Yıldızlı’ya bravo

Bugün Kocaeli Büyükşehir Belediye Meclis toplantısı yapıldı. Sosyal mesafeye dikkat edilen toplantı Kocaeli Kongre Merkezine alındı. Merakla bekliyordum; acaba CHP İl Başkanı Harun Yıldızlı büyükşehir belediye meclis toplantısını izlemeye...

Bugün Kocaeli Büyükşehir Belediye Meclis toplantısı yapıldı.

Sosyal mesafeye dikkat edilen toplantı Kocaeli Kongre Merkezine alındı.

Merakla bekliyordum; acaba CHP İl Başkanı Harun Yıldızlı büyükşehir belediye meclis toplantısını izlemeye gidecek mi diye.

Evet, gitti. Harun Yıldızlı normalleşme olur olmaz yapılan belediye meclisinde yerini aldı.

Olduysam bunu önemserim.

İl başkanlarının neden büyükşehir meclislerine gitmediklerini aklım almıyor.

Oysa şehirle ilgili tüm kritik kararlar bu mecliste alınıyor.

İl başkanı aynı zamanda meclis üyelerinin grup başkanı değil midir?

Her ay meclis öncesi partide yapılan grup toplantısını yapmakla grup başkanlığı mı yapılır?

Neden gidip bazı şeyleri yerinde görmezler anlamış değilim.

Mesela önceki başkan Cengiz Sarıbay’ı uzun süren başkanlık döneminde toplasan iki-üç kez mecliste görebilmişizdir.

Çok mu zordur ayda bir o toplantılara gitmek?

Ya, İYİ Parti il başkanına ne demeli?

Şanbaz Yıldız da büyükşehir belediye meclisine uğramayan il başkanlarından.

Onu da bir kez Cengiz Sarıbay ile birlikte mecliste gördük o kadar.

Ha, il başkanı meclise gidipte bir şey mi yapacak, hayır.

Ama adam olacak çocuk burada belli olur.

Bu ne biliyor musunuz? İşini ciddiye almaktır.

Eğer o heyecana sahip değilseniz sizden bir şey olmaz!

Bu anlamda Harun Yıldızlı’nın bugün orada olmasını çok olumlu bulduğumu söylemeden geçemeyeceğim.

İyiye iyi, doğruya doğru, yanlışa yanlış.

Umarım bu heyecanını yitirmeden, makamın büyüsüne kapılmadan artan bir enerjiyle devam eder.

Yapıcı ve sağlam muhalefet yapmanın en temel yolu sahayı bilmekten, insanları tanımaktan geçer.

İl binalarında yapılan başkanlıklar şimdiye kadar partilere bir şey katmadı, bundan sonra hiç katmaz.

Harun Yıldızlı bu konuda sınavı geçti.

Tabi göstermelik veya bir kerelik bir şey değilse…

---------------------------------------

SİZE HER ŞEY MÜBAH MI?

Geçtiğimiz hafta sonu yapılan Milli Savunma Üniversitesi (MSÜ) sınavında

Bir kız öğrencinin sınav esnasında baygınlık geçirdiğini, yapılan testlerin sonucunda ise

Kız öğrencide Covit-19 virüsüne rastlandığını duyurduk.

***

Olay yeri Kocaeli Üniversitesi Umuttepe Kampüsü İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi 205 nolu salondu.

Sınavın yapıldığı Pazar akşamı telefonum çaldı.

Arayan kişi İzmit’in tanınmış esnaflarından biri, benim de değer verdiğim bir kişiydi.

Panik halinde olan biteni anlatmaya koyuldu.

Oğlu MSÜ sınavına girmiş ve başına bu olaylar zinciri gelmiş.

Çocuk evde sınav esnasında bir kızın baygınlık geçirdiğini panikle anlatırken doktor kapıda bitmiş.

Oğlunun sınava girdiği sınıftaki kız öğrencide Coronavirüsü saptandığını, o sınıftaki tüm öğrencilerin karantinaya alınması gerektiğini söylemiş.

Evde var dört çocuk. Nasıl olacak bu iş, öyle o kadar kolay mı?

Odası ayrı olacak, yemeği ayrı yiyecek, tuvaleti, kullandığı havlu vs aklınıza ne gelirse izole edilecek.

Haliyle ailede bir korku ve telaş olmuş.

Onu da bırakın peşinden üniversite sınavı var. Bu çocuklar karantinadayken o sınava nasıl girecekler?

Yangından mal kaçırır gibi böyle kritik bir eşikte sınavları öne çekerlerse olacak olan budur.

Dakika bir gol bir oldu.

Bu işin ayrıntısına girmeyeceğim. Zaten haberimizle birlikte konu yeniden tartışmaya açıldı.

Daha önce YÖK ve ÖSYM’nin 2 buçuk milyon adayın gireceği YKS sınavlarının iptaline ilişkin açılan yürütmeyi durdurma talepli davada suskunluğunu bozması da bu haberle birlikte oldu.

İYİ Parti Genel Sekreteri Uğur Poyraz’ın açtığı davaya ek bir dilekçeyle Kocaeli Üniversitesinde yaşanan bu dosya da girdi.

YÖK ve ÖSYM ise neden sınavı öne çektiklerini ve iptal etmediklerine

Temmuz ayındaki 50 derece sıcaklığı ve pandeminin akıbetinin bilinmemesini gerekçe sundular.

Kısacası yaşanan onca şeye rağmen sınavlar ertelenmedi.

***

Konunun bu tarafını geçip haber olan kısmına gelelim.

Yaptığımız haberin öneminin farkındaydım.

Yayına girdiği andan sonra Türkiye’de yankılanacağını bekliyordum.

Çünkü milyonlarca insanın gözü kulağı bu sınavlarda.

Aileler tedirgin, çocuklar gergin, ÖSYM kararlı, YÖK kararlı…

Beklediğim gibi gelişti her şey.

Haber duyulur duyulmaz ulusal gazeteler haberimizi kullandı.

Haberi kullanan gazetelerin ve televizyonların çoğu Kocaeli Barış Gazetesini kaynak göstererek verdi.

Yani emeğe saygı duyuldu.

Çünkü gerçekten gazetecilik yapanlar bu ayrımı iyi bilir.

Birincisi; böyle büyük haberlerde meslektaşlar birbirine saygı duyar ve kaynak gösterirken isim zikredilir.

İkincisi; haberin yanlış olma ihtimaline karşı kaynak kullanılıp yayıncı kuruluş tarafından risk aza indirilir.

***

Amma velakin pek çok ulusal gazete buna saygı duymuşken haber ajansları olayı öyle bir sahiplenmiş ki sormayın gitsin!

Lafı hiç evirip çevirmeden söyleyeceğim.

Bazı ajanslar sanki haberi kendi bulmuş, üzerinde çalışmış, corona çıkan kız çocuğuna veya haberi bize ulaştıran kişilere ulaşmış gibi habere çökmüş.

Ve işin komik tarafı, Kocaeli Üniversitesi’nin önüne gidip oradan yayın yapmış.

Habere bakıyorsunuz, bizden farklı olarak elde tek bir yenilik yok.

Sadece İl Sağlık Müdürü Şenol Ergüney’den kısacık bir açıklama almışlar o kadar.

Tabi ki haberimizi kullansınlar ama emek hırsızlığı yapmadan lütfen.

Nasıl ki ben ajansa üye olmadan, parasını ödemeden haber kullandığımızda tepemize çöküyorsanız bunu da öyle kabul edin.

Ajans olmanız kafanıza göre haber kullanma hakkını size tanımaz!

Bizi aradınız da biz olmaz mı dedik, hayır.

Pek ala dayanışma içinde olduğumuz zamanlar da oldu.

Bize yasak olan şey size mübah mı?

Ne yapayım şimdi, ben de mi dava açayım?

Gücümüzün yetmeyeceğini mi sanıyorsunuz?

Yapmayın, yakışmıyor!

Açacağınız bir telefonla ricacı olmak veya kaynak göstermek sizi küçültmez, bizi de büyütmez.

Rahat olun…!

-------------------------------------

KOCAELİ NABIZ

’I

TAKİP EDİN

Bugünlerde Kocaeli medyasında hareketlilik var.

Ama bu bizim bulunduğumuz yerden ne kadar duyuluyor onu bilemiyorum.

Çünkü İzmit merkezli gazetelerin kentimizin batı yakasından pek haberi yok.

Her şeyi İzmit’ten ibaret sayarlar.

Gebze’yi bir türlü içselleştiremezler.

Hatta kendini duayen sanan bazı gazeteciler Gebze’deki basını küçük görüp bir de üstüne aşağılarlar.

***

Kimsenin adına konuşmak istemem ama ben Gebze’yi çok ayrı tutarım.

Batı yakası dediğimiz Gebze, Çayırova, Darıca ve Dilovası’ndaki basın mensubu meslektaşlarıma ayrı bir değer veririm.

Çünkü mesleğe ilk başladığım noktada benim arkamda duran, beni cesaretlendiren kim varsa hepsi Gebze’dendi.

Bana mesleği öğreten ve birlikte gazete kuracakken ani bir ölümle Gebze’yi ve bizi yasa boğan değerli Üstad Murat Tosunoğlu’nu bu vesileyle anmış olayım.

Onun gibi güzel insanların bu diyardan geçmesi meslek adına çok büyük bir kazanım.

Allah nur içinde uyutsun.

Onunla başladığımız yolda gazeteci veya değil; Gebze’de ne kadar eş dost varsa yanımda oldu.

Saygı duygu, muhabbet besledi.

Şimdi çoğuyla eskisi kadar görüşemesek bile aradaki saygı hep baki kaldı.

***

İşte onlardan bir tanesi sektöre çok hızlı bir giriş yaptı.

Ardahanlı olmakla hep gurur duyan ve sonunda Darıca Ardahanlılar Dernek Başkanlığına getirilen Bülent Işık medya sektörüne el attı.

Aslında bu sektöre hiç uzak biri değildi.

Hatta ben onu ilk tanıdığım yıllarda gazeteci sanıyordum.

Zannım gerçek oldu ve o da artık gazeteciler kervanına katıldı.

Şimdilik yazı yazmasa da harıl harıl haber bulmakla meşgul olduğunu biliyorum.

Kısa süre önce “KOCAELİ NABIZ” adını verdikleri gazete yayın hayatına girdi.

İmtiyaz sahibi olarak Bülent Işık’ın başında olduğu KOCAELİ NABIZ GAZETESİ’nin Genel Yayın Yönetmenliğini ise,

Yine Gebze’de yaptığı sayısız büyük organizasyonlarla adından söz ettiren sevgili Çiler Boylu yapıyor.

Sorumlu Yazı İşleri Müdürlüğü Murat Koç’a emanet edilirken, Haber Müdürlüğü Mert Gürenç’e verildi.

***

Kocaeli’nin yeni soluğu olmayı amaçlayan NABIZ GAZETESİ internet yayıncılığın yanı sıra baskı gazete olarak okuyucuya sunuluyor.

Bülent Işık’a defalarca anlatmama rağmen baskı işinden geri adım atmadı.

“İnsanlar baskıdan kaçarken sen deli misin ne uğraşacaksın kağıtla, onunla bununla. Gel internete yatırım yap, Gebze’nin bir numarasına oyna”

dediğimde;

“O alanda seni geçemeyiz, daha iyisini yapamayız”,

esprisiyle karşı karşıya kalıyorum.

Kafaya koymuşlar bir kere ne desek boş.

İlk günde 100 sayfalık bir gazeteyle yayın hayatına iddialı bir giriş yaptılar.

İstikrarlı biçimde devam ediyorlar.

Ara ara bize çıkardıkları gazeteleri yolluyorlar, fikir soruyorlar sağ olsunlar.

Bakıyorum, inçeliyorum, okuyorum.

Ne yalan söyleyeyim gerek içerik açısından gerekse mizanpaj bakımından gayet iyiler daha da iyi olacaklar.

Onun da Çiler Boylu’nun da dilinin kemiği yok, bakmayın yazı yazmadıklarına.

Bir başlarlarsa ortalık yandı gülüm keten helva.

Ben yine de onları yazı yazmaya teşvik etmeyi sürdüreceğim.

Özellikle Çiler Boylu’da o ışık var.

***

Kocaeli Nabız Gazetesinin şehrimize ve basın camiasına hayırlı olmasını diliyorum.

Bu vesileyle hayat mücadelesinden fırsat bulupta uzun zamandır görüşemediğim,

oturup sohbet edemediğim bütün Gebzeli dostlara selam olsun.

SON DAKİKA HABERLERİ

Aysun Özcan Diğer Yazıları