Sadettin Hülagü ters köşe yaptı
Kent, Sadettin Hülagü ismini rektör adaylığı ile tanıdı. Doktorluğu konusunda geçmişe dair benim bir hikayem yok. Bildiğim tek hikaye Sayın Hülagü'nün, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hayatını kurtaran bir kahramanmış gibi kurgu...
Kent, Sadettin Hülagü ismini rektör adaylığı ile tanıdı.
Doktorluğu konusunda geçmişe dair benim bir hikayem yok.
Bildiğim tek hikaye Sayın Hülagü’nün, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hayatını kurtaran bir kahramanmış gibi kurgu filmleri aratmayan hikayesi.
Müthiş gişe rekorları kıran bu hikayeyi bu kent çok sevdi.
Basındaki bazı bazı kımıl zararlıları çok sevdi.
Akademik çevre çok sevdi.
İktidardakiler çok sevdi.
Kısacası Hülagü’den beklentisi ve çıkarı olan herkes bu hikayeye inanmaya dünden hazır vaziyetteydi.
Hal böyleyken Sayın Hülagü’ye düşen ise altın tepside sunulan ikramı geri çevirmemekti.
***
Hülagü ismi ile Kocaeli Üniversitesi’nde geçen üç yıl sonunda akılda kalanlara bakacak olursak;
Birincisi; Kar tatili, ikincisi; “Usta'ya söz verdim burayı ODTÜ yapacağım” sözleri,
Üçüncüsü; 15 Temmuz fırsatıyla üniversiteden atılan hocaları, salonlara ve makam odalarına alınarak tepkileri kontrol edilen Ensar gibi vakıf ve dernekleri unutmayalım.
Değerli Akademisyenlerin üniversiteden aforoz edilmesinin ardından sessizliğe bürünen KOÜ,
En son rektör yardımcısı Bekir Çakır'ın istifasıyla hareketlendi.
Sendikalar da bu rüzgardan etkilendi ve geçen hafta üniversitenin tavrı ile ilgili eleştirilerini açıkça ortaya koydular.
Biz dünyalılar olarak sanıyorduk ki, rektör yardımcılığı ve dekanlıklar bir üniversitenin akademik prestijini ve bilimsel yönünü temsil eder.
Fakat konuşulanları öğrenince bu makamların Kocaeli Üniversitesi’nde ilk defa siyasi dengeler gözetilerek dağıtıldığını anlayıverdik.
***
Sadettin Hülagü, kimilerine göre ülkücü kökenli, kimilerine göre REİSÇİ, kimilerine göre de Meral Akşener’e yakın olarak bilinir.
Rektör Hülagü'nün daha en başında makamları bir denge ile dağıttığını bizler zaten görebilmiştik.
Rektör yardımcılığından dekanlığa, okul müdürlerinden danışmanlara ve hatta genel sekreter yardımcılarına kadar Meral hanıma yakın isimler hep dikkatimi çekiyordu.
Kendisini ülkücü olarak tanıtan ve bugün AKP ile birlikte hareket eden MHP çizgisine uzak ülkücüler her zaman Sadettin Hülagü’ye yakın ülkücülerdi.
Bu isimleri burada saymayacağım. Bundan da kendi adıma rahatsız olacak değilim. Nihayetinde hepsi bu ülkedeki siyasi renkler.
***
15 Temmuz öncesinde, bu yelpaze kimseyi rahatsız etmedi ve kimsenin de dikkatini çekmedi.
Kendi adıma ben yılardır üniversite ile olan ilişkilerimde ve araştırmalarımda
Sadettin Hülagü’nün yanında Alevi, sosyal demokrat, Aydınlar Ocağı çizgisinde, milliyetçi/ülkücü insan gördüm ve duydum.
Ama AKP çizgisinde, “reisçi” diyebileceğimiz bir tek isim ne duydum ne gördüm.
Görev süresinin büyük bir kısmını kent siyasetçileriyle kurdela kesmeye ayıran, programdan programa koşan, AKP’ye yakın görüntü veren Hülagü, bildiğin denge tutuyormuş meğer.
***
Girmeyeyim dedim ama madem konu ta buralara kadar geldi, gireyim.
Bekir Çakır'ı millet aylarca AKP’nin Hülagü’nün kadrosundaki temsilcisi olarak lanse etti.
Bekir Çakır yerel ve genel seçimlerde AKP’den aday adayı oldu.
Kimler aday adayı olmadı, hatırlayın.
Bildiğim kadarıyla Bekir Hoca o günün koşullarında bugün iktidara hayli mesafeli bir cemaattendi.
Arsa meselesini ima etmiyorum! Günün koşullarında bir gönül yolculuğundan söz ediyorum.
Hani şu kandırılma durumlarının yaşanmasına vesile olan o günlerden?
Neyse… Bekir Çakır Başiskele'de aday gösterilmeyince AKP'nin karşısındaki bir adaya çalıştığı dahi konuşuldu.
***
Durum böyleyken üniversitede onun AKP kontenjanı olduğunu söylemek doğru bir yaklaşım olmaz.
Bunu rektör de bilir, siyaset bilen de bilir, konuya ilgisi olan gazeteciler de bilir.
Ama onun yerine rektör yardımcısı olarak AKP kontenjanından birini bekleyenlere hep şaşırmıştık.
Ben kendi adıma son bir yılda Hülagü’nün o koltuğu boş bırakacağını düşünmüştüm.
Çünkü iktidara uygun bir isim bulunamamıştı.
Heveslenenler veya ismi geçenler de “Meralci” diye tabir edilen isimlerdi.
Fakat bu olamazdı çünkü hava çok ağırdı..!
***
Şimdi Rektör yardımcılığına sosyal demokrat bir bilim insanı olan Nilgün Fığlalı atanmış.
Hem de Fen Bilimleri Enstitüsü müdürlüğünü yapıyormuş.
Aldığımız istihbarata göre Nilgün Fığlalı’nın eşi Prof. Dr. Alparslan Fığlalı, rektörün oğlu Kemal Taha’nın doktorası için tez danışmanlığını yapmış.
Aynı şekilde yüksek lisansını da o yaptırmış.
Yani aile birbirini uzun zamandır tanıyormuş.
Anlayacağınız, AKP'nin kontenjanı yine dışarıdan olmuş.
Kendi adıma ben çok sevindim. Aydınlık bir bilim insanından zarar gelmez.
Bazı meslektaşlarımızı şaşırtan bu atama yukarılara kadar taşınacak bir malzeme olarak görülebilir.
“Reis burada da kandırılıyor” edebiyatı ile değirmene su taşıyanlar çıkabilir.
Sadettin hoca bu tepkilere aldırış etmemeli.
Bir bilim kadını üniversiteye çok şey katacaktır.
Belki de üç yıllık dönemde en değerli icraatı bu atama oldu.
Hayırlı uğurlu olsun, Sadettin Hoca işini bilir.
Kocaeli Üniversitesi bir devinim yaşıyor ve bu devinim “tüm rağmenlere rağmen” oluyor!