Ofsayt

Hikayeyi çoğumuz biliyoruz aslında. ‘Dünya Kadınlar Günü' bir kutlama değil, bir anma günü olarak bilinir. New York'da yaşayan 40 bin dokuma işçisi kadının direnişi, haklı grevi, polisin zor kullanmasıyla fabrikaya kilitlenmesi...

Hikayeyi çoğumuz biliyoruz aslında.

‘Dünya Kadınlar Günü’ bir kutlama değil, bir anma günü olarak bilinir. New York’da yaşayan 40 bin dokuma işçisi kadının direnişi, haklı grevi, polisin zor kullanmasıyla fabrikaya kilitlenmesi ve çıkan yangında 129 kadının diri diri yanarak can vermesiyle sonuçlanan bir trajedinin yansımasıdır.

1910 yılında dünyada, 1921 yılından bu yana da ‘Emekçi Kadınlar Günü’ olarak ülkemizde yaşanır 8 Mart...

***

İzin verirseniz ben bugün klasik olarak anma, kadın haklarını yeniden yazma ya da ezilen kadınlarımızı anlamaya çalışmayacağım.

Kutlama yaparak da ofsayda düşmek istemiyorum!

Aslında erkeklere karşı bir farkındalık yaratmak ve kadınlara ofsayt terimini anlatmak istiyorum.

Çünkü çoğu erkeğin futbol maçı izlerken yanındaki kadına, “Aşkım sen ofsayt nedir anlamazsın” dediğini zilyon kere duymuşluğum vardır.

Peki ofsayt nedir?

Kaynaklar ofsayt için, 'rakibinin kale çizgisine yakın, kafasının, vücudunun veya ayağının herhangi bir bölümünün rakibin kale çizgisine toptan ve ikinci son rakipten daha yakın olduğu durumlarda gerçekleşir’ ifadesini kullanıyor.

Öncelikle hanımefendilerin bilmesi gereken şu; futbol baş, vücut ve ayaklarla oynanan bir oyun. Ofsaytta eğer bu uzuvlar rakibin kale çizgisine yakınsa, orada potansiyel bir avantaj vardır. Yalnızca kollar rakibin ilerisindeyse, kazanılacak bir avantaj yoktur!

Anlaşılamadım değil mi?

Haklısınız, biz anlatmayı beceremiyoruz!

Yani pozisyonun nasıl olduğunu ve nasıl geliştiğini hemencecik anlasak da bunu kelimelere dökemiyoruz!

Bu önemli mevzunun anlatma görevini (örnekleriyle ve izninizle) bir kez de ben üstlenmek istiyorum.

Varsayalım bir fabrika satış mağazasında seri sonu ama son derece hesaplı bir ayakkabı gördünüz.

“Ama o ne? Sadece bir tane kalmış!”

O da görüş mesafenizde olmasına rağmen oldukça uzağınızda. Aynı ayakkabıya sahip olmak isteyen hiç tanımadığınız bir başka kadın da hemen yanı başınızda. Birbirinize sinsice bakıyorsunuz ve hızla tek kalan ayakkabı çiftinin bulunduğu reyona doğru ilerlemeye başlıyorsunuz. Rakip kadın ayakkabıya çok yakın...

Adımlar hızlandıkça hızlanıyor, burundan verilen nefesler bir ok gibi sert ve delici!

İki kadının sinsice bakışları, artık tek bir noktaya odaklanmış durumda.

İlk hedef işte o ayakkabı!

“Şükürler olsun Tanrım!” diyorsunuz. Çünkü ayakkabının bulunduğu reyonda çok yakın bir arkadaşınız var. Hemen bir el işaretiyle hedefteki malı gösteriyorsunuz. O çok hesaplı ve sahip olmak için can attığınız ciciler, artık arkadaşınızın güvenli ellerinde…

İşte sizin yapmış olduğunuz bu haksız davranışa ofsayt denir!

Göğüs göğse yaşanan bir reyon harbinde, ayakkabının bulunduğu reyon (kaleye) yakın olan bayan arkadaşınıza göz işaretinizle topu atıyor ve haksız bir kazancın sahibi oluyorsunuz!

Oldu mu ya?

Konuyu biraz daha derinleştirelim ve bir soru daha soralım. Hangi durumlarda ofsayda düşülür?

Eşinizi ya da sevgilinizi başka bir kadınla yatakta yakaladınız. Eğer, “ben bir şey yapmadım!” ya da “henüz başlamadık!” derse, eşiniz ofsayda düşmüştür.

En yakın arkadaşınızla önemli bir dedikoduyu paylaştınız (paslaştınız) ve bu havadisi bir diğer bayan arkadaşınıza anlatmak için sabırsızlanıyorsunuz. Telefon açtınız ve “haberim var!” gibi bir cümle duyduğunuzda siz ofsayda çoktan düştünüz bile.

Pişti olmak da bir nevi pasif ofsayttır. Son derece önemli bir gece davetine gittiğinizde, diyelim hiç haz etmediğiniz o (cadı) kadınla karşılaştınız.

Eyvahlar olsun o da ne?

Kıyafetiniz, o cadının kıyafetiyle tıpatıp aynı!

Diyelim ki, lastik tamircisinin önünden geçtiniz. Birkaç kilometre sonra lastiğiniz patladı. Ya da benzin istasyonu önünden geçtikten sonra, benzininiz bitti.

İşte bunlar hep ofsayt.

Bu arada kim erken orgazm olmuşsa, bu da pasif ofsayttır!

***

Siz emekçi bir anne ya da emekçi bir çalışansınız. Ve evet, çok yoruldunuz.

Şimdi güzel bir kahveyi çoktan hak ettiniz.

Bırakın bugün ev, ofis, iş yeriniz dağınık kalsın. Söz veriyoruz en azından bugün ofsayttan saymayacağız...

SON DAKİKA HABERLERİ

Uğur BAYRAM Diğer Yazıları