Hoşgeldin Ahmet Oğuz

Kocaeli basınında sessiz sedasız bir hareket yaşandı. Bayram üstü olması nedeniyle pek konuşulmasa da kentimizde 11 yıllık gazetenin el değiştirmesi önemli bir haberdi. Mavi Kocaeli adıyla 11 yıldır aralıksız yayın yapan ve baskı gazetesi...

Kocaeli basınında sessiz sedasız bir hareket yaşandı.

Bayram üstü olması nedeniyle pek konuşulmasa da

kentimizde 11 yıllık gazetenin el değiştirmesi önemli bir haberdi.

Mavi Kocaeli adıyla 11 yıldır aralıksız yayın yapan ve baskı gazetesi bulunan gazete artık el değiştirdi.

Değerli meslektaşım Ahmet Oğuz Mavi Kocaeli’nin yeni sahibi oldu.

Olcay Sanal çok ucuza sattı, o da tek talipli olarak parayı bastı ve aldı.

Allah mahcup etmesin.

***

Ahmet Oğuz’u Gebze basınından tanırım.

Değer verdiğim bir kardeşimdir.

Onun İzmit piyasasında olmasından memnuniyet duydum.

Kendisini arayıp bu memnuniyetimi dile getirdim.

Buradaki meslektaşlarımızla yayın anlayışımız ne olursa olsun,

etik değerlere bağlı olan herkesle yeri geldiğinde çok rahat ortaklaşabildiğimizden bahsettim.

***

Heyecanlıydı. İlk defa Kocaeli’nin tamamına hitap edecek olmanın verdiği o heyecan sesine yansımıştı.

Kendi adıma ne zaman isterse yanında olacağımı ifade ettim.

Çünkü ben Gebze’deki arkadaşlarımdan hep iyilik gördüm.

Kim ne düşünürse düşünsün onlara saygı duydum.

Gebze’yi küçümsemedim, birileri gibi yazılarımda aşağılamadım.

Onlar da beni hep farklı konumlandırdı.

Bugün kalkıp Gebze’ye gitsem hangi birine uğrayacağımı şaşırırım zira her biri ayrı değerli benim gözümde.

Ahmet Oğuz da onlardan biri.

Dik karakterli, sözünün eri olarak tanırım.

Kocaeli basınına renk katacağına eminim.

***

Ahmet Oğuz’un ortağı olduğu Kulis Haber Gazetesini bundan böyle diğer ortak Caner Pesen devam ettirecek.

Caner Pesen, kalemiyle, kişiliğiyle Gebze bölgesinde karşılığı olan isimlerden biri.

Gıyabında Caner Pesen’e de başarı dileklerimi iletmiş olayım.

***

Kurtlar sofrasına hoş geldin Ahmet Oğuz.

Bilmeyenler için söyleyeyim; sevgili Ahmet hiç kolay lokma değildir.

Hele bir başlasın, hele bizim piyasaya bir alışsın…

İyi gazetecidir vesselam.

----------------------------------

BÖYLE GİDERSE

ERDOĞAN BUNLARI

YER!

Ali Babacan liderliğinde kurulan DEVA Partisi il yönetimini açıkladı.

Bayramdı seyrandı derken, bu konudaki düşüncelerimi okurlarla paylaşamadım.

Ama DEVA’nın il kurulu hakkında ne düşünüyorsun, nasıl buldun diye soranların sayısı hayli fazla olunca birkaç cümle etmek elzem oldu.

***

Evet, kestirmeden söyleyeyim.

DEVA Partisi il yönetim kurulu tam bir fiyasko.

Fiyasko dememin sebebi orada yer alan isimlerin kişiliklerinden kaynaklı değil.

Sakın böyle düşünmesinler.

Çoğunu tanımıyorum, pek çoğunun geçmişi hakkında bilgim yok.

Neler yapabilecekleri, ortaya nasıl bir hikaye çıkartacakları konusunda bir fikrim de yok.

Ama görünen köy klavuz istemez.

***

DEVA’nın il yönetim kurulu listesi toplumun beklentilerini karşılamıyor.

Peki, toplum ne bekliyordu da beklentinin altında kaldı?

Toplumun artık yeni kurulacak partilerden çok büyük umudu yok aslında.

İşin tuhaf yanı, partiyi kuranların beklentileri de toplumunkiyle örtüşmüyor.

Herkesin derdi başka.

Toplumun büyük kesimi DEVA’nın ve Gelecek Partisinin yönetme iddiasında olmadığını ya da olamayacağını zaten görüyor.

Hele de açıklanan listelere bakınca bu düşüncesi daha da perçinleşiyor.

Ama AKP yönetiminden bıkanlar “hiç olmazsa AKP’nin oylarını bölsünler de tek başına iktidar olamasın” diye bakıyor.

Yeni partilerden beklenti bundan öteye geçmiyor.

***

Parti kuranların beklentisine gelince…

Onca gizemli havadan, onca ciddi duruşun ardından ortaya çıkan tabloya bakınca; bunların Saadet Partisinden ne farkı var diyorsunuz.

Ne yaparsa yapsın yüzde 3-4’ü geçmeyen köklü bir parti bile alternatif olamazken DEVA bu millete nasıl deva olacak?

En basitinden şöyle düşünün.

Olası bir seçimde, yeni kurulan her iki parti de Meral Akşener’in kurduğu İYİ Parti kadar oy alabilir mi?

Alamaz çünkü o rüzgar yok, hiç olmadı.

***

Akşener’in yarattığı rüzgarın olmadığını bu partidekiler görmüyor mu?

Elbette görüyor ama dert o değil ki;

Asıl dert, başkanlık sisteminin ardından yüzde 1 oyu bile bulunan bütün partilerin pazarlık masasında yerinin olması.

İttifaklarla adam yerine konulması.

Kısacası şunu diyorum.

Böyle giderse Recep Tayyip Erdoğan siyasi zekasıyla bunları havada karada yer.

Bunu ister miyim, hiç istemem.

Keşke gerçekten konuştuklarını hayata geçirecek yüreği ortaya koysalar.

Keşke gerçek bir demokrasi mücadelesi verilse.

Her şey sadece lafta kalmasa.

Yıldızlar takımı gibi ekip yapacağız deyip, dağ fare doğurmasa.

***

Şimdilik herhangi bir gelecek görmediğim DEVA Partisini

Özellikle Kocaeli teşkilatını dikkatlice izlemeye devam edeceğim.

Bakalım oluşan sisli havayı dağıtmayı başarabilecekler mi?

“Biz buradayız, artık biz varız” diyebilecekler mi!

---------------------------

VADİ ÇOK İYİ SINAV VERDİ

Kurban Bayramında Allah kabul etsin dini vecibemizi yerine getirdik.

Bu yıl yine her zaman olduğu gibi kurban kesimi için Vadi Besiciliği seçtik.

Bayramın ilk günü öğlen saatlerinde yolunu tuttuğumuz Vadi Besiciliğe giden yol trafikten geçilmiyordu.

Lütfiye köyüne 1 saati aşkın zamanda varabildik.

Yaklaşık iki bin adet büyükbaş hayvanın kesildiği besi çiftliğinin yolunun dolu olması kadar normal bir şey yok.

Oraya vardığımızda A Haber Bölge Müdürü Hakan Süer çiftlikten canlı yayın yapıyordu.

Corona nedeniyle alınan önlemler, geliştirilen model nedeniyle Türkiye’ye örnek olan Vadi Besiciliğin namı Kocaeli sınırlarını çoktan aşmıştı.

Bayram öncesinde de ana akım medyada boy gösteren Vadi Besicilik bayramdaki sınavını başarıyla tamamladı.

İki bin tane hayvanı kesmek, hisselere ayırmak, onları sahiplerine ulaştırmak, hijyen kurallarını öncelemek hiç kolay iş değildi.

Ama en ufak bir arıza yaşanmadan bunların hepsi gayet profesyonel biçimde halloldu.

O gün orada bunaltıcı sıcağa rağmen işini ciddiyetle yapan kasaplara sözüm vardı.

Emeğinizi gazetemizde yazacağım demiştim.

Gerçekten de onlarınki büyük fedakarlık.

O sıcağa, o tehlikeye rağmen ağızlarında maske, ellerinde eldiven, başlarında bone, üzerlerinde önlüklerle usanmadan işlerini yaptılar.

Çoğu besi çiftliğinde kasapların dayanamayıp işi bıraktığını haber aldım.

Gazetemizin telefonları bayramda susmadı.

Her yerden ayrı bir şikayet geldi.

Saatlerdir bekliyoruz etimizi alamadık ne zaman alacağımız bile belli değil diyenlerin isyanları vardı.

Biz şanslı taraftaydık.

Saat 12:30’da gittik, 14:00’de geldik.

Üzerine bir de Süreyya Hanımın ellerinden kavurma, yaprak sarma, baklava yedik.

Allah kabul etsin, Allah seneye de nasip etsin.

Bu vesileyle Müslüman aleminin geçmiş Kurban Bayramını bir kez daha kutluyorum.

O gün Vadi Besicilik’te emek harcayan herkesten Allah razı olsun diyorum.

Çok temiz iş çıkardılar.

SON DAKİKA HABERLERİ

Aysun Özcan Diğer Yazıları