Oldu olacak masa kursaydınız…!

Şu siyasetçileri bir türlü anlamıyorum. Milleti var gücüyle birbirine düşürüyorlar Ondan sonra da hiçbir şey yokmuş gibi birlikte makara yapıyorlar. Bakınız, 17 yıldır AKP Türkiye'sinde siyasi partiler arasında hoşgörü dili kalmadı....

Şu siyasetçileri bir türlü anlamıyorum.

Milleti var gücüyle birbirine düşürüyorlar

Ondan sonra da hiçbir şey yokmuş gibi birlikte makara yapıyorlar.

Bakınız, 17 yıldır AKP Türkiye’sinde

siyasi partiler arasında hoşgörü dili kalmadı.

Kimsenin kimseye en ufak bir tahammülü yok.

Yukarıda liderler birbirine ağza alınmayacak sözlerle saldırırken aşağıda laylaylom olmuyor.

Keşke siyasetin dili yumuşasa, keşke siyaset hayatın içine bu kadar müdahil olmasa…

***

Fakat böyle bir seçeneğimiz kalmadı.

Sabah uyandığımızda doların ne seviyelerde olacağına bile siyasetçilerin tavrı karar veriyor.

TBMM’de millet için bulunduğunu ifade eden milletvekilleri

, kavgadan başka bir şey bilmiyor.

Ama bu kavgaların hepsi oturum bitene kadar sürüyor.

Ara koridorlarda iktidarıyla muhalefetiyle, en zıt kutupların bile nasıl yan yana geldiğini gördükçe insanın isyan edesi geliyor.

Neden bu tavrı millet adına kararlar alırken göstermiyorlar?

Neden toplumun sinir uçlarına dokunan meselelerde dahi birlik olamıyorlar?

***

Onlar böyle bir tutum içerisinde olunca siyasetin aşağı katmanlarına doğru indikçe zıtlaşmanın daha da arttığı görülüyor.

Sosyal medya üzerinden dahi millet birbirine girip mahkemelik oluyor.

İşte böyle bir ortamda bazı siyasetçilerin yaptıklarını görünce “Yok artık” diyesim geliyor.

Mesela bir örnek vereyim:

Erdoğan ve Kılıçdaroğlu arasındaki söz düellolarının tavan yaptığı dönemler oldu.

İşte o dönemlerde Kocaeli’de AKP il başkanı Şemsettin Ceyhan şu meşhur “İl başkanları masasını” kurdu.

***

Yukarıda liderler birbirine hakaretin kralını etti.

İktidar partisi il başkanı o hakaretlerin minyatürünü ilimizdeki CHP’lilere yapmaya devam etti.

Ama CHP il başkanı Sarıbay, hepsini bir güzel yutup her ay o masaya koşmaktan geri durmadı.

Ağırlıkta AKP yardakçılarının olduğu il başkanları masası, Sarıbay’ın kişisel ego tatmin yeri oldu.

Ona orada büyük muamelesi yapıldı, saygı gösterildi, yeter ki masadan kalkmasın diye hürmet edildi.

Ama o kullanıldığını anlamak istemedi.

Kerameti kendinde aradı.

CHP’lilerin tüm tepkilerine rağmen masada kalmaya devam etti.

Ta ki, seçim dönemi gelinceye kadar…

Sarıbay baktı ki pabuç pahalı, bir daha o masaya geri dönmedi.

O dönmeyince bir-iki ay daha masa muhabbeti devam etse de amaç hasıl olmadığından masa dağıldı gitti.

***

Bu örneği niye verdiğime gelince…

Dedim ya, siyasetçilerin tavrını anlamakta güçlük çekiyorum diye! Anlatayım.

Bahsettiğim il başkanları masası komedisinden sonra Türkiye’de ve Kocaeli’de siyasetin dili hala değişmedi.

Özellikle yerel seçimin ardından İstanbul’da başlayan olaylar neticesinde kutuplaşma daha da arttı.

İşte tam böyle bir noktadayken dün bir fotoğraf gözüme ilişti.

Millet ittifakının

İyi Parti il başkanı Şanbaz Yıldız ve İyi Parti Genel İdare Kurulu Üyesi Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan;

Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın’ı ziyaret etmiş.

Bu bana çok garip geldi doğrusu.

***

Düne kadar Büyükakın için “İthal aday bulup getirmişler” diyerek yaşadığı kentten bi’haber olan Türkkan’ın ne acelesi vardı da kalkıp Büyükakın’a gitti?

Sadece bu örnekten yola çıkarak konuşmuyorum. Bunun gibi ne sert sözler var!

Ya, Şanbaz Yıldız’a ne demeli?

Siz bu kentte Millet ittifakının ortağı değil misiniz?

Neden ittifak ortağı il başkanıyla değil de milletvekilinizle ve heyetinizle gidiyorsunuz?

Aceleniz ne sahiden?

***

Zaten kamuoyunda bir sürü dedikodu dolaşıyor, önünüzde bir de kongre var.

Şimdi partilileriniz, rakipleriniz, bu fotoğrafın altına methiyeler dizseler haksızlar mı?

Ama ben baktım, Allahtan o yolu kapamışsınız.

Ne Türkkan ne Yıldız Büyükakın’a yaptıkları ziyaret fotoğrafını sosyal medya sayfalarında paylaşmamışlar.

Yapılan ziyaret haberini de görmezden gelmişler.

Demek ki çokta afişe olmak istemediler.

Veya altına gelecek yorumlardan sakındılar.

***

Aslında onlar da bunun pekte şık kaçmadığının farkındalar.

Allah aşkına şu yaşananlara bir bakın!

Siz, Ankara belediye başkanı Mansur Yavaş’a iktidar kanadından böyle bir ziyaret yapıldığını gördünüz mü?

Ya da Millet ittifakının diğer belediye başkanlarına…?

Ülke ne zaman normalleşti? Siyaset ne zaman birbiriyle barıştı? Nezaket ne ara ön plana çıktı?

Böyle bir şey yok çünkü adamlar bu konuda çok net!

***

Sizi bilmem ama o fotoğraf benim siyasetçilere olan bakışımı bir kez daha pekiştirdi.

Hele de masada onları konuk eden Başkan Büyükakın’ın yüzündeki manidar ifadeyi görünce;

“Bravo size”

demeden edemedim.

Büyükakın halinden çok memnun.

Ben olsam ben de onun gibi keyfini çıkarırdım.

“Adamlara bak ya nasıl da ayağıma geliyor”

, diyerek biraz ego kasarım.

Yahu daha Fatma Kaplan Hürriyet bile Büyükakın’a gitmiş değil!

Ki, giderse şayet Hürriyet için gecikmiş bir ziyaret olacak.

***

Normalde Hürriyet’in çoktan büyükşehir belediye başkanına gidip hayırlı olsun demesi gerekirdi ama demedi.

Bu bir eksiklik mi?

Evet eksiklik.

Bu konuda Hürriyet’i İyi Partililerin ziyaretleriyle bir tutamayız.

Çünkü beş yıl boyunca Büyükakın ile muhatap olmak zorunda. Hiyerarşik açıdan Büyükakın onun üssü.

İzmit’in menfaatleri adına diyalog yollarının açık olması şart!

***

Ama aynı diyaloğu Şanbaz Yıldız kurmak zorunda değil mesela!

Ya da Lütfü Türkkan!

O diyaloglar kurulunca millet biraz kıllanıyor hani(!)

Normal değiliz ya, şartlar müsait değil ya,

o bakımdan yani!

***

Şimdi Aydın Ünlü size ne dese az kalır…!

Oldu olacak bir de il başkanları masası kurun.

Türkiye normalleşmezse normalleşmesin…!

-------------------------------

GÜNÜN SÖZÜ:

“Dünya çok acı çekiyor, kötü insanların şiddetinden değil, iyi insanların sessizliğinden”

*******

“Her şey çok güzel olacak” masalı yerine “kötü şeyler de olacak ama yanında olacağım” samimiyetini seviyorum.

SON DAKİKA HABERLERİ

Aysun Özcan Diğer Yazıları