KOTO’nun lideri kim olacak?
Kocaeli Ticaret Odası meclis seçimleri nihayet yapıldı. KOTO'daki süreci yakından takip eden biri olarak bugünkü meclis başkanlığı seçimini gidip bizzat yerinde izledim. Saat 11:30'da yapılacağı duyurulan toplantı oldukça geç...
Kocaeli Ticaret Odası meclis seçimleri nihayet yapıldı.
KOTO’daki süreci yakından takip eden biri olarak bugünkü meclis başkanlığı seçimini gidip bizzat yerinde izledim.
Saat 11:30’da yapılacağı duyurulan toplantı oldukça geç başladı.
Ben KOTO’ya vardığımda saatler 11:50’yi gösteriyordu.
Meclis üyeleri yavaş yavaş acele etmeden sanki kerhen oy kullanacakmış gibi ağır adımlarla gelmeye devam ettiler.
Üyelerin bir kısmı meclis başkanı Akın Doğan’ın odasında, bir kısmı başkanın odasında bir kısmı da fuayedeydi.
İlk dikkatimi çeken şey ise KOTO Başkanı Necmi Bulut’un odasından çıkmamasıydı.
Şöyle bir göz attım ortama…
Fakat ortada daha iki hafta önce 22-0 yapan bir ekip görüntüsünden eser yoktu.
Sanırsınız ki kıran kırana seçim yapılmış ve kaybeden taraftaki küskünler ortamı geriyor.
Yani düğün evi gibi bir KOTO hayal ederken cenaze eviyle karşılaştık.
Peki, bunun nedeni neydi?
Bugün gün boyunca muhabir arkadaşımız Uğur Enç size tüm detayları aktardı.
Bunun yanı sıra önemli tespitlerde bulundu.
Bana söyleyecek çok fazla söz bırakmadı ama ben yine de orada bulunan biri olarak olayı yorumlamak istedim.
***
KOTO’nun başından çok talihsiz olaylar geçti.
Murat Özdağ ve ekibinin açtığı tahribatı onarmak epey zaman aldı.
Kent kamuoyu artık KOTO’da sakinlik istiyordu, zıtlaşma, çekişme duymak istemiyordu.
Kamuoyunun bu isteğine biz de basın olarak destek verdik.
Pozitif bakmak için çok uğraştık.
Onca çatlak sesleri bilmeme rağmen sürece zarar vermemek adına yazmadığım şeyler oldu.
Bu sorumluluğumuzu yerine getirmenin rahatlığıyla kaldığımız yerden işimizi yapmaya devam edebiliriz.
Çünkü bizde başarısıza başarısız, beceriksize beceriksiz demek adettendir.
Kimseyi allayıp pullama mecburiyetimiz yok.
Bundan sonra seçilenlerin rüştünü ispat edip etmediklerini, çalışıp çalışmadıklarını yakinen izleyeceğiz.
KOTO’ya neler katabilecekler ona bakacağız.
Kimsenin karşısında olmadığımız gibi yanında da değiliz.
Biz profesyonel gazetecilik yaptığımız için bu noktadayız.
Şu ana kadar yaptığımız şey de, kamuoyunun beklentilerine destek vermekten başka bir şey değildi.
***
Benim bugün gördüğüm manzara, KOTO’da 22-0 yapan ekibin aslında hiç ekip olamadığıdır.
Tamamen pazarlıklar ve tavizler üzerine bir araya gelmiş 66 çeşit insanın çoğunun kafasında KOTO’nun başarılı olması gibi bir kaygı yok!
Tıpkı yıllanmış siyasetçiler gibi o kurumu kendilerine yaşam biçimi edinmiş kımıl zararlıları var.
Bir meclis başkanlığı sürecini dahi yüzüne gözüne bulaştıran beceriksiz bir ekip var.
Birbirine ayar olan başkan ve meclis başkanı var.
Birbirilerini bir kaşık suda boğacak noktaya gelmiş olmalarına rağmen ortak çıkar noktasında buluşmaları var.
Söyler misiniz, buradan başarı beklemek mümkün mü?
Başkanlık seçimleri yapılıyor ve bütün odalar meclis başkanını seçtiği halde KOTO yönetimi 15 gün bekledi.
Biz bundan ne anlarız?
Akın Doğan’a karşı bir aday çıkacak herhalde.
Öyle ya, beklediklerine göre farklı bir alternatif sunacaklar.
Ama yapmadılar. Çünkü Necmi Bulut masayı deviren adam olmak istemedi.
İlk başlarda verdiğim sözü yemek, bana yakışmaz dedi.
Ve istemeye istemeye Akın Doğan’a razı oldu.
Peki, Bulut sırf sözünü yememek için mi yaptı bunu?
Hayır tabi…
Madem her şey bitti biz de biraz gazetecilik yapıp olayın detayına inelim.
***
Akın Doğan’ın meclis başkanı olmasının en büyük sebebi ne biliyor musunuz?
Mehmet Kaya…
Evet, doğru söylüyorum. KOTO’nun eski meclis üyesi Mehmet Kaya’yı geçememiş Necmi Bulut.
Ona söz verdiği için bu sözden dönememiş.
Dün (cumartesi) Necmi Başkan Mehmet Kaya’yı Toyota Plazada ziyaret etmiş.
Ufak çaplı bir yangın yaşayan Kaya ailesine geçmiş olsuna giden Bulut, burada Mehmet Kaya ile sohbet etmiş.
Aralarının gergin olduğu bilinen ikili, adına şartlı bir barışma mı dersiniz ne dersiniz, sulh sağlamışlar.
Bu şartın adı da Akın Doğan imiş.
Yani Necmi Bulut Akın Doğan’ın karşısına aday çıkarmayıp destek verirse Mehmet Kaya’nın gönlünü kazanmış olacakmış.
Ve Bulut Kaya’ya söz vermiş.
Mikail Kayacı ile Yusuf Ziya Uludüz konusunda verdiği sözü tutamayan Bulut, Akın Doğan mevzusunda söz vermiş.
***
Bu konuyu öğrendiğimde hemen Mehmet Kaya’yı aradım.
“Mehmet bey, sen neymişsin öyle, biz seni hafife almışız baksana meclis üyesi bile olmadığın halde dışarıdan KOTO’ya ayar verebiliyorsun. Tebrik ederim ama bu gücün sebebini de merak etmiyor değilim” dedim.
Mehmet Kaya güldü, öyle bir gücüm yok, sadece arkadaşlar beni seviyor dedi.
Biraz önce Necmi Bulut’un kendisini ziyaret ettiğini doğruladı.
Akın Doğan konusunda mutabık kaldıklarını da…
O zaman barış sağlandı diyebilir miyiz, Necmi Bulut’u rehberine kaydettin mi gibi esprili sorularla sıkıştırdım.
Hala kaydetmedim, kırgınlığım da geçmiş değil ama sağolsun bizi kırmadı. Daha önce iki isim konusunda sözünde durmadığı için kendisine kırıldığımı bildiği için…. diye devam etti.
Aslında bu diyaloğu dün akşam yazacaktım fakat Mehmet Kaya’ya o an yazmayacağıma söz verdim.
“Şimdi yazma sürece zarar vermeyelim.
Ancak anlaştık, Akın’a zarar gelmesin, karşı bir liste falan çıkmasın dedi”, peki dedim.
Yani köprüyü geçmek onun önceliğiydi.
Sonrasında yazacağımı söyledim.
O yüzden bir beis görmedim ve yazdım.
***
Aklınız karıştı değil mi?
Benim de öyle…
Ben bunların ne yapmak istediğini bir türlü çözemedim gitti.
Yahu Mehmet Kaya kim?
Bunu küçümseme anlamında söylemiyorum, asla yanlış anlasın istemem!
Şunu demek istiyorum.
Sen koskoca bir kurum yöneteceksin.
Dört yıl boyunca çalışacağın, önemli kararlar alacağın bir ekip oluşturacaksın.
Burada profesyonel davranmayacaksan ne zaman davranacaksın?
O kızar, bu kızar diyerek iş olur mu?
Bu tür işlerde anlık kararlar, anlık değişimler olması son derece doğal.
Birilerine göre şekillenerek başarı sağlamak mümkün mü?
Ben demiyorum ki Akın Doğan meclis başkanı olmasın, bilakis olsun tabi.
Ama bunun kararını alırken, içine yatmadığı halde “söz verdim” diyerek oraya saplanmak profesyonellik değil.
***
Zaten profesyonel olmadıkları bugünkü meclis seçiminde açıkça ortaya çıktı.
Üyeler kerhen oy kullandı, 66 üyeden 45 oy atıldı, 2 çizik çıktı.
Yani 23 meclis üyesi bu durumdan rahatsız.
Bir de rahatsız olduğu halde belli etmeyenler var.
Mesela Yaşar Can’ın tavrı çok dikkatimi çekti.
Son ana kadar meclis başkanlığı için Necmi Bulut’tan bir ışık beklediğini biliyoruz.
Akın Doğan’ı sevmediğini de…
“Necmi Bulut’a oy veririz ama Akıncı değiliz” dediğini de…
Fakat ona rağmen geldi oyunu kullandı.
Hatta oy pusulasını zarfa açıktan koydu.
Sonra da Doğan’la sarmaş dolaş olup tebrik etti.
Yarın öbür gün Akın Doğan’a rahatça muhalefet etmenin bir taktiğiydi belki de bu.
Ben geldim, karara uydum sana oy verdim diyebilmek için, bilemiyorum ama profesyonel bir hareketti.
***
Ama fotoğrafın bütününde bir samimiyetsizlik vardı.
Kimse espri yapmıyor, konuşmuyor, kimseden çıt ses çıkmıyordu.
Necmi Bulut derseniz salonda yoktu.
Akın Doğan’a oy vermeyerek onu kendi nazarında meşrulaştırmadı.
Oylama bittiğinde salona şöyle bir uğradığında ise Akın Doğan’ın yanından es geçti.
Detaylar, detaylar…
Fazla uzadı konu. Ben bugün KOTO’nun makus talihini yenemediğini üzülerek izlediğimi anlatmaya çalıştım.
Oysa herkes Necmi Bulut’un etrafında ne de güzel toplanmıştı.
Ama KOTO’ya yapışıp bırakmayan sekiz-on isim yine yapacağını yaptı ve Necmi Bulut’u ters köşeye yatırdı.
O ise “sözünde duran adam” olmanın kendisine yeteceğine inandı.
Bilmiyor ki odayı ona yönettirmeyecekler.
Bilmiyor ki Akın Doğan çok güçlendi..!
***
Oydu, buydu derken olan yine KOTO’ya oldu.
Umarım bu krizlerden bir an evvel kurtulurlar.
KOTO ekibini TOBB’a götürmekten çok bir kampa alınmaları şart!
İşte burada da liderlik devreye giriyor.
Bakalım KOTO’nun lideri kim olacak?