CHP dükkanı kapatıp gitsin!

CHP'de uzun zamandır bir sessizlik var. Milletvekillerinin dokunulmazlıkları konusunda ki oylamada fire veren CHP, O günden bugüne ivme kaybetmeye devam ediyor. Yerele baktığımızda da Kocaeli örgütlerinde gözle görülür bir mental yorgunluk...

CHP’de uzun zamandır bir sessizlik var.

Milletvekillerinin dokunulmazlıkları konusunda ki oylamada fire veren CHP,

O günden bugüne ivme kaybetmeye devam ediyor.

Yerele baktığımızda da Kocaeli örgütlerinde gözle görülür bir mental yorgunluk var.

Haftada bir yapılan basın toplantısından başka

dişe dokunur bir çalışma yapmayan CHP,

Tek sorunu il binasıymış gibi, basına bu konuda demeçler veriyor.

Halbu ki önünde malzeme olacak yığınla konu var ama ne hikmetse hepsinin üzerinden şöyle bir geçerek sözüm ona muhalefet ediyorlar.

***

CHP’deki bu yılgınlık ve mental yorgunluk

bir noktada anlaşılabilir olabilir.

AKP’nin ve özellikle Erdoğan’ın tek kale maç oynadığı bir sahada ne yapsalar etkili olamıyorlar.

Ama yine de bunların hiçbiri mazeret değil. Çünkü CHP, bu ülkenin çimentosu konumundadır.

Kökleri çok derinlere dayanır. Gazi Mustafa Kemal’in yarınları düşünerek kurduğu bir partidir.

Fakat bugün geldiğimiz noktada Mustafa Kemal’in emanetine hıyanet içinde olanlarla karşı karşıyayız.

Büyük Önder Atatürk, gençlere ve gençliğe çok önem veren bir liderdi.

Hemen her fırsatta gençliğin önde olması ve gençlere güvenmek gerektiğini söylemiştir.

Ama gel gelelim Büyük Önder Atatürk’ün bu sözleri çoktan unutuldu gitti bile…

Atatürk’ün kurduğu partide, gençler dışlanıyor, birbirine kırdırılıyor, dahası partiden uzaklaştırılıyor.

Konuyu biraz daha açmak gerekirse;

***

CHP Kocaeli il gençlik kolu başkanı Deniz Gezmişlerin anma töreninde talihsiz bir cümle sarfetti.

Sol düşünceye ters düşen açıklamalarda bulundu.

İl gençlik kolu başkanının bu açıklamasına en büyük tepki solun tüm kaidelerini özümsemiş gençlerden geldi.

Sosyal medya üzerinden il gençlik kolu başkanının bu sözlerinin yanlış olduğunu yazdılar.

Yazılan her cümleyi bizzat takip ettim.

Hepsi daha çok arkadaşlarına uyarı niteliğindeydi.

Bunun üzerine il gençlik kolu başkanı Murat Erinç, basın açıklaması yaparak sözlerinin yanlış anlaşıldığını ifade etti.

Ve olay kapansın dedi. Ama maalesef olay kapanmadı.

Birilerinin ateşi sönmedi ve gençleri alabildiğine birbirine kırdırmaya çalıştılar.

Buna alet olan il gençlik kolu başkan yardımcısı Coşkun Sunar, bir zamanlar yoldaşlık ettiği ve yönetiminde görev yaptığı Caner Arduç ile Neslihan Merve Aktaş’ın disipline sevk edilmesini istedi.

***

Hazırladığı dilekçeyi il yönetim kuruluna veren Sunar’ın ardından gençler il kurulu tarafından ifadeye çağırıldı.

CHP İl sekreteri Hüseyin Acurman gençleri dinledi.

Daha doğrusu dinlemek istedi ama gençler çok farklı bir davranış sergileyerek, Acurman’a boş kağıda imza atılmış bir savunma dilekçesi sundular.

Partimizin bizim hakkımızda vereceği her türlü karara saygılıyız dediler.

Bunun üzerine Sayın Acurman, öfkelendi ve gençlere ne yapmak istediklerini sordu.

Oysa gençlerin söylediği çok açıktı.

Bizi bu partiden atacak kadar ihanet içinde görüyorsanız vereceğiniz karara saygılıyız anlamı taşıyordu o boş dilekçe.

Aradan birkaç gün geçti ve CHP il kurulu toplandı.

Gençlerin disipline verilmesi olayı gündeme geldi.

İl kurulunda hararetli tartışmalar yaşandı.

Bunun üzerine il başkanı, gençlerin disipline sevki ile ilgili

Yöneticilerin oylama yapmasını söyledi.

Yapılan oylamada sekiz kişiye karşı dokuz kişinin “evet” oyuyla bu iki genç disipline sevk edildi.

Hem de kesin ihraç talebiyle…

***

Beni asıl şaşırtan ne biliyor musunuz?

İl yönetim kurulunda kimlerin “evet” dediği…

Özellikle evet oyu verenlerin bu kararın alınması için verdiği mücadeleyi görünce,

CHP dükkanı kapatsın gitsin diyesi geliyor insanın.

CHP’nin en büyük sorunlarından biri de bu değil mi?

Mahallesinde selam alamayan adamlar, gelip partide kademe siyaseti yapıyor.

Ondan sonra da partide ona buna racon kesiyor.

İki toplantı gördü, takım elbise giydi, bir çift laf etti diye kendini adam sanıyor.

Ama suç kimde? Suç CHP il başkanında…

Yıllar sonra sen gel CHP’de rakipsiz il başkan adayı ol, vasat altı bir yönetim yap.

Ondan sonra da bu tipler çıkıp kerameti kendisinde arasın.

Ben olmasam seçim alamazdın diye seni o koltukta ezdikçe ezsin.

Sırf, egosunu tatmin etmek için partiyi mesken tutsun.

Mahallesinde iki üye yapamayanlar, partisi için bedel ödemeyenler, gelsin bedel ödeyenleri ihraç etsin!

***

Bir kere siz ihraç etmek istediğiniz o gençleri ne kadar tanıyorsunuz?

Hatalı bile olsalar onların kolay harcanmayacak gençler olmadığını bilmiyor musunuz?

Ben söyleyim o gençlerin size kimler olduğunu!

Bundan 8 yıl önce tanıdım Caner Arduç’u.

Okumak için geldiği Kocaeli’de ilk olarak CHP’nin kapısını çaldı.

Kendinden büyük genç ağabeylerinin arasına karıştı.

Yoğruldukça yoğruldu, tükenmek bilmeyen enerjisi vardı.

Tek isteği, ideallerindeki Türkiye’ye kavuşmaktı.

Bunun için oturduğu yerden idealine kavuşamayacağını çok iyi biliyordu.

Bayrak asmak, afiş dağıtmak dışında boyundan büyük sorumlulukların içine girdi.

Hep acelesi vardı, o seçim olmadıysa bu seçim olmalıydı, CHP çok çalışırsa başarabilirdi.

Hayatı sadece CHP’den ibaretti. Miting zamanları en çok o telaşlanırdı.

Alan süslemesinde gece yarısına kadar çalıştığı yetmezmiş gibi,

kışın o ayazında kendi gibi idealist gençlerle birlikte, içinde benzini dahi olmayan külüstür bir arabada oturup bekçilik yapardı.

En büyük lüksü, Aysun ablasının evinin miting alanına yakın olmasından kaynaklı olarak,

Bir battaniye ile ısınmasıydı.

Buna benzer bir sürü emekleri oldu bu partiye Caner Arduç’un. Saysam sayfalar yetmez.

***

İzmit ilçe gençlik kolları başkanlığına kadar geldi.

Onun döneminde CHP uzun yıllar sonra belki de ilk kez o kadar genci bünyesine kattı.

Gebze bölgesiyle İzmit ve diğer ilçelerdeki gençlerle sevgi köprüleri oluşturdu.

Bir süre sonra her genç gibi özel hayatını dizayn edebilmek için görevinden ayrıldı.

Ayrıyken de kopmadı, hep gençlerle iç içe oldu.

Daha sonra İl yönetim kurulunda başkan yardımcılığı üstlendi.

Birlikte güzel işlere imza attılar.

Okumak için geldiği bu şehirdeki dostlarını ailesi gibi gördü.

Aynı kurulda görev yapan kız arkadaşıyla hayatını birleştirdi.

Evli bir çift olmanın tadına varmak yerine gençlik kollarında arkadaşlarıyla beraber görev yaptılar.

Daha sonra da bayrağı yeni seçilen Murat Erinç ve arkadaşlarına teslim ettiler.

***

Yeni seçilen arkadaşları, eskilerin bu partiden temizlenmesi gerektiğini savundular.

CHP Gölcük gençlik kolu başkanı, açık açık Caner Arduç ve arkadaşlarının, bu partiden temizlenmesi gerektiğini yazıyordu.

Ayrışmanın ilk ateşi bu sözlerle yakılmıştı.

Ama ne il gençlik kolu başkanı, ne CHP il başkanı çıkıp, "sen ne diyorsun" demediler.

Bırakın disipline vermeyi, tek bir uyarı dahi yapmadılar.

Bunlar yaşanırken CHP ana kademesindekiler, gençlerin birbirine kırdırılmasına çanak tuttular.

Şimdi de olmadık bir şey yüzünden disipline verdiler. Hem de oylama yaparak..!

Ben anlamakta güçlük çekiyorum; örgüt niçin vardır?

Belli ki gençler arasında bir anlaşmazlık olmuş.

Siz orada bostan korkuluğu musunuz?

Onları çağırıp birbirine sarılmasını sağlayamıyorsanız orada olmanızın ne anlamı var?

Alın karşınıza, yanlışlarını söylerken doğruyu gösterin.

Kol kırılsın yen içinde kalsın ve gençler üzülmesin.

***

Bunu yapmak çok mu zor?

İçinizden “tabi zor” dediğinizi duyar gibiyim.

Çünkü hepinizin

özgül ağırlığı kaç eder, iyi biliyorum.

Bu yazıyı niye yazdığıma gelince…

Disipline vererek ihraç etmek istediğiniz gençler ve özellikle Caner Arduç’un bu parti üzerindeki emeklerine bizzat şahitlik ettiğim içindir.

Sizi bu gençler de terk ederse hakikatten kapatın dükkanı gidin!

Ya da kapatmayın, Adnan Tok’u il başkanı yapın (!)

SON DAKİKA HABERLERİ

Aysun Özcan Diğer Yazıları