Bu kenti Genel Sekreterler yönetmesin!

Bu kenti Genel Sekreterler yönetmesin! Kocaeli'de iktidar partisinde işler yolunda görünüyor. Özellikle Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan'ın ilimize gelmesiyle enerji depolayan teşkilat ve belediye başkanları; Yüksek moralin...

Bu kenti Genel Sekreterler yönetmesin!

Kocaeli’de iktidar partisinde işler yolunda görünüyor.

Özellikle Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın ilimize gelmesiyle enerji depolayan teşkilat ve belediye başkanları;

Yüksek moralin verdiği azimle çalışmalarını sürdürüyor.

Düne kadar bizim, çevrenin hatta kendi içlerindeki bazı kişilerin bile “gidecek” gözüyle baktığı Karaosmanoğlu’na bir haller oldu.

Çalışma diye basına gönderilen sabah yürüyüşlerinden millete gına gelmişken

Sanki bir sihirli el dokunmuşçasına atağa kalktı.

Demek ki Başkan Karaosmanoğlu’na böyle bir moral lazımdı, onu da buldu.

Artık Karaosmanoğlu çalışıyor, kent için bir şeyler yapmaya uğraşıyor, projeleri Cumhurbaşkanına kadar iletiyor.

Çok değil, bundan bir ay öncesine bakın ve tabi daha da önceleri hatırlayın.

Bu kenti adeta Büyükşehir Belediye Başkanı yerine Genel Sekreterler yönetiyordu.

Karaosmanoğlu çalıştığı bütün genel sekreterlerine öyle bir alan yarattı ki;

İş şirazesinden çıkmıştı. Adamların her biri Vali oldu, daha ötesi var mı?

Kim tanırdı onları, ne vizyonları vardı da ödüllendirildiler?

Yatıp kalkıp Karaosmanoğlu’na dua etsinler.

Onlar dua eder mi bilmem ama ben bu işi hiç tasvip etmeyenlerdenim.

Genel sekreterlik makamı asla belediye başkanının önüne geçmemeli.

Genel sekreter yardımcılarının söylediği kanun niteliğinde olmamalı.

Elbette çok güçlü bir ekip kurmalı ancak vitrinin önünde daima halkın oy verdiği, yetkilendirdiği kişi yer almalı.

Başkan Karaosmanoğlu bu eksiğini geç fark etti.

Bakın, “geç de olsa fark etti” demiyorum, geç fark etti diyorum.

Şu anda büyükşehir belediyesinden gelen haberler benim bile artık dikkatimi çekiyor.

Hemen fotoğraflara bakıyorum Karaosmanoğlu mu var, genel sekreter mi diye!

Öyle ya; bu milletin oy verdiği bir başkan milleti muhatap almayıp işi ikinci, üçüncü adama paslayacaksa biz niye her adımlarını muhatap alalım ki?

Daha ne kadar bu şehri genel sekreterler yönetecekti?

Burası sıçrama makamı mı?

Demem o ki, Başkan Karaosmanoğlu büyük bir yanlışa son verdi.

Bunda yeni genel sekreterin de ağırlığının olduğunu gözlemliyorum.

Kendisiyle herhangi bir muhabbetim yok ama Sayın İlhan Bayram’ın bürokrat kimliği dışında

Farklı sevdaları olmadığı görülüyor, görev adamı yani…

Diğerleri gibi “ben” merkezli cümleler kurmuyor, kendini pazarlamıyor.

Bu da bir adım diyerek, başkanın bundan sonraki çalışmalarını yakinen izlemeye devam edeceğim.

Doğan, Ceyhan'a mazeret bildirmemiş!

Bugün itibariyle AKP’de bir tartışma konusu daha bitmiş oldu.

Teşkilatlardaki kongre süreci başladığından bu yana merak edilen tek konu vardı.

İl başkanı Şemsettin Ceyhan görevde kalacak mı, gidecek mi?

Kalmasını isteyenler olduğu kadar gitmesini isteyenler de az değildi.

Gitmesini istemekle birlikte bunun alt yapı çalışmalarına girenler hep bir beklenti içerisindeydi.

Ceyhan’ın gitmesi için adeta seferberlik ilan edenler alttan alttan ekipleşti.

***

Aslında Ceyhan hepsinin farkındaydı.

Ama AKP’deki “kol kırılır yen içinde kalır” kültüründen dolayı tek bir kelime etmedi.

O süreçte ben de hakkında yazılar yazdım, bugün olsa yine yazarım.

Hep söylediğim gibi; bizim bir tarafımız yok!

Eğer somut bir bilgi veya belge varsa şahıslara takılmadan olayı yazarız.

Ceyhan ile ilgili iddialarda da bunu yaptık.

Muhalefetin söylediklerine yer verdik, bize kendi partilerinden ulaşan bilgileri paylaştık.

Ama bunu kişiselleştirip bel altı vurmadık. Ayrıca kendisine de söz hakkı verdik.

***

Hatırlayın o günleri… Ceyhan ile ilgili iddialar ortaya atan, kimi belgeler sunan CHP Milletvekili Tahsin Tarhan;

Konuyu çok fazla uzatmadı, partisi de peşini araştırmadı.

E milletin akıllısı biz değiliz herhalde, onlara dar gelen bize bol gelir deyip işimize devam ettik.

Burada anlatmak istediği şey şu:

Muhalefet etmenin bile bir adabı, bir usulü vardır.

Ağır bir ithamda bulunuyorsanız bundan sonuç almadan bırakmayacaksınız.

Eğer ortaya sürdürülebilir bir şey koyamayacaksanız, söylemleriniz havada kalacaksa hiç çıkmayın daha iyi.

Aksi taktirde güven kaybı oluşuyor.

***

Ne oldu? Bakın AKP Şemsettin Ceyhan’a sahip çıktı.

Gerek Erdoğan’ın gerekse bütün siyasi parti liderlerinin “hayati seçim” olarak bahsettiği 2019’un kritik eşiğinde

Kocaeli’de Ceyhan ile devam kararı alındı.

Bu da demektir ki, Ceyhan gönüllere ve göze gelen işler yapmış ve ödülü hak etmiş.

Yoksa AKP gibi profesyonel yönetim biçimini benimseyen, sayısal değerlere önem veren bir partinin

Böylesi önemli bir hatta iki seçim öncesi tekrar Ceyhan’la devam kararı alması az bir şey değildir.

Yani Ceyhan kendi partisinin üst yönetiminden tam not almıştır.

***

Ancak çok bariz biçimde bundan rahatsızlık duyanlar olmuştur.

Biraz evvel yukarıda söylediğim gibi, Ceyhan’ın gitmesini bekleyenler pusuya yatmıştı.

Fakat büyük bir hayal kırıklığı yaşadılar.

Bugün AKP il binasında yapılan açıklamada hayal kırıklığı yaşayan bir isim kabak gibi kendini belli etmişti.

Bazı gazeteciler 12 belediye başkanının, 12 ilçe başkanının ve büyükşehir belediye başkanının

Ceyhan’ın toplantısına eksiksiz katıldığını yazarak AKP’nin bu yüzden kazandığını yazmışlar.

Oysa o fotoğrafta çok büyük bir eksiklik göze çarpıyordu ama maalesef herkes ayrıntıyı fark edemez.

Çünkü fotoğrafa nasıl bakarsan öyle görürsün.

Ve baktığında da ya görmek istediğini görür öyle yazarsın;

Ya da öyle görsünler istendiği için eksiği görmezden gelirsin.

Ama biz o eksiği fark eden bir-iki gazeteden biriyiz.

***

Evet, Ceyhan’ın bugünkü önemli toplantısında 12 ilçe başkanı, 11 belediye başkanı ve başkan Karaosmanoğlu vardı.

Ama İzmit belediye başkanı Nevzat Doğan yoktu.

Doğan’ı göremeyince merak ettim.

Acaba bir mazereti mi vardı da gelmedi diye düşündüm.

Bu yazıyı yazmadan önce de AKP il başkanı Ceyhan’ı aradım.

Önce kendisini tebrik ettim.

Ceyhan, tebriklik bir durum olmadığını, zaten epey süre önce bu konunun net olduğunu söyledi.

Ama yine de siyasetteki sürprizlerin her daim olabileceğini unutmayıp, mazbata alana kadar durum böyle demeyi ihmal etmedi.

***

Mutluydu, ilk aradığımda telefonu açamadığını söyledi.

Tebrikleri kabul ediyorsunuz sanırım deyince buna itiraz etti.

Liste çalışmalarına başladığını, talepleri aldığını anlattı.

Tabi ben hemen merak ettiğim soruyu sordum.

“Başkan bugün toplantınızı sosyal medyadan canlı izledim. Orada Nevzat Doğan’ı göremedim.

Size bir mazeret bildirdi mi, ya da davet mi etmediniz” dedim.

Ceyhan, bütün başkanları davet ettiklerini, Doğan’ın da katılacağının kendisine iletildiğini söyledi.

Bunu bana değil belki de ona sormalısınız dedi.

Bunun üzerine ben de “belki size bir mazeret iletmiştir, o yüzden size sordum” deyince;

Ceyhan kendisine iletilen bir mazeret olmadığını, gelemeyeceğinden haberdar edilmediğini ifade etti.

***

Ceyhan “Belki bir işi çıkmıştır, saygıyla karşılamak lazım, ben kötü niyetli algılamadım, gelebilse gelirdi diye kendimce bir düşünceye kapıldım.

11 tane belediye başkanımız, İbrahim başkanımız, ilçe başkanlarımız vardı.

Bence tablo olması gereken gibi oldu. Biz mutluyuz, her ne kadar ufak tefek çatlaklıklar olsa da

Kocaeli’nin en büyük başarısı birlik siyasetinden gelir” dedi.

***

Ceyhan’ın sözlerinden de anlaşılacağı gibi AKP’de bir süre önce başlayan çatlak bugün bariz biçimde ortaya serildi.

Buna rağmen teşkilatı bir arada tutma, AKP’nin genel ilkesi olan birlik siyasetinden bahseden Ceyhan;

Her şeye rağmen kazanmıştır.

Öte yandan, olaya Nevzat Doğan ve teşkilat penceresinden bakacak olursak;

***

AKP İzmit ilçe başkanı Hasan Ayaz’ın Ceyhan’ın toplantısına katılıp Nevzat Doğan’ın katılmaması aralarında bir sorun olduğunu göstermez mi?

Hiyerarşik açıdan bakarsak Hasan Ayaz, Doğan’ın önünde gelir.

Ama ya sözünü dinletemedi ya da Hasan Ayaz da zoraki katılım gösterdi.

Hepten ikisi birlikte gelmese çatlak daha da büyük gözükürdü hesabı yapılmış olabilir.

***

Yani bütün bunların toplamında şunu diyebiliriz.

Ceyhan çatlaklara rağmen bir kez daha Kocaeli’nin patronu oldu.

İsteseler de istemeseler de…

Üstelik il başkanlarına patronluk yetkisini de Erdoğan bizzat kendi verdi.

Bundan sonra kendisine “İl müdürü” diyenlere patron olduğunu gösterebilecek mi, o da ayrı bir merak konusu tabi (!)

SON DAKİKA HABERLERİ

Aysun Özcan Diğer Yazıları