AKP’li yöneticiler iş kovalarsa…
AKP'de halat koptu kopuyor. Partide yaşanan istifaların aslında iradeye dayalı istifalar olmadığını hepimiz biliyoruz. Bugün Melih Gökçek'e hangi güç o makamı boşalttırabilir? Ya da Gökçek o kadar arlı bir insan mı ki hatalarından...
AKP’de halat koptu kopuyor.
Partide yaşanan istifaların aslında iradeye dayalı istifalar olmadığını hepimiz biliyoruz.
Bugün Melih Gökçek’e hangi güç o makamı boşalttırabilir?
Ya da Gökçek o kadar arlı bir insan mı ki hatalarından dolayı istifa etme erdemini göstersin.
Biz biliyoruz ki AKP’de artık tuz koktu.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın giyontinleri çalıştırmaktan başka çaresi kalmadı.
Yoksa bu işin sonu kötü olacak. O nedenle derhal vaziyet alıp, çürük yumurtaları ayıklaması lazım.
***
Fakat gel gör ki, Erdoğan tek başına bir ilçe için bile ince eleyip sık dokurken
Parti teşkilatları hala rant peşinde, gücüne güç katma derdinde.
Hele hele geminin batmaya yakın olduğunu anladıklarından beridir
Zulaya ne koyarsak kardır deyip yolsuzlukta ve yüzsüzlükte sınır tanımıyorlar.
Bir taraftan FETÖ temizliği yapan Erdoğan, diğer taraftan da teşkilatlarda yenilik yapmaya çalışıyor.
Ve bu yenilenmenin bazı kriterleri olduğuna vurgu yapıyor.
Ne diyor? Teşkilatta görev yapan tek bir Allahın kulu kamuya iş yapmayacak.
Yakınlarını oraya buraya yerleştirmeyecek.
Halktan kopmayacak, ihtiraslı olmayacak, FETÖ ile bağı olmayacak falan filan…
***
Bu kriterlere rağmen hala kamuyla göbek bağı bulunan isimler teşkilatlarda yerini aldı.
Aynı şekilde FETÖ ile iltisaklı olduğu açıkça bilindiği halde kimi isimler göreve getirildi.
Güya yenilendiğini zanneden AKP çamura battıkça battı ve batmaya da devam ediyor.
En basitinden bizim kentimize bakın!
Siz hiç gerçek bir mücadele gerçek bir gayret görüyor musunuz?
Herkesin tek düşündüğü önce kendi pozisyonu ve tabiki kendi cebi…
Hala inanılmaz rantsal işler dönüyor belediyelerde ve teşkilatlarda.
Üstelik bunu o kadar aleni yapıyorlar ki hayret edersiniz.
Peki, neyine güveniyor bu rantçılar?
Ellerindeki güce…
Bu dediğime uygun bir örnek vermek istiyorum.
İyice okuyun, okuyun ki Erdoğan’ın ne kadar boşa çaba sarf ettiğini görün!
***
Mesela İzmit’te bir firma kentsel dönüşüm adı altında mahalleden yer topluyor.
Elinde yaklaşık bin 200 adet tapu ile bu işe soyunan firma sıcak ilişkilerinden olsa gerek;
İlk önce Bayındırlık ve İskan Bakanına gidiyor.
Bakana projesini anlatıyor. Kentsel dönüşüme her daim olumlu yaklaşan hükümetin tutumunu iyi bilen Sayın Bakan,
Bu projeyi olumlu karşılıyor ve aklına ilk olarak o ilçenin belediye başkanını aramak geliyor.
Nevzat Doğan da aynı şekilde kentsel dönüşümden rahatsızlık duymayan bir başkan ve dolayısıyla bakanın referansıyla bu işe pozitif yaklaşıyor.
Belli görüşmelerden sonra iş geliyor Büyükşehir Belediyesi’ni bilgilendirmeye…
Fakat o da ne? Büyükşehir yetkililerinde bir naz bir niyaz sormayın gitsin.
Projede hata mı var, insanlara dayatma mı var, zorla milletin arsasına çökme mi var, bu yönden bakmıyorlar.
Kaldı ki Bayındırlık Bakanı’nın oluru olmazdı şayet öyle olsaydı.
Neyse…
***
Bizim ağalar adamlara kafayı takmış. Sebep ne peki?
Neden ilk önce Nevzat Doğan’a gidilmiş de kendilerine gelmemişler.
Tek dertlerinin hiyerarşi olmadığı ise çok sonra anlaşılmış.
İddia odur ki, projeyi yapmak isteyen firmaya işi yokuşa sürmeler başlamış.
Bir noktadan sonra bakanın da devrede olması hasebiyle onay vermek durumunda kalacaklarını anlayan çok değerli yetkililer
Bu kez farklı bir taleple ortaya çıkmışlar.
Ne alaka ise ve konu nasıl olup AKP İl Yönetimine sirayet ettiyse etmiş
Ve iştah kabartan büyük projenin kimi işlerindeki tedarikçilerin kimler olacağı firmaya deklare edilmiş.
Yani il yöneticilerinden bir yada birkaç kişi bildiğin iş kovalamış.
Dedikleri olmazsa projenin onaylanmasının imkansız olduğu mesajı verilmiş.
***
Firma kim diye sormayın. Zaten anlayan anlamıştır. Adamları ne tanırım ne bilirim.
Belki bu yazıdan sonra sarpa saran işleri daha da kötü olacak ama yapacak bir şey yok.
Bizde hırsıza hırsız, arsıza arsız demek adettendir.
Bir dost meclisinde öğrendiğim bu olayı sizinle paylaşmak istedim.
Ancak o il yöneticilerinin kimler olduğunu sır gibi saklamaları işin başka bir tuhaf yanı.
***
Söyleyin dedim, ben bunu duydum yazacağım dedim ama söylemediler.
Kendi teşkilatlarından olan o adamları afişe etmekten korktular.
Sonra kendi kendime dedim; ne fark eder ki? Ha Ahmet olmuş ha Mehmet…
Düzen değişmedikten sonra isimlerin ne anlamı var?
Gel de AKP’de yolsuzlukla ve FETÖ ile mücadele edildiğine inan inanabilirsen..!
Çok yalnızsın Sayın Erdoğan çok…
Hem de öyle böyle değil!
Buradakilerin serveti neredeyse senin sarayını satın alacak hale gelmiş de haberin yok..!