Çöp fabrikası (Bölüm 1)
(ATIK BERTARAF VE ENERJİ ÜRETİM TESİSİ) Kent Kamuoyu yine önemli bir konuda yoğun bir tartışmaya sahne olmaktadır. Konu İzmit kuzeyindeki ormanlık alana yapılacak olan Katı Atık Bertaraf Tesisi. Tartışmalar kamuoyunun kabulü sağlanana kadar...
(
ATIK BERTARAF VE ENERJİ ÜRETİM TESİSİ)
Kent Kamuoyu yine önemli bir konuda yoğun bir tartışmaya sahne olmaktadır.
Konu İzmit kuzeyindeki ormanlık alana yapılacak olan Katı Atık Bertaraf Tesisi.
Tartışmalar kamuoyunun kabulü sağlanana kadar bir süre daha devam edecektir.
Bu kentte ortaya çıkan evsel katı atıkların bertaraf edilmesi ile ilgili bir tesise ihtiyaç olduğu bir gerçektir.
Dünyanın gelişmiş ülkeleri bu yöntemi neredeyse yarım yüz yıldır kullanmaktadırlar.
Türkiye’nin ilk atık bertaraf tesisi (İZAYDAŞ) kentimizde kurulmuştur.
Şimdi de evsel katı atıkların bertarafı için ikinci bir tesis kurulmak istenmektedir.
Tesis ile ilgili ÇED süreci özellikle yer seçimi konusundaki tartışmaları alevlendirmiştir.
Ancak
MİA
alanında “” İlave emsal ve kat artışlarına ve ortaya çıkan ranta”” yapılan itirazlarda olayı
MİA ya EVET ya da HAYIR
şekline çevirerek emsal artışlarını ve ortaya çıkan rantı örtmek isteyen kesimler,
Şimdi de tesisin “”Yer seçimindeki yanlışlığı”” dile getirenleri
Katı Atık Bertaraf tesisine KARŞI
çıkmakla suçlamakta.
Bu siyaset tarzı 1950’lerden kalma bir tarzdır.
Bu huydan vazgeçmek lazım.
Her iki görüşü savunan kesimin de bu kentin daha iyi olması için gayret ettiklerine inanmaktayım.
Sadece yer seçimi konusu değil, Katı Atık yönetiminin her kademesinde hangi noktadayız, eksiklerimiz hatalarımız var mı yok mu bunlar da tartışılmalı.
Sorunlarımızı tartışarak çözmekten daha doğal, daha faydalı bir yöntem yoktur.
Tartışacağız
, bu kent için en doğru en yararlı olanı bulup onu uygulayacağız.
O sebeple karşımızdakini çeşitli sıfatlarla tanımlamadan, varsa eksik ve hatalar onları bulup projemizi kente maksimum fayda sağlayacak hale getirme gayretinde olmalıyız.
Toplum bu tartışmaların muhataplarından bunu beklemektedir.
ENTEGRE KATI ATIK YÖNETİMİ
Kent nüfusunun hızla artması, yaşam koşullarının gelişmesi sonucunda kentlerde ortaya çıkan binlerce ton atığın en doğru şekilde yönetilmesi bir zorunluluk arz etmektedir.
Kentlerde kişi başına ortaya çıkan atık miktarı ülkelerin yaşam şartları ve alışkanlıkları ile doğrudan ilgilidir.
ABD de kişi başı 3,8 Kg olan atık miktarı Hindistan’da 0,4 Kg ülkemizde ise yaklaşık 1Kg civarındadır.
Kocaeli ilinde her gün yaklaşık 1800 ton atık ortaya çıkmaktadır.
Atıkların bir ekonomik değer içermesi, ayrıştırma ve geri dönüşüm metotlarının gelişmesi ile ekonomiye yeniden kazandırılması kentsel atıkların entegre bir şekilde yönetilmesini gerekli kılmaktadır.
Atık üretiminin en başından en sonuna kadar entegre bir şekilde yönetilmesi Katı Atık Yönetim Planlarının hayata geçirilmesi ile mümkündür.
Katı Atık Yönetiminin kademeleri,
*Atık Önleme
*Atık Azaltma
*Yeniden kullanım
*Geri kazanım
*Bertaraf edilmesi adımlarını içermektedir.
GERİ DÖNÜŞÜMSÜZ BERTARAF MİLLİ SERVET KAYBINA YOL AÇAR.
Bu kademelendirme gösteriyor ki katı atıkların bertarafı Atık Yönetiminin en son adımıdır.
Bertaraf aşamasına gelmeden önce atıkların önlenmesi, azaltılması, yeniden kullanım ve geri dönüşümü gibi öncesinde yapılması gereken çok önemli uygulamalar vardır.
Avrupa’nın gelişmiş ülkelerinde örneğin Almanya’da atıkların %65 i geri dönüştürülmekte, %35 i ise yakılarak bertaraf edilmektedir. Geri dönüşüm oranı Avusturya’da %62, Belçika’da ise % 57 seviyelerindedir.
Yani ortaya çıkan atıkların ortalama % 60 ı ekonomiye yeniden kazandırılmaktadır..
Ülkemizde
katı atıkların ancak % 7 si geri dönüşebilmektedir. Bu konuda gideceğimiz epey bir yol var.
Geri dönüşüm konusu atıkların parasal değeri her yıl yaklaşık 1,5 Milyar ( Eski para ile 1,5 Katrilyon) TL dir.
Geri dönüşebilecek atıkları ayrıştırmadan yakma tesisine göndermek ülkenin 1,5 Milyarlık servetini yakmak demektir.
Bu israftır, milli servet kaybıdır.
Bu durum bize şunu gösteriyor; atık miktarının önlenmesi ve azaltılması, daha sonrasında yeniden kullanım ve geri kazanımının sağlanması ekonomik bir zorunluluktur.
Atık Yönetiminin başarıya ulaşmasının en önemli unsuru ise halkın bu konuda eğitilerek bilgilendirilmesi ve o bilince sahip olmasının sağlanması ile olur.
KOCAELİ ATIK BERTARAFINDA ÖNCÜ BİR KENTTİR.
Kocaeli
atıkların bertarafı konusunda ülkemizde öncü bir role sahiptir. Daha önceleri kentin çeşitli noktalarında vahşi depolama şeklinde biriktirilen çöpler, daha sonra düzenli depolama alanlarının oluşturulması ile nispeten daha sağlıklı bir duruma kavuşmuştur.
Ancak kentlerin mekansal zorlukları ve uygun depolama alanlarını bulmakta çekilen zorluklar atıkların yakılarak bertaraf edilmesi yöntemlerini ortaya çıkarmıştır.
Türkiye’de tehlikeli atıkları bertaraf etmek üzere lisanslı olarak çalışan tek tesis İzmit İZAYDAŞ tesisidir.
İZAYDAŞ
tesisi 1996 yılında kurulmuş ve 1997 yılından beri atık kabul edip bunların bertarafı sağlanmaktadır.
Son yıllarda Kocaeli de gerek düzenli depolama alanlarının kapasitelerinin bir iki sene içinde dolacak olması ve gerekse İZAYDAŞ ın evsel atıktan ziyade tıbbi ve tehlikeli atıkların bertarafına yönelik hizmet veriyor olmasından dolayı kentimizde ikinci bir atık bertaraf tesisi ihtiyacını ortaya çıkarmıştır.
KATI ATIK BERTARAF TESİSİ VE ÇED SÜRECİ
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ikinci bir katı atık bertaraf tesisi için çalışmalara başlamış ve bu tesisin yapılacağı yer olarak Umuttepe de Üniversite hastanesinin 3km kuzeyindeki Ormanlık sahada 200 dönüm bir alanı belirledi.
Bu alanın 80 dönümüne Yakma Tesisi yapılacak, 120 dönüm kül depolama alanı olarak kullanılacak..
Katı Atık Bertaraf Tesisi ile ilgili ÇED sürecinin başlamasıyla Kent Kamuoyunda Katı Atık Bertaraf tesisi yer seçimi ile ilgili tartışmalar yeniden başlamıştır.
Bir tarafta Büyükşehir Belediyesi yetkililerinin açıklamaları,
Diğer tarafta çeşitli sivil toplum örgütlerinin, odaların bazı itiraz noktaları var.
Özellikle Akademik Odalar Birliğinin hazırlamış olduğu kapsamlı raporu önemli ve dikkate değer buluyorum.
19 Meslek odasının oluşturduğu Akademik Odalar Birliği
Katı Atık Bertaraf Tesisi ile ilgili Büyükşehir Belediyesi yetkilileri ile bir kaç kez görüşmüş, kendilerine tesis hakkında teknik bilgiler verilmiş, bu veriler ışığı altında Akademik Odalar Birliği görüş ve önerilerini içeren teferruatlı bir rapor hazırlayıp ilgili yetkililere sunmuştur.
Raporun tam metnine aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz
http://www1.mmo.org.tr/resimler/dosya_ekler/cdc8f5065b3476f_ek.pdf?tipi=2&turu=X&sube=13
Ancak bu raporun dikkate alınmadığını anlıyoruz.
Özellikle uzmanlık gerektiren bir konuda bu uzmanlık vasfına sahip kişilerin bulunduğu Meslek Odalarının birlikte oluşturduğu Akademik Odalar Birliğinin hazırladığı bir rapor dikkate alınmaz ise hangi rapor ve değerlendirmeler dikkate alınacaktır?
Akademik Odalar Birliği bu kentin bilimsel ortak aklını temsil etmektedir.
Büyükşehir Belediyesi yetkilileri mutlaka bu sesi duymalı ve uzmanların görüşlerini dinlemelidir.
Akademik Odalar Birliği işin en başından ortak paydaş olarak bu sürecin içine dâhil edilip katkılarını sunma imkânı verilmiş olsa idi bugün bu tartışmaların çoğu yaşanmıyor olurdu.
Bunu önemli bir eksiklik olarak görmekteyim.
Yarın İzmit çarşı merkezinde herhangi bir vatandaşa,
Kent merkezinin, Şehir Hastanesinin ve Üniversite hastanesinin
hemen üst tarafına Çöp Yakma İstasyonu yapılsın mı diye sorsanız kahır ekseriyetle kurulmasın cevabını alırsınız.
Kentin tepesine çöp yakma tesisinin yapılıyor olması stratejik açıdan ne derece doğrudur.
Her hangi bir ekstrem durumda buradan çıkacak zehirli baca gazı hâkim kuzey rüzgârları ile kentin üzerine yayılması riski her zaman olacaktır.
Tesis her ne kadar son teknoloji ile yapılacak olsa da netice de işletme aşamasında yönetmeliklere ne derece uyacağı, denetimlerin ne kadar etkin yapılacağı her zaman soru işaretidir.
Kentin çeşitli sanayi kuruluşlarında meydana gelen baca gazı kazaların sık sık yaşanıyor olması bu olasılığı da düşünmemizi gerekli kılmaktadır.
Bu gibi kazaların hiç olmayacağını kimse iddia edemez.
Bu tesis o tepede kent üzerinde Demoklesin kılıcı gibi duracaktır.