların ardından vicdanı olan söylesin!

Sizce Başkan Hürriyet ekmekle oynamış mıdır, oynamamış mıdır?

Bana sorarsanız az bile yapmıştır.

İşe alınan o iki “nüfuzlu” kız var ya?

İşte, onları babalarıyla birlikte yollamalıydı!

***

Yaşanan bu olay bir kez daha gösterdi ki, sendikal mücadele dedikleri şey ayaklar altına alınmış.

Yandaşı, sarısı, sağı-solu

birbirine karışan, her biri bir gruba hizmet eden sendikalar inandırıcılığını yitirmiştir.

Dün İzmit Belediyesi önünde bir aylık belediye başkanına karşı eylem yapma komedisine düşen Hizmet-İş Sendikası

Taraftarlarını sevindirirken, hepimizi güldürmeyi başarmıştır.

2017 yılında taşeronların kadroya geçmesine 1 buçuk ay kala 13 işçi performans bahanesiyle işten çıkardıklarında aynı sendika neden suspustu, onu da sormak lazım.

Bu bile bize her şeyi apaçık gösteriyor.

***

Sonuca gelirsek:

En başta söylediğim yere geleyim.

Başkan Hürriyet çok şanslı bir politikacı.

Şimdiye kadar ona karşı yapılan operasyonlar hep terse döndü.

Bu olaydan da karlı çıkan yine Hürriyet oldu.

Hem belediyede yapılan kıyakları gösterdi hem iyi bir temizlik yaptı, hem de sendikanın haksız gazabına uğrayan başkan olarak mağdur oldu!

-----------------------------

GÜNÜN SÖZÜ:

“Silmeye yeltendiğimde dahi bana 40 kere derin nefes aldıran şeyleri bir kerede silebilecek kadar güçlendim. Ben bir daha birine yenilmem”

*******

“Ne sana sarılma isteğim bitti, ne de ağzının ortasına bir tane vurma isteğim…”

SON DAKİKA HABERLERİ

Aysun Özcan Diğer Yazıları