Bu hastanede oturmayan bir şey var!

İzmit merkezde yapımı tamamlanan ve birkaç ay önce hizmete başlayan Kocaeli Devlet Hastanesi'nde olaylar bitmiyor. Bir intihar vakasının yaşandığı hastane daha sonraki günlerde yangın olayıyla gündeme gelmişti. Kocaeli Devlet Hastanesi'nde...

İzmit merkezde yapımı tamamlanan ve birkaç ay önce hizmete başlayan Kocaeli Devlet Hastanesi’nde olaylar bitmiyor.

Bir intihar vakasının yaşandığı hastane daha sonraki günlerde yangın olayıyla gündeme gelmişti.

Kocaeli Devlet Hastanesi’nde artık yönetimsel mi desek, ne desek bilemediğimiz yerine oturmayan şeyler var.

Gün geçmiyor ki hastaneyle ilgili ihbar gelmesin!

Benim evime sadece birkaç metre uzaklıkta olan ve her aşamasını an be an izlediğim hastanenin

Görsel açıdan göz doldurduğu, güzel bir yatırım olduğu gerçek.

Ancak sağlık konusunda sadece görsellik yetmiyor.

İyi de hizmet vermek gerekiyor.

Çok yönlü düşünmek gerekiyor.

Mesela daha bismillah dakika bir gol bir, hastanenin terasında intihar vakası yaşandı.

Acaba o kadın o terasa nasıl çıktı?

Oraya herkes rahatlıkla girip çıkabiliyor mu?

Bunda bir mahsur yok ise o zaman neden cam korkuluk veya ona benzer bir şey yapılmadı?

Ya, ondan sonra..?

Bu olayın ardından hastane bir ders çıkardı mı, önlemler alındı mı?

Bir de yangın olayı var.

Evimin camından itfaiye araçlarının hastane önüne yığıldığını gördüğüm an fırlayıp gitmiştim.

Neyse ki korkulacak bir şey olmamıştı.

Ama yangının başlangıç şekli hastane içinde yaşanan ihmaller zinciri hakkında önemli ipuçları veriyordu.

Hemşirelerin ya da doktor odasında doktorların kanepe üzerinde ki küllüğe bıraktıkları sigaranın kanepeye değmesiyle meydana geldiği söylenmişti.

Bu konunun daha o an nasıl örtbas edildiğini yerinde yaşayarak görmüştüm.

Haftalar önce yaşanan vahim olay sonrası Kocaeli Devlet Hastanesi ile ilgili yaşanan her iki olayı da içine alan değişik ihbarlar gelmeye devam ediyor.

Bana ulaşan bir mektubu olduğu gibi sizinle paylaşmak istiyorum.

----------------

“Geçtiğimiz aylarda Kocaeli devlet Hastanesinin Acil Servisinde bulunan yoğun bakım ünitesinde çıkan yangını hatırlayacaksınız. Bu yangının çıkış sebebinin yoğun bakım dinlenme odasının yangın sensörlerinin ve otomatik yangın söndürme fıskiyelerinin bulunduğu alanın içeriden pvc panelle ikiye bölündüğü, sensörlerin olmadığı alanın personel için sigara içme odası yapıldığı ve sönmeyen bir sigaranın külünün kanepeyi tutuşturmasıyla yangın çıktığı, sensörler diğer tarafta kaldığı için söndürme sisteminin devreye giremediği söyleniyor.

Yapılan incelemede çıkan sonuç daha da vahim. Sensörler dumanı algılasa bile yangın söndürme fıskiyelerinin ucundaki emniyet mandallarının halen takılı olması sebebiyle zaten devreye girmeyeceği, dahası emniyet mandalları çıkarılmış olsa dahi depoda su bulunmadığı için yangının söndürülmesinin mümkün olamayacağı ortaya çıkmıştır. Yangının çıktığı gece görevde olmamalarına rağmen yangın haberini duyar duymaz apar topar hastaneye koşan hizmetli personellerin yetkili kişi tarafından “üzerinizde personel üniforması olmadan burada ne işiniz var” şeklinde azarlanarak olay yerinden uzaklaştırıldıkları, personellerden birinin “biz yangını haber alır almaz hastaların tahliye olabileceğini düşünerek koşarak geldik, üniforma giymeyi düşünecek vaktimiz olmadı” diyerek kendilerini savundukları öğrenilmiştir.

Öte yandan bir başka akşam Psk. Dr. E.S. mesai saati bitiminde evine gitmek üzere Acil Servis kapısına yöneldiği sırada polikliniklerden birinden çığlıklar geldiğini ve hasta yakınlarının hemşirelere saldırdığını duyarak yardıma koşar, hemşireleri kurtarmaya çalışırken darp edilir ve darp raporu alarak şikayetçi olur. Ancak her nedense hastane yönetimi Psk. E . S’ye sahip çıkmadığı gibi, yetkili malum kişinin “üzerinde doktor üniforması olmadan müdahale edersen tabi ki dayak yersin” şeklinde konuştuğu, bir süre önce tayini çıkmış olmasına rağmen hastaneyi güç durumda bırakmamak için yeni görev yerine gitmediği öğrenilen hekimin bu duruma içerleyerek apar topar tayin dilekçesini işleme koyarak hastaneden tayin olarak gittiği, gitmeden önce basına verdiği demeç sebebiyle kendisine idari ceza verilerek bir aylık maaşının kesildiği bilgisine ulaşılmıştır.

Yine hatırlanacağı üzere bir süre önce Kocaeli Devlet Hastanesinin teras katından atlayarak intihar eden bir kadın hasta kurtarılamayarak ölmüş, hastane terasında koruyucu bariyer olmaması ihmal mi var şüphelerini gündeme getirmiş ve olay savcılık tarafından incelemeye alınmıştı. Aradan iki ay geçmesine rağmen gereken önlemler alınmadığı gibi geçtiğimiz günlerde yine hastane teras katında aynı noktadan bu kez bir erkek hasta intihara teşebbüs etmiş, neyse ki ikna edilerek intihardan vaz geçirilmişti.

Şimdi sormak lazım, ilk intihar girişimi önlenememiş olabilir tezini kabul etsek bile, bu kadar zamandır neden halen terasa bariyerli cam konmamıştır?

Bu bir ihmalden öte artık taksirli adam öldürmeye doğru giden bir sürece yol açmak üzereyken, neyse ki ramak kala önlenebilmiştir. Daha kaç kişinin ölmesi gerekiyor acaba?

Gerçi bu olaydan sonra hastane yönetimi çok işlevsel bir önlem hayata geçirmiş. Söz konusu kata çıkan merdiven kapıları ve terasa çıkan kapılar kilit altına alınmış. O kata artık sadece asansörle çıkılabiliyor. Yalnız şunu sormak gerekiyor; sadece asansörle inilip çıkılabilen bu katta personel yemekhanesi ve bazı ofisler bulunmakta. Herhangi bir yangın ya da deprem olduğunda asansörler devreden çıkacaktır. Bu aklı evvel hastane yönetimi terası da kilitlediğine göre orada bulunan personel afet anında nasıl tahliye edilecektir?

Gördüğünüz gibi Kocaeli Devlet Hastanesi her an yeni facialara gebe... İlgilenmeyen ilgililere duyurulur…”

SON DAKİKA HABERLERİ

Aysun Özcan Diğer Yazıları