Ne haltlar yiyoruz, açıkla…!
Kocaeli'de yerel medyanın durumu hakkında ahkam kesmeyi kendime yakıştırmam. Oldum olası haddimi bildim. Bu mesleğe yıllarını vermiş insanların açıktan veya örtülü hakaretlerinde bile çamurlaşmamaya gayret ettim. Onların bu tavırlarını...
Kocaeli’de yerel medyanın durumu hakkında ahkam kesmeyi kendime yakıştırmam.
Oldum olası haddimi bildim.
Bu mesleğe yıllarını vermiş insanların açıktan veya örtülü hakaretlerinde bile çamurlaşmamaya gayret ettim.
Onların bu tavırlarını güç kaybına bağladım.
Nasıl ki sanatçıyı yaşatan sahnede aldığı alkışlar, halkın onlara olan hayranlığı ise;
Bizim meslekte de yıllardır kentin her kesimiyle ilişkide olan gazeteci büyükler şimdi aynı alkışı arıyor.
Bulamadıkça da geriden gelen meslektaşlarını aşağılayıp küçümsüyorlar.
***
Bunu bir parça anlayabiliyorum aslında.
Allah kimseyi attan indirip eşeğe bindirmesin.
Kapılarında valiler, bakanlar, başkanlar neredeyse ayaküstünde beklerken;
İktidarından muhalefetine her tarafı dizayn ederlerken,
Şimdi bunların esamesinin okunmaması insanı hırçınlaştırır.
O kadar hırçınlaştılar ki kendilerini bir tarafa,
bizi karşı tarafa alarak hepimizi meslekle alakalı adeta itibarsızlaştırmaya ant içmişler.
Bunlar ne benim ne de diğer meslektaşlarımın zerre kadar umurumuzda değil.
Ama bir il başkanının yerel basınla alakalı ne dediği çok umurumda!
***
CHP Kocaeli İl Başkanı Harun Yıldızlı, şehri her anlamda dizayn etmeye alışmış eski gazetecileri ziyaret etmiş.
Etsin, bu onun tasarrufu.
Amma… gittiği yerde arkamızdan dedikodumuzu yapıyorsa işte orada bir beş dakika duracak!
***
Olayı kavramanız açısından şöyle söyleyeyim.
Bizim genç, toy il başkanı Harun Yıldızlı var ya hani!
İşte o Yıldızlı, her fırsatta kendileri dışındaki gazetecileri aşağılayan, hor gören,
Diğer yandan CHP’ye ağır hakaretler eden,
CHP tarafından hakkında suç duyurusu yapılan İsmet Çiğit’e arkamızdan dedikodumuzu yapmış.
Tabi, bunlar profesyonel.
E Yıldızlı da toy haliyle.
Başlamışlar gazetecileri çekiştirmeye.
Bizim tecrübesiz il başkanı tongaya düşüp arkamızdan baya atıp tutmuş.
Bunu nereden anlıyoruz, Çiğit’in sözlerinden.
Çiğit yazısında bu durumu şöyle açıklıyor:
***
(Harun Yıldızlı için )“Yerel basını çok iyi süzdüklerini, kimlerin ne haltlar çevirdiğini bildiklerini anlattı. “Dostunuzu, düşmanınızı iyi tanıyın” dedim, “Sen merak etme abi, her şeyin farkındayım”
diye yanıt verdi.
(Bu arada Çiğit’in yazsını referans kullanmaktan, ismini anmaktan hoşnut değilim. Mecbur bıraktığın için teşekkürler Harun Bey)
***
Şimdi buradan Harun Yıldızlı’ya sesleniyorum:
Söyle bakalım Harun Bey, biz ne haltlar çeviriyormuşuz?
Ne yaptık da neyin farkındasın?
Dostu da düşmanı da iyi biliyormuşsun ya, onları dost bizi düşman mı belledin?
Koskoca adamsın! CHP gibi yüz yıllık bir kurumu temsil ediyorsun.
Bu kimliğinle dedikodu yapıyorsun, ayıp değil mi?
Yerel basındaki arkadaşlardan ne kötülük gördün?
Ayrıca sana hepimiz söylemedik mi, oturduğun kalktığın insanlara dikkat et.
Bunlar ağzından çıkan her şeyi olduğu gibi yazar, zor durumda kalırsın diye!
Ama biliyor musun, ilk kez bu özellikleri işe yaradı.
Sayelerinde bizlere bakışının kadar samimiyetsiz ve de çapsız olduğunu öğrenmiş olduk.
Hiç kızma! Resmen hepimizi bir potaya koyup “bunlar beş para etmez” demeye getirmişsin.
Muhtemeldir ki detaylarda fazlası var eksiği yoktur.
***
Sen il başkanısın, ben gazeteciyim.
Bugüne kadar seni hep siyasi kimliğinle eleştirdim.
Genç dedim, genç ama tecrübesiz, siyasi alt yapısı il başkanlığına yetersiz dedim.
Kamuya iş yapması da en büyük handikabı dedim.
Fakat bunlara rağmen madem seçildi, şayet başarılı olursa en önce ben yazarım dedim.
Yani kişiliğine asla laf etmedim.
Ancak bundan sonra seni, onun bunun arkasından dedikodu yapan biri olarak anacağıma hiç şüphen olmasın.
Fakat bunu yapmadan önce sana bir şans daha vermekten yanayım.
Ya, çıkıp “Ben bu sözleri sarf etmedim. Yalan söylüyor” dersin,
Ya da tekzip etmezsen kabul etmiş sayılırsın.
Muhtemelen cesaret edip yalanlayamazsın.
Ve inan yalan olmasını çok istiyorum.
***
Keşke böylesi aşağılayıcı konuşmasaydın be Harun Başkan.
Bu hiç ama hiç olmadı.
Biz senin ve onların sandığı gibi kentte bir kurgunun içerisinde değiliz.
Etrafımızda bize onların tabiriyle “oluk oluk” para akıtan da yok.
Hepimiz günü kurtardık mı halimize şükrediyoruz.
Çünkü bu meslekte haksız kazanç nasıl elde edilir biz bilmeyiz.
Ha, yerel basını bir arada tutan unsurlar yok mu, var tabi.
Kenetlendiğimiz noktaları sen gayet iyi biliyorsun.
Ona rağmen arkamızdan dedikodu yaparak bizi bir taraflara yamaman hiç yakışık almadı.
***
Git, tecrübelerine güvendiğin gazetecilerle yürü, brifing al, hatta danışman yap.
Benim umurumda değil, ayrıca takıldığım yer burası da değil.
Konumundan ve konumumdan dolayı az biraz pozitif ayrımcılık yapıyordum, şimdi o da kalmadı.
Bundan sonra çizgi net!
Benim için Mehmet Ellibeş, Aydın Ünlü neyse sen de O’sun!
Yani sadece gazeteciyim.
Senin bu yaptığın CHP’deki herkese ibret olsun!
Bugüne kadar arkamızdan atıp tutanları hep duydum ama senin gibi açıktan yapana ilk kez denk geldim.
Allah elini ayağını dolaştırmaya görsün. Kalbindeki neyse diline getiriverir.
Asla bir sinir harbiyle yazmadım bu yazıyı.
Gayet sakin ve hiç olmadığım kadar kontrollüyüm.
Öyle olmasa şimdi burada nasıl il başkanlığı yaptığını, nerelerde iş kovaladığını, Hürriyet’in altını nasıl oyduğunu falan yazardım herhalde.
Anla ne kadar kontrollüyüm!
Yoksa benim CHP’nin röntgenini en iyi çekecek gazetecilerden biri olduğumu gayet iyi bilirsin.
Ha, dersen ki “Bunlar yalan söylüyor. Ben ağzımı açtıysam ne olayım”, o zaman başka!
Aksi takdirde gözümüzden de gönlümüzden de düştün Harun Yıldızlı…!