Tahir Büyükakın'a bir dokunduk, bin ah işittik!
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Tahir Büyükakın'a bir dokundum bin ah işittim desem yeridir. Sayın Büyükakın'a vatandaşlardan gelen bazı sıkıntıları aktarmak istedim. İyi mi ettim kötü mü ettim bilemiyorum ama...
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Tahir Büyükakın’a bir dokundum bin ah işittim desem yeridir.
Sayın Büyükakın’a vatandaşlardan gelen bazı sıkıntıları aktarmak istedim. İyi mi ettim kötü mü ettim bilemiyorum ama Sayın Büyükakın, çok önemli ifadeler kullanarak bu kentin neden yol alamadığını kendi dilince anlatmaya çalıştı.
Büyükakın ile aramızda geçen bu konuşma günler öncesindeydi ancak kış mevsiminin akıbetinden nasibini alarak rahatsızlandığım için fırsat bulup yazamadım.
Çünkü aramızda geçen diyaloğu ne eksik ne fazla aktarmak olmazdı.
Konumuz İzmit’teki tramvay inşaatı idi ama bakın biz nerelere kadar uzandık.
Hiç yorum katmadan gayet reel biçimde Genel Sekreter Büyükakın ile yaptığım görüşmeyi size aktarıyorum.
Metro müjdesinden, tramvayın terst sürüşünün ne zaman yapılacağına;
Mavi bayrak meselesinden çöp fabrikasına değin ne varsa…
Sayın Büyükakın arada bir zülfiyare dokundu ama benden yana affola.. (!)
-Yahya Kaptan mahallesindeki esnaflar inşaatın yavaş ilerlediğini ve tahammül derecelerini aştıklarını söylüyor diyorum ve Sayın Büyükakın dolmuş vaziyette cevap veriyor:
Bana göre tramvay inşaatı yavaş ilerlemiyor. Tramvay inşaatının bir gerekliliği var, o gereklilik doğrultusunda ilerliyor, yavaş olduğunu düşünmüyorum. Geçtiğimiz günlerde 10 günlük bir kar yağışı oldu, ardından yağmur yağdı ama o şartlarda bile çalışma devam etti.
Yahya Kaptan mahallesinde şu an iki şeritte de yol akıyor. Hatta araçlar sağlı sollu park yapıyorlar. Mesela bunu niye hiç yazmıyorsunuz? Belediyeyi sürekli yaptığı işlerden dolayı eleştiriyorsunuz ki bu hakkınız, her zaman yapacaksınız. Ama belediyenin yaptığı eksik işleri yazarken orada kaldırım üzerine park eden insanları niye yazmıyorsunuz? Sürekli vurun abalıya..!
Ben 1994 yılında üniversitede asistandım. O zaman daha tramvay yapma vaadi vardı ama bir türlü yapılamadı. Yok yalan söylediniz, hani nerede tramvay dediler. Sonra biz ihalesini yaptık işe başladık. Bunlar ciddi işler, çocuk oyuncağı değil ki. Ray döşüyorsunuz, elektrik hatları var yukarıda, o hatlardan vagonlar elektrik alıyor, izolasyonu şusu busu var. Kolay değil ki. Biraz ciddi bakın, ne olur. Tamam eleştirin edin ama kentin yararına olan şeyde yormayın bizi.
-İyi de Tahir bey, ben her günümü Yahya Kaptan’da veya tramvay inşaatının geçtiği yerlerde geçirmiyorum ki. Biz vatandaşlardan bize gelen bazı şikayetleri basın yoluyla paylaşıyoruz ve emin olmadığımız anlarda da size sorma ihtiyacı hissediyoruz, sormayalım mı yani?
Hayır tabi soracaksınız, bende sakince cevap veriyorum. Samimiyetle ifade ediyorum.
Diyorum ki, bu tramvay bu kent için raylı sistemlerin başlangıcıdır. Ardından metronun gelmesi lazım.
Ve ben şu anda İzmit metrosunun yani Körfez ile Cengiz Topel arasındaki metronun alan projesini bitirdim. Ulaştırma Bakanlığı’na başvurdum. Onların yatırım yapması için programa aldırmaya çalışıyorum. Gebze metrosunu, Marmara’ya bağlayan metroyu uygulama projesi ihalesine çıktım.
Ona yatırımcı arıyorum, sene sonunda projesini bitirmeye çalışıyorum. Şimdi bir metro istasyonu, mesela tramvayın Yeni Cuma camisinin önündeki kısmını düşünün. Oradan müftülük binasına kadar yerde sadece metronun istasyon inşaatı kazısı olur. Yani demem o ki, tramvayda bu halk bu kadar kafa karışıklığı yaşarsa bu kent metroyu nasıl yapar?
İstiyoruz ki metroya binelim ama zahmet çekmeyelim, tramvaya binelim ama eziyet çekmeyelim. Bakın bu nedenle bürokrasinin ve siyasetin kararlılığı kayboluyor.
Hadi ben iki yıl daha görevdeyim diyelim. İki sene sonra asıl mesleğim üniversite hocalığına dönerim. Ama asıl mesleği belediyecilik olan bir adam bu dirence dayanamaz. Moral bozuluyor.
Mesela benim asıl mesleğim üniversite hocalığı olmasa ben derim ki, “ya ben mahallenin delisi miyim” derim ya! Hem iş yapacağım hem dayak yiyeceğim her gün. Tramvay niye yapayım ki ben o zaman?
Şurada beş sene yaparsın genel sekreterlik, bu esnada göze güzel görünecek işleri yaparsın, kimsenin sıkıntısı olmaz. Dökersin caddelerin üzerine asfaltı yağmur çamur olmaz. Bir dahaki sene bir daha bir daha dökersin, herkes der ki, “harika belediyecilik yaptın”. Yani en azından buna hassasiyet göstersinler. Tramvay konusunda yormayın bizi, diğer türlü ne yazarsanız yazın. Ama tramvayda yormayın, şehre zarar verir bu.
Bu kentin raylı sistem yapması lazım. 1994 senesinde Sefa Sirmen’in projesiydi, insaf ya! Bu tramvay bitecek ve diyecekler ki, “bu tramvayı inat uğruna yaptılar, şimdi trafik daha çok sıkışıyor diyecekler. Bu bitmeyecek yani. Metro yapacağız, onda da aynısı olacak. Ama basın burada dördüncü kuvvetse, ben tramvayda yanlış yapıyorsam deyin ki, “şu hat şuradan gitmesi gerekirken buradan götürdün, hata ediyorsun” deyin. İnşaatı hatalı yapıyorsam bunu sorgulayın ama neden yavaş ilerliyor demeyin.
Bu kent bazı şeyleri normal konuşamayacak mı? Mesela bunu denizin kirlenmesinde yani alg patlamasında da söylemiştim. Sanki orada denizin kirli olduğunun tescillenmesi bu kente yarar sağlayacakmış gibi. Mavi bayrağının olması bu kentin ayıbı mı? Bu kentin mavi bayrağı İbrahim başkanın mı? Belediye başkanlığını bitirince bayrağı alıp evine mi götürecek?
-Değil tabi ama mavi bayrağı bütün koşullarıyla haketmesi gerekiyor. Sadece mavi bayrak aldık demekle olmuyor. O bayrağı aldıktan sonrasında da bunun gereklilikleri yok mu?
Haklısınız ama hakkediyor Aysun hanım. Mavi bayrak nasıl alınıyor bunun kriterleri var. Ben mavi bayrak istediğimde gidip kimse bana vermiyor ki. On sekiz tane kriter var. Niye samimiyetimize inanılmıyor? Yani bu kente bir şey yapıldığı zaman, mesela Sefa bey İzaydaş’ı yaptı, kötü mü yaptı adam? Ama ilk yaptığında dünya ayağa kalkmıştı. Şimdi bir tane daha çöp farbrikası yapmak istiyoruz, çünkü lazım bu kente. Dört sene sonra çöpü koyacak yerimiz yok. Ve ben bugün bu fabrikayı başlattığımda ben buradan gitmiş olacağım hizmete alındığında. Ben deli miyim yani bir sürü tartışma içinde bir milyarlık yatırım yapmaya çalışıyorum.
-(En çok burayı sevdiğimi belirteyim..)
Pişkin bürokratlar niçin iş yapmıyor sizce? Başıma bela almayayım, gazeteciler eleştirmesin, siyasetin gözü üzerime gelmesin. Başımıza gelenlerin sebebi hepimiziz, bunu unutmayın. Sadece siyaset kabahatli değil, siz de kabahatlisiniz, bu kentte yaşayan insan da kabahatli.
Mesela adam diyor ki, “tramvay inşaatı yavaş ilerliyor”. Neyi eksik diye soruyorum?
Desene bana burada beş tane daha işçi çalışmalı. Ama ben zaten 12 noktada çalışıyorum. 12 noktada çalışınca da bu sefer diyor ki, niye her yeri kazıyorsun? Erken bitsin ama 12 tane yeri kazma. Hem hızlı yap, hem her yeri kazma. Ya nasıl olacak bu iş? O zaman ben bu kentte ikinci bir dönüşüm anlamına gelecek bir şeyde nasıl cesaret bulurum, nasıl yaparım? Somut bir şey varsa bana hemen söyleyin anında müdahale edeyim. Bu anlamda hakikatten siz gözümüz kulağımız oluyorsunuz. Başkan da söylüyor bunu. Bazen biz fark etmiyoruz, siz yazınca doğru bulup hemen müdahale ediyoruz.
-(Tahir Büyükakın’ı çok bölmeden, araya girmeden dikkatlice dinlemeye çalıştım. Sanırım patlayacak yer ararken karşısında beni buldu.. :)
Aysun hanım sizde bir dokundunuz bin ah işittiniz ama gerçekten insan doluyor. Hani yok yere bir çocuğu sürekli azarlarsın da arsız olur ya, o misal yani. Kıymeti kalmıyor. Ben bir süre sonra gazete okumamaya başlıyorum. Ama tekrar ediyorum. Hiç olmazsa tramvay gibi, Perşembe pazarı gibi, çöp fabrikası gibi bu kentin geleceğini ilgilendiren konularda mutlaka konuşalım. Güncel konularda yine işinizi yapın ama bu konularda hassasiyet gösterin. Bana değil, bu kente yardım edin
Tramvay konusunda noktayı koydu: Mart’ta test sürüşleri başlıyor
Tramvay konusuna gelince; biraz daha iyi olabilir miydi, evet olabilirdi. İki ay daha erken biterdi. Ama zaten iki ay 15 temmuzda geçti, o süre de kayıp. Buna rağmen iyi ilerliyor. Biz mart ayında muhtemelen deneme sürüşlerine başlayacağız. Kum torbaları konularak testler yapılıyor. O kadar gecikmiş sayılmayız. Bu kadar büyük bir işte bunlar normal. Büyükşehir belediyesinin geçmiş ihalelerine bakın, şu ana kadar yapılmış en büyük ihale budur. Vagonuyla beraber 200 milyonu bulacak. Geçmişi çabuk unutuyoruz. Mesela Seka tüneli kadar yordu mu tramvay bu kenti? Bitince unutuluyor. Bitince ve tramvaya binince bunu da unutacağız.