Çakır’ın itirafına AKP ne diyor?

Kocaeli Üniversitesi'nde bir süre Rektör yardımcılığı yapan Bekir Çakır Gerçekten ilginç bir kişiliğe sahip. Bekir Çakır'ı, Sadettin Hülagü'nün seçim kampanyaları döneminde tanıdım. İlk karşılaşmamız ise Rektörlük...

Kocaeli Üniversitesi’nde bir süre Rektör yardımcılığı yapan Bekir Çakır

Gerçekten ilginç bir kişiliğe sahip.

Bekir Çakır’ı, Sadettin Hülagü’nün seçim kampanyaları döneminde tanıdım.

İlk karşılaşmamız ise Rektörlük seçiminin yapıldığı gün kongre salonunun fuaye bölümünde olmuştu.

En militan Hülagü taraftarı olarak sağda solda kulisler yapıyor, güçlünün yanında yer bulmanın keyfini çıkarıyordu.

Bir ara merhabalaştık.

Tabi, biz gazete olarak Hülagü’nün seçim kampanyasını eleştiren haberler yapıyorduk.

Bu da Bekir Çakır’ın hiç hoşuna gitmiyordu.

Kısa bir sohbet geçti aramızda ve sohbet esnasında bize dediği kelimeyi hiç unutmuyorum.

“Şu seçim geçsin bak neler oluyor” tarzı üstü kapalı bir korku salıp, kendini yanlarında rahat hissettiği yandaşlarla üç gülün beş yaprağı misali sohbetler etti.

***

Bizimle yıldızının barışmaması kadar doğal bir şey yoktu, bunu yadırgadığımdan söylemiyorum.

Sadece Bekir Çakır’ın dün durduğu noktayla bugün geldiği nokta arasındaki farka dikkatinizi çekiyorum.

İnsan “Nereden nereye” demeden edemiyor.

Allahın işi işte…

Dün, Rektör Hülagü için başıyla gövdesiyle savunma yapan Çakır

Bugün, Hülagü’nün destekçisi olarak kendisine verilen Rektör yardımcılığı görevini kendi isteğiyle bırakıverdi.

Ve şimdi birden bire dili çözüldü.

Konuşmak istiyor, anlatmak istiyor, içinde tuttuğu ne varsa haykırmak istiyor.

Ama ilk düğmeyi yanlış ilikleyerek işe başladığı için onun anlattığı hiçbir şey dikkatleri çekmiyor.

Bekir Çakır ne umdu da neyi bulamadı bilmiyorum fakat bildiğim bir şey varsa;

O da git gide komik olduğudur.

***

Devletin kurumu sayılan koskoca üniversitenin boş makam koltuğunu sosyal medyadan paylaşarak

“Gerekçeli istifasını” sosyal medyadan duyurması bir bürokrata, bir Akademisyene yakışmamıştır.

O dakika anladım ki, Bekir Çakır bundan sonra tutulamayacak, susmayacak.

Tahminlerim beni yanıltmadı.

Sayın Çakır, bir zamanlar paydaşı olduğu Rektör Hülagü’yü basın yoluyla bombalamaya başladı.

Gazeteci kardeşim sevgili Ahmet Akçaalan’a verdiği röportajı iki kez dikkatlice okudum.

Özellikle iki konuya takıldım.

Birincisi Çakır’ın “Hülagü’yü FETÖ konusunda uyardım” demesiydi.

Neymiş? Sürekli Eğitim Merkezi Müdürü Adnan Kavak’ın atanmasını doğru bulmayıp Rektör Hülagü’yü uyarmış.

Bunu ne zaman söylüyor?

Atı alan Üsküdar’ı geçince…

Darbe olmuş bitmiş, FETÖ hainleri ülkenin canına ot tıkamış, Bekir beyin ise aklı başına henüz gelmiş.

***

Zaten hep geç hamle yapar Sayın Çakır.

Daha önce de ailesine ait araziye cemaat yurdu yapıldığında ve sonra o yurt kapatıldığında;

Aradan bir süre geçince bu kez yurt birden bire “Özel Tuna Gür Okulu’na” dönüştüğünde de Bekir bey olayın farkında değildi (!)

Hatta arsayı cemaate belli bedel karşısında sattıklarını ve hibe edilmediğini savundu.

Konuyu takip edenler hatırlar.

Bu konuda Sayın Çakır ile mahkemelik olduk.

Aslında mevzu bitmişti yani kendisi bitmesini istemişti.

Cemaat yurduna bağışlandığını iddia ettiğimiz haberimize tekzip yollayıp, tekzibin yayınlanmamasını rica ederek garip bir taktik seçmişti.

O zaman bunun sebebini idrak edememiştim ama şimdi bende taşlar yerine çoktan oturmuş vaziyette.

***

Bekir Çakır’ın tekrar sahnelere çıkma adımı olarak gördüğüm röportajında ilgimi çeken ikinci kısma geleyim…

Biliyorsunuz, kendisi siyasete pek bir heveslidir.

İkametinin bulunduğu Başiskele’de her daim bir hücre çalışmasının içerisinde Bekir Çakır’ın adını duymak mümkün.

Sıkı bir reisçi olarak bilinir ki öyle olduğu için siyasetin kontenjanından üniversitedeki pozisyona ulaşması zor olmamıştır.

Nihayetinde Cumhurbaşkanı’nın doktoru(!) diye lanse edilen Hülagü’nün yardımcılığına getirilmiştir.

Akademik bilgisine ve kariyerine sözüm yok!

Ama her başarılı Akademisyenin başına talih kuşunun konduğunu söylemek de zor!

Çakır’ın söyleşisinde bana göre adı “Talihsizlik” olarak nitelendirilemeyecek kadar önemli bir detay daha vardı.

***

Diyor ki; “Yerel seçimde Başiskele’deki adaya oy vermediğimi herkes biliyor, saklamadım”

Ondan sonra da kendince haklı nedenler sıralıyor.

Sıraladığı sebeplerin ne olduğunun bundan sonra bir önemi var mı sizce?

Kendisi resmen üyesi olduğu, siyaset yaptığı, halen de hedefleri olan partisine kişisel nedenlerden dolayı oy vermediğini söylüyor.

Bekir Çakır’ın bu itirafından sonra acaba AKP İl Başkanı Şemsettin Ceyhan ne düşündü?

Başbakan Yardımcısı Fikri Işık ne düşündü?

Büyükşehir Belediye Başkanı Karaosmanoğlu, Başiskele Belediye Başkanı Ayaz ne düşündü?

***

Ben ne düşündüm, söyleyeyim.

Bana kalırsa Bekir Çakır’ın AKP ile pek bir bağı kalmamış.

Çünkü bu söylemin ileride karşısına çıkacağını bilecek kadar pratik bir zekaya sahip.

Bakalım AKP, Çakır’ın bu itirafından sonra nasıl bir yol izleyecek, ilgiyle takip edeceğim.

SON DAKİKA HABERLERİ

Aysun Özcan Diğer Yazıları