Az şekerli kahve
Az önce en son yazdığım köşe yazısının Eylül 2016'da olduğunu fark ettim. Özlemişim, hem de nasıl! Yazmayı, yazdıklarımı okumayı ve en çok da okurlarımı… 'Bir insan, tanımadığı insanları nasıl özleyebilir ki?” seslerini...
Az önce en son yazdığım köşe yazısının Eylül 2016’da olduğunu fark ettim. Özlemişim, hem de nasıl!
Yazmayı, yazdıklarımı okumayı ve en çok da okurlarımı…
“Bir insan, tanımadığı insanları nasıl özleyebilir ki?” seslerini duyar gibiyim.
Kısaca anlatayım;
15 yıl boyunca Özgür Kocaeli Gazetesi’nde, ‘Farklı Mikrofon’ adlı köşe yazılarıyla Kocaeli’ne, internet aracılığıyla da dünyaya seslendim. Köşe yazarlığının orta dönemlerinde marketteki kasiyer kız, “Aaa siz Uğur Bayram değil misiniz?” dediğinde, (“Belli ki sesimi duydu radyodan, ya da yüzümden tanıdı ekrandan…”) dedi iç sesim. Oysa bu hanım kızımız gazetedeki köşemde bulunan o küçücük çirkin fotoğraftan tanımıştı beni.
Ukala tavırlarla, hem de bodoslama ön girişi de yaptım iyi mi?
Pek saygıdeğer Kocaeli Barış okurları, öncelikle hoş buldum…
Gazete okuyucusu, TV izleyicisi gibi değildir. TV izleyicisi çabuk unutur. Hatta elindeki kumanda ile sizi her an unutmaya hazır, gamsız bir sevgili gibidir!
Zappp!
Bitti işte, hoop şappadanak rakip kanalda!
Gazete okuyucusu sadıktır, sadakati en üst seviyede tutandır. Yazar ve okur arasında her zaman renkli bir mesafe, saygın bir samimiyet vardır. O yüzden iyi ki varsınız.
Bu arada her zaman söylerim, kimse okumasa bile en yakın takipçim yine kendimim!
Hava nasıl olursa olsun her Cumartesi çok kalabalık olmayan bir kafede alırdım soluğu. Az şekerli kahvemi yudumlarken, yazımı okurdum büyük bir zevkle. 7 aydır bu keyiften mahrum kalmıştım.
Bıraktığım noktadan devam etmek çok güzel.
Kocaeli Barış ailesine katılmam için her fırsatta tatlı tatlı davetini esirgemeyen Sibel Çimen’e, konukseverlikte zirve yapmış Erenkaya ailesine ve bağrına basan tüm gazete çalışanlarına teşekkür ederim…
***
Nedir bu FG açılımı?
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin bir firmadan kiraladığı araçların plakalarının ‘FG’, yani FETÖ/PDY elebaşı Fethullah Gülen’in isminin baş harflerinden oluşması krize neden olmuş!
Büyükşehir Belediyesi hizmet aracı alımı için ihale açmış, firmanın biri de ihaleyi kazanmış. Buraya kadar her şey normal tabi. 158 araç gelip hizmete başlayacak, aaa o da ne? Plakaların 64 tanesinde FG, yani Fethullah Gülen’in isminin baş harfleri var!
Belediye, araçların kabulünü yapmamış ve firmadan plakaların değiştirilmesini istemiş tabi.
İnanın bana aklıma ilk olarak ‘Ferhat Göçer’ geldi. Hani doktorluktan popçuluğa terfi eden şarkıcı...
Biraz daha zorladım ‘flashget’, yani efsane download programının baş harfleri çağrıştı beynimde.
Hatta ve hatta İstanbul’da yayın hayatında olan ve elektronik müzikseverlerin aşina olduğu ‘Radio FG’yi de düşündüm eski bir radyocu olarak.
Yemin ederim 40 yıl düşünsem Fethullah Gülen aklıma gelmezdi!
***
Referandumun üzerinden koskoca 3 hafta geçti. Bazen çok hızlı ilerlese de, zamanın bize değer vermesi için ‘koskoca’ diyorum iyi geliyor.
Ama iyi gelmeyen şeyler de var!
Bu yazıyı hazırlarken geçen bu zaman içinde 27 şehit vermişiz;
27 can, 27 ana kuzusu, 27 baba, 27 eş!
Ve yine adları sadece haber ekranında 30 saniye bile kalamayan çocuklar. Umutları olan, hayaller kuran, terhis bitiminde dünyayı sırtına almaya hazır genç adamlar!
Oysa yaşadığımız coğrafya, yitip giden Mehmetçik ailelerinin başına yıkıyor o dünyayı…
‘Coğrafya’ demek zorunda kalıyor insan.
Zira ‘dayatılan siyaset’, ‘iktidar hırsı’, ‘basiretsiz muhalefet’, ‘vurdumduymaz ahali’ gibi sözleri yazmak istiyor da yazamıyorsunuz işte!
Ağlarsa analar ağlıyor ya? Durum özeti aynen bu!
Aklıma Cezmi Ersöz’ün bir yazısından kısa bir bölüm geldi. Yazının tamamı ‘barış’ üzerine göndermeler içeriyor. Diyor ki usta yazar;