Hala bir araya gelemediler

Belediye seçimlerinin ardından neredeyse iki ay geçti ama bizim başkanlar bir türlü bir araya gelemedi. Tahir Büyükakın ile Fatma Kaplan Hürriyet'ten söz ediyorum. Normalde Hürriyet'in çoktan Büyükakın'a hayırlı olsuna gitmesi...

Belediye seçimlerinin ardından neredeyse iki ay geçti ama bizim başkanlar bir türlü bir araya gelemedi.

Tahir Büyükakın ile Fatma Kaplan Hürriyet’ten söz ediyorum.

Normalde Hürriyet’in çoktan Büyükakın’a hayırlı olsuna gitmesi gerekirdi.

Ama gitmedi.

Sonra basına verilen demeçlerden öğrendik ki, meğer Hürriyet Büyükakın’dan istediği randevuyu alamamış.

Yani Hürriyet, belli gün ve saat sunarak Büyükakın’dan randevu istemiş ama karşılık bulmamış.

***

Adab-ı muaşeret kuralları diye bir şey vardır.

Bu kurallar içinde hiyerarşi vardır, davranış adabı vardır, güzel konuşma vardır.

Kısacası görgü kuralları deriz biz ona.

Her iki başkana da görgü kurallarını biz öğretecek değiliz.

Ama biz isteriz ki bunlara çok takılmadan şehrin özlem duyduğu fotoğrafı bir an önce versinler.

Ortamı germeye ne gerek var?

***

Evet, Hürriyet’in randevu talebinde bir gariplik olabilir.

Ona uyan gün ve saati Büyükakın’dan istemesi ilk bakıldığında abes kaçabilir.

Ki, normali bu değildir.

Ancak sonuçta o da belediye başkanı ve tıpkı Büyükakın gibi yüzlerce ziyaretçi ağırlıyor.

Hele hele muhalefetin 15 yıllık özleminden sonra Hürriyet’in kapısı uzun süre boş kalacağa benzemiyor.

Bu yoğunluk arasında fırsat bulup uygun zamanı değerlendirmek isteyip, büyükşehirden randevu istemesi çokta yadırganacak bir durum değil.

Şayet Büyükakın buna takıldıysa, saygıda kusur saydıysa gereksiz alınganlık yapıyor anlamına gelir.

Muhalefete biraz esnek davranması ondan bir şey götürmez, bilakis getirisi var.

Kentte yumuşak hava esmesine katkı açısından Büyükakın’a yakışan, Hürriyet’e “büyüklük” yapması olur.

Başkanların günlerdir bir araya gelememe sebebi bile İzmit’te bizi nasıl günlerin beklediğinin habercisi gibi adeta.

Bir naz, bir niyaz…

Bu gerilimi tırmandırmak Büyükakın’a da Hürriyet’e de fayda sağlamaz.

Bir an önce beklenen ziyaret gerçekleşip, sıcak mesajlar verilse fena olmaz.

BÜYÜKAKIN NEDEN SESSİZ KALIYOR..?

AKP Kocaeli il başkanı kim olacak sorusu gündemden düşeceğe benzemiyor.

Gün geçmiyor ki yeni bir gelişme yaşanmasın.

Kısacası AKP’de ortam hayli karışık.

İlk önce temayül adı altında dar çerçeveli bir yoklama yaptılar.

Görevden aldıkları yönetime, kimi il başkanı olarak görmek istersiniz diye sordular.

Ortalığın karışmasına sebep olan kadın ve gençlik kollarına aynı soruyu sorup, doğru cevap çıkmasını beklediler.

Ama son tahlilde eğri cetvelden doğru çizgi çıkaramayacaklarını anladılar.

Ortaya çıkan isimler Erdoğan’ı tatmin etmedi.

***

Mesela Mehmet Ellibeş…

Bu isim öyle kendiliğinden mi ortaya çıktı?

Ellibeş’i öne süren kimdi?

Tahir Büyükakın mı, yoksa başka bir ekip çalışmasının sonucu mu?

Abi rolünde olacağı düşünüldü ama teşkilatçılık yanı yoktu.

Bunun olmaması kaotik bir ortamda çok büyük eksiydi.

Yaşı başı da buna engeldi.

Çünkü Erdoğan il başkanları konusunda ortalama bir yaş sınırını baz alıyor.

Mehmet Ellibeş bu anlamda handikaplı bir isim olarak öne çıkıyor.

Üstüne üstlük Ellibeş, Cumhurbaşkanının karşısında “ben teşkilatçılığı bilmem ama görev verirseniz elimden geleni yaparım” deyince Erdoğan Ellibeş’i beklemeye almış olabilir.

***

Peki, ya Ali Korkmaz ismi nasıl gündeme geldi?

Onu az çok anlayabiliyorum.

Çünkü Korkmaz, özellikleri itibariyle il başkanlığında akla gelecek potansiyel birkaç isimden biridir.

Yedi yıl İzmit ilçe başkanlığı yapmış, İzmit’in yerlisi, eğitimci, başarılı bir işadamı vs.

Fotoğraf olarak da kareyi iyi tamamlıyor.

Ama ne kadar iyi olursanız olun, AKP’de bir ekip hareketinin içinde değilseniz veya arkanızda büyük bir güç yoksa sizden bir şey olmaz!

***

Eskiden kimin ne olduğunu anlamak daha kolaydı.

Kimin Fikri Işık’ın adamı olduğunu, kimin Karasomanoğlu’na yakın olduğunu şak diye çözerdik.

Ama şimdi o işler bitti. Kocaeli’de AKP resmen başsız kaldı.

Buradaki en büyük erk sahibi olarak görülen KBB Tahir Büyükakın’ın ise ne yaptığını anlayan beri gelsin.

Asla çözümleyebilmiş değilim, sır gibi adam…

Teşkilatlara karışmıyor görüntüsü veriyor.

Gerçekten de öyle mi?

Büyükakın teşkilat birbirine girmiş, düğüm olmuş haldeyken “ben karışmam, ben başkanlığımı yapar geçerim” mi diyor?

Hiç sanmıyorum.

Büyükakın’ın sessizce kenarda kalacağını benim aklım kesmiyor.

Ama ne yapmaya çalıştığını ise kimse kestiremiyor.

***

Bu kentte bir kalemde il başkanını görevden aldılar ve Büyükakın’dan çıt ses çıkmadı.

Abdullah Eryarsoy’a sahip çıkabilme gücü varken tek laf etmedi.

Ankara Kızılcahamam’da yaşananlar esnasında Büyükakın orada değil miydi?

Neden müdahil olmadı?

Tamam, ne Eryarsoy Büyükakın’a bayılır ne de Büyükakın Eryarsoy’a.

Hatta büyükşehir adayı açıklandığında Eryarsoy’un ortalığı ayağa kaldırdığı, masayı yumrukladığını herkes biliyor.

Ama Eryarsoy, adayın kesinleşmesinin ardından tüm bunları geride bıraktı ve Büyükakın’ı sahiplendi.

Yer yer yukarıdakilere bazı şikayetlerde bulunsa da Büyükakın’ın yanında olmaktan geri durmadı.

Yani bir vefayı hak edecek kadar hatırı olmalıydı.

***

Büyükakın isteseydi Eryarsoy’u Sibel Gönül’e ve Serpil Yılmaz’a yem etmeyebilirdi.

Tabi bunlar benim görüşüm. Belki de tüm bunları denedi ve gücü yetmedi(!)

İçeride neler yaşandığını tam olarak bilmemiz mümkün değil.

Fakat görünen yüzüyle baktığımızda Büyükakın, sanki Sibel Gönül’le aynı izdüşümde gidiyor.

Belki de bunca kaos bilerek çıkartılıyor.

Neden? Ölümü gösterip sıtmaya razı etmek için…(!)

Bir bakmışsınız, Sibel Gönül, alıştıra alıştıra il başkanı oluvermiş.

Teşkilatları gezmesi de boşuna değil herhalde!

***

Siyaseti okumak, okuduğunu yorumlamak zor iştir.

Ben biraz olsun bu işlerden anlıyorsam, eninde sonunda son golü Büyükakın’ın atacağını tahmin ediyorum.

Ama nasıl bir stratejiyle bunu yapacak, onu bilemiyorum.

Şu ana kadar yaptığı uygulamalara bakınca Başkan Büyükakın’ın derinden giden bir tarza sahip olduğunu söyleyebilirim.

Ama bu gidiş teşkilatı memnun etmiyor.

Herkes ondan aksiyon almasını bekliyor.

İl başkanlığının kapanın elinde kalacağını düşünüyor ve Büyükakın’ın oyuna dahil olmasını bekliyor.

Ondan bir Fikri Işık gibi olması bekleniyor, bir Nihat Ergün değil!

***

Bense tam tersini düşünüyorum.

Büyükakın bana kalırsa oyunun tam göbeğinde yer alıyor.

Tarzı ne Fikri Işık’a ne de Nihat Ergün’e benziyor.

Kurt siyasetçilerle nasıl dans edilir, oscarlık performans sergiliyor.

Bu performansın sonunda iyisiyle kötüsüyle ortaya çıkacak sonuçta Büyükakın’ın imzası olacağı aşikar.

O sadece izliyor-muş gibi yapıyor.

Ama bu kadar gizlilik şu an için fazla geliyor.

***

Hala çözemedim; Ellibeş’i o mu öne sürdü, Korkmaz’a da yakın olduğu söyleniyor.

Sibel Gönül’ün yaptıklarına müdahale etmiyor, Eryarsoy’a yapılanları izlemekle yetiniyor,

Abişler derseniz Büyükakın’ın akrabası ve ailece Cumhurbaşkanının olduğu kareye giriyor.

Bence Büyükakın BÜYÜK oynuyor..!

Yakında kokusu çıkar elbette…

--------------------------

SON DAKİKA HABERLERİ

Aysun Özcan Diğer Yazıları