İYİ PARTİ Her yeri aydınlatmaya aday

İyisiyle-kötüsüyle, eğrisiyle-doğrusuyla, Meral Akşener'in partisi kuruldu. Ha bugün, ha yarın derken, en ufak bir adımı sır gibi saklanırken nihayet Akşener'in partisi görücüye çıktı. Geçenlerde yazmıştım; bu kadar gizem...

İyisiyle-kötüsüyle, eğrisiyle-doğrusuyla, Meral Akşener’in partisi kuruldu.

Ha bugün, ha yarın derken, en ufak bir adımı sır gibi saklanırken nihayet Akşener’in partisi görücüye çıktı.

Geçenlerde yazmıştım; bu kadar gizem fazla değil mi diye sormuştum.

Biliyorum, iktidar kanadından çok baskı yediler.

Salon bulmakta bile zorluk çektiler.

CHP’li belediyeler olmasa belki de sokakta dahi yer bulamayacaklardı.

Akşener ve ekibi bu yüzden Ankara Yenimahalle’yi seçti, iyi de yaptı.

Görkemli bir çıkış oldu.

Toplantıyı gazetemizden arkadaşımız Uğur Enç takip etti.

Değişik enstantenelerle geri döndü, her zamanki gibi “iyi” iş çıkardı ortaya.

***

Aylardır haberlerimize konu olan Akşener’in partisi en azından bundan sonra adıyla anılacak.

Adına Akşener’in partisi dediğimiz, var mı yok mu, kurulacak mı kurulmayacak mı bir türlü kestiremediğimiz parti nihayet kuruldu.

İlimizden üç isim kurucular kurulu listesinde yer aldı.

Lütfü Türkkan ve Cumali Durmuş’un adı kimseye sürpriz olmadığı gibi

Ruhittin Sönmez de beklenen isimler arasındaydı.

Ancak ben bu isimlerin arasında bir Ahsen Okyar’ı göreceğimizi düşünüyordum ama olmadı.

Kim bilir… Belki de Ahsen Okyar, il örgütlenmesinde aktif rolde olacaktır.

Son yapılan vefa gecesi aslında bir veda gecesi anlamı taşıyor da olabilir.

Yani aktif siyasette rol almak adına… Çokta yakışır kendisine. Bekleyip göreceğiz.

***

Meral Akşener’in partisinin adını ilk duyduğumda algılayamadım.

Logosunun güneş olduğunu akşamdan öğrenmiştik.

Logoyu görünce ilk aklıma gelen şu oldu;

AKP’ye alternatif yok diyenlere yeni alternatif olduğunu göstermek için

Ampulün yerine güneşi tercih etmişler.

Ampul sadece bulunduğu yeri aydınlatır ama güneş her yeri diye düşündüm.

Ayrıca güneş doğduğunda ampüller söner gibi düşünmüş olabilirler.

Bu açıdan baktıysalar isabet olmuş diyebiliriz.

***

Partinin ismi konusunda ise dediğim gibi ilk anda algılamakta zorluk çektim.

Bir daha söyleyin dedim. “İYİ PARTİ” nedir ya..?

Biraz düşününce, biraz da ağızda tekrar yapınca buna da alışılacağını gördüm.

Aynı şekilde yine AKP’ye alternatif olabilmek için böyle bir ismin seçildiğine kanaat getirdim.

Hatırlayın, AKP ilk kurulduğunda AK PARTİ adıyla değil, AKP yani Adalet ve Kalkınma Partisi olarak çıkış yapmıştı.

Sonra ne düşündüyseler birden bire partinin adı AK PARTİ oluverdi.

Ama açılımı değişmedi. Yine Adalet ve Kalkınma Partisi olarak lanse edildi.

***

Benim bu aymazlığa bir türlü aklım ermedi.

Partinin kısaltılmışı AKP iken niçin AK-PARTİ olarak ayırma gereği duymuşlardı?

Aklım bunu kabul etmediği için ben ısrarla AKP demeyi sürdürüyorum.

Sonraları bu isim kargaşası yerini, AKP’LİLER ile AK PARTİLİLER arasında samimiyet testine bıraktı.

AKP diyen muhalif ya da içlerindeki İrlandalılar olarak anılırken, AK PARTİ diyenleri kendinden saydılar.

İşin Adalet kısmını unutup gittiler, daha çok Kalkınma kısmıyla ilgilendiler.

Diğer yandan halkın diline daha rahat geleceği için Ak Parti demeyi seçtiler.

Yani bu da bir etkendi.

Çünkü AK kelimesinin karşılığı temizliği, saflığı, beyazlığı çağrıştırıyordu.

Güven duymak için iyi bir başlangıçtı.

Öyle de oldu.

***

Ve şimdi benzer taktiği İYİ PARTİ’de gördük.

Onlar da halkın beklentisine ve idrak gücüne göre bir seçim yaparak “İYİ PARTİ” adını seçmişler.

Beklentiler o kadar aşağı indi ki; artık insan olsun, nefes alsın yeter misali “iyi olsun yeter” diyecek haldeyiz.

İnşallah İYİ olur.

Vatana, millete, memlekete çok iyi gelir.

Parlamentoda yeni bir partiye ihtiyaç var mıydı, vardı.

Özellikle kadın bir lider olması Türk siyasetine bambaşka bir boyut getirecek.

Bu liderin İzmitli olması, dahası benim öğretmenim olması az buçuk ruhumu okşamıyor değil.

Ama hepsinden ötesi bu vatanın milli ve manevi değerlerine sahip çıkan,

Demokrasi insan hak ve özgürlükleri konusunda ilerici olan herkesin başımın üstünde yeri var.

Bu anlamda İYİ PARTİ’nin herkese iyi geleceğine inanmak istiyorum.

***

Başta Meral Hocam olmak üzere kentimizden Lütfü Türkkan, Cumali Durmuş ve Ruhittin Sönmez’e

Sorumluluklarının çok büyük olduğunu bir kez daha hatırlatarak naçizane;

Havaya girmeyen, çabuk ulaşılabilen, eleştiriyi göğüsleyip bundan pay çıkarabilecek olgunlukta birer politikacı olmalarını tavsiye ederim.

Bizim kentimiz yanlış bilmiyorsam ilk kez siyasi bir genel başkan çıkarıyor.

Sizin kadar bu millet de heyecanlı.

Onun buradaki temsilcileri, buradaki ağzı olan sizlere çok iş düşüyor.

Umarım yeni parti size de bize de ülkeye de çok İYİ gelir.

Eğitimin vardığı SON NOKTA…!

Son zamanlarda eğitim sistemiyle alakalı o kadar yanlışlar yapılıyor ki,

Eski günlerimizi arar olduk.

Sabahın köründe derse zorlanan çocuklar, evlerinden kilometrelerce uzaktaki okula gitmeye çalışan çocuklar

Servis adı altında çetelerin savaşının ortasında kalan yavrularımız

Bir de bunlar yetmezmiş gibi körelen eğitim sistemi karşısında oradan oraya savruluyorlar.

***

Bugün, sosyal medyada evden-okula, okuldan-eve denklemini bir türlü kuramayan sistemin

Ülkeyi getirdiği durumu anlatan bir fotoğraf geçti elime.

Okul servis araçlarının yolları kapladığı, her bir şeritte konvoy oluşturduğu görülen fotoğraf

Sadece metropollerin değil, tüm Türkiye’nin eğitimde geldiği acı fotoğrafın ta kendisidir.

Fotoğrafı paylaşan kişi, durumu öyle güzel özetlemiş ki, sizinle paylaşayım istedim.

***

Ben hayatım boyunca servis aracıyla okuluma gitmedim Zaten benim zamanımda servis aracıda yoktu!

Hep yürüyerek okula gittik.

Yürüyüşlerde yollarda arkadaşlar edindik

O günlerde yaşayan bizler mutluyduk.

O günlerdeki bizler bugün sabahın alacakaranlığında kalkıp eğitim için araçlara bindirilen,

trafiklerde bekleyen, daha uykusunu almadan ilk 2 dersi biten çocuklarımızı

düşündükçe;

Ve bitmemiş gibi bir de üstüne birbirlerine kurşun yağdıran servis aracı mafyalarına ve

kendilerini alan çocuklara akıl almaz kötülükler yapan servis şoförlerini gördükçe

Bugün bu dünyada yaşayan çocuklarımıza, öğrencilerimize üzülüyorum.

Ve bütün bunlara rağmen

Eğitimde çağ atladık diyen

Milli Eğitim Bakanımızın sözlerini duydukça daha da üzülüyorum.

Dün İçin kendimizi mutsuz sayan bizler

Bugün bunları yaşayan çocuklarımızı, gençlerimizi gördükçe

Kendimizi şanslı hissettik.

Bu manzarayı hakketmiyor yarının geleceği çocuklarımız için üzülüyorum.

Üzülüyoruz...

SON DAKİKA HABERLERİ

Aysun Özcan Diğer Yazıları