Din sömürüsü
Tarih boyunca, Orta Çağda kralların papazlarla el ele verip toplumu sömürdükleri, bilimi engelledikleri, bilim adamlarına zulüm yaptıkları tarihsel bir gerçektir. Daha sonra Hıristiyan dünyası Ronesans ve dinde reformla bilim ve icatlarda hızla...
Tarih boyunca, Orta Çağda kralların papazlarla el ele verip toplumu sömürdükleri, bilimi engelledikleri, bilim adamlarına zulüm yaptıkları tarihsel bir gerçektir. Daha sonra Hıristiyan dünyası Ronesans ve dinde reformla bilim ve icatlarda hızla ilerlerken aydınlanma çağına girmiş; bunda da matbaanın icadının çok büyük etkisi ve itici gücü olmuştur.
İslam dünyası ise, Orta Çağda Hıristiyanlardan çok ileri iken, matbaanın icadına, bilimsel icatlara ilgisiz kalınması yüzünden, çağına göre gittikçe gerilemiş, günümüze kadar bile çağdaş dünyadan geri kalmıştır. Geri kalmayla birlikte tarihsel süreç içinde, ne ki günümüzde bile, dinin kutsal değerlerini çıkar aleti olarak kullanıp siyasi rant sağlayanlara da çok rastlanmıştır.
Türkiye’de dinden siyasi rant sağlayanlar, dini çıkarına alet edenler, dini simgeleri sürekli ön plana çıkaranlar aşağıda açıklanan Suudi Arabistan’daki uygulamalara bir göz atmalıdırlar.
Suudi Arabistan’da yapılan bir araştırmada, dinci görünen, çevremize ters gelen, orada dinsel inanç ve simgelerle ilgili gözlemler yapılmış, bunlar şöylece sıralanmıştır:
1. Suudi Arabistan’da imam, müezzin gibi din görevlilerine memur statüsünde olmadıkları için, devlet bütçesinden maaş ödenmemektedir… Çünkü Allah için yapılan işlerin karşılığında para alınması ayıp sayıldığı için yasakmış.
2. Suudi Arabistan’da türbe, yatır olmadığı gibi, bu yerleri uğur getirsin, kısmetleri açılsın diye ziyaret edenler; ağaç dallarına bez bağlayarak dilek tutanlar da yokmuş… Çünkü böyle şeyler, cahiliye döneminden kalma gericilik ve putperestlik sayılırmış
3. Cinci hoca ya da medyum gibi sözde şifa dağıttığını söyleyerek halkı aldatan düzenbazlara rastlamak mümkün değilmiş… Çünkü bu davranışlar ağır bir suç sayılırmış ve cezası da ölümmüş
4. Peygamberimize ait olduğu söylenen Sakal-ı Şerif, Hırka-i Şerif gibi ziyaretler de yokmuş… Çünkü böyle ziyaretler gericilik ve şirk (Allah’a ortak koşmak) sayılırmış!
5. Suudi Arabistan’da, nazar boncuğu, at nalı, geyik boynuzu, üzerlik ve muska gibi alametler (simgeler) yasakmış.
6. Nurculuk, Nakşîlik, Fethullahçılık vb. gibi sonradan ortaya çıkan tarikatlar bulunmadığı için; doğal olarak bunların şeyhleri, müritleri, cemaatleri de yokmuş. Çünkü İslamiyet’te mezhepler dışında, tarikatlara yer verilmediği için bunların taşınması ve takılması gericilik ve şirk sayılırmış!
7. Suudi Arabistan’da kız öğrencilerin eğitim gördüğü İmam Hatip Liseleri yokmuş… Çünkü İslamiyet’te kadından imam olmayacağı için, kızların bu okullarda eğitim görmeleri yersiz ve komik karşılanırmış.
8. Suudi Arabistan’da mescit, cami gibi ibadet yerleri bünyesinde dükkan ve marketlerin açılmasına izin verilmezmiş.. Çünkü bunlara izin vermek, dinin ticarete alet edilmesi sayılırmış!
Şeriatın katı kuralları ile yönetilen monarşik bir krallıkta uygulanan kimi yasaklar ve gerekçeleri yanında bu tür bizde olmayan uygulamalar da bulunmaktadır. Yukarıdaki sekiz maddedeki dinde yeri olmayan olaylara bakınca, Acaba Atatürk’ün Devrim Yasaları’nı Suudi Arabistan’a mı ihraç ettik, diye düşünebiliriz.
Bunları sizlere anlatığım için Suudi Arabistan’ı sizlere övdüğümü algılamayın lütfen.
“Halkın azını aldatabilirsiniz,
Her zaman.
Halkın çoğunu aldatabilirsiniz
Zaman zaman.
Ama halkın tümünü
Hiçbir zaman.
Hiçbir zaman…”
Laiklik gitti mi demokrasi, insan hakları da gider. İslâm ülkelerine bir bakın, hangisinde demokrasi var, hangisinde kişi fikrini, düşüncesini rahatlıkla söyleyebiliyor.
Çağdaş bilim ve kültürden, laiklikten uzaklaşan toplumlar da, asla çağdaş dünyada yerini alamaz.
Ne zaman ki, laiklik gitmeye başlayınca, bize diyecekler, “Batı Kültürü laiklikle yoğurulmuş, biz laik olmayan bir ülkeyi asla içimize alamayız
Laik olmayan, laik düşünmeyen toplum, asla yaratıcı olamaz, çağdaş uygarlığa da uyamaz. Unutmayalım ki, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi, “Hayatta En Hakiki Mürşit İlimdir”. Bilimin yol göstericiliğinden, bilimsel düşünceden sapmadan, laiklikten ödün vermeden çağdaş uygarlık rotasına uymamız gerekir. Aksi halde sonuç kaos ve hüsrandır.
Güzel yarınlara…