Kılıçdaroğlu, 4 bakanı neden ele vermedi?
İktidarın son günlerdeki uygulamaları nedeniyle ülkemiz oldukça gergin. Bu gergin havada muhalefet partileri deyim yerindeyse nal topluyor. HDP'nin durumu belli. Çözüm süreci safsatası nedeniyle AKP ile flörtün cezasını çekiyor. AKP HDP...
İktidarın son günlerdeki uygulamaları nedeniyle ülkemiz oldukça gergin.
Bu gergin havada muhalefet partileri deyim yerindeyse nal topluyor.
HDP’nin durumu belli. Çözüm süreci safsatası nedeniyle AKP ile flörtün cezasını çekiyor.
AKP HDP ile işi bittiğine kanaat getirdiği an mendil gibi fırlatıp attı.
Bir zamanlar HDP ile diz dize olan kendileri değilmiş gibi kalkmış CHP’yi pkk savunucusu ilan ediyor.
Neyse, bunlara şimdilik hiç girmeyeceğim.
Benim bahsetmek istediğim konu başka…
***
Türkiye’de tırmanan gerilime rağmen etkisiz eleman gibi davranan ana muhalefet partisi CHP
Olağan üstü çağrıyla partinin üst kadrosunu topladı.
Açıkçası bu toplantıdan nasıl bir sonuç çıkacağını meraklı gözlerle bekledim.
Altı saat sürdüğü söylenen toplantıdan bildiğimiz dışında bir sonuç çıkmadı.
Aynı konuların etrafında dolanıp durmuşlar.
Herhangi bir radikal karar, bir eylemsellik göremedik.
Okuduğum maddeler içerik bakımından doğru şeyler ama bunları hergün dinliyoruz.
İcraatta ne var, ona bakmak lazım…
***
Neyse, bu açıklamayı okurken satır arasında Sayın Kılıçdaroğlu’nun söylediği bir detaya takıldı gözüm.
Ne diyor o detayda?
AKP Hükümeti içinde FETÖ’cülerin kullandığı özel iletişim sistemi olan “ByLock” programını kabine içindeki dört Bakan’ın kullandığı tespit edilmiş.
Ve bu 4 Bakan’ın kimler olduğunu Kılıçdaroğlu biliyormuş ama şimdi açıklamazmış.
Neden? Çünkü zamanı gelmemiş. Zamanı geldiğinde 4 Bakan’ın kimler olduğunu açıklayacakmış.
***
Pardon da Sayın Kılıçdaroğlu, o zaman ne zaman?
İş işten geçince mi? Neden şimdi değil de sonra?
Bu söylem hiç hoş değil.
Bunu söyleyerek bir yere mesaj mı veriyorsunuz?
Tabanınız ve size oy verenler gözünüzün içine bakarken sizdeki bu lüks neyin nesi?
CHP’nin böyle lüksü olabilir mi?
Kastettiğiniz stratejik bir sebep ise o zaman bu konuyu hiç ağzınıza almasaydınız da bizler de şüpheye düşmeseydik.
***
Benim aklıma kırk tane şey düştü şimdi.
Kamuoyunda günlerdir konuşulan “6 Bakan’da ByLock çıktı” söyleminden sonra
ağzını bıçak açmayan AKP’nin tavrını devam ettirmek size mi kaldı?
Bu anlaşılır bir şey değil. Neden o hain Bakanların kimler olduğunu söylemiyorsunuz?
Yoksa bu bir blöf mü?
Hangi mantıkla bunu yaptınız bilmiyorum ama gerçekten bu hiç olmadı!
Üstelik CHP’li İzmir Belediyesine operasyon yapıldığı günün sabahında…
-----------
Yakup Ekşi’den
KOTO konusuna cevap geldi
Geçen hafta yazdığım “Recep Ekşi’nin KOTO sevdası ne olacak” başlıklı yazı üzerine, yazıya konu olanlardan Yakup Ekşi aradı ve düşüncelerini paylaştı.
Okumayanlar için hatırlatmam gerekirse o yazımda;
Recep Ekşi’nin KOTO Başkanlığı için zemin yokladığı, belli etmese de KOTO için içten içe çalıştığını ifade ettim.
Ancak Recep Ekşi bu çalışmayı yaparken diğer yandan, yolları ayrılan Ekşi kardeşlerin
Bir şekilde yollarının tekrar kesişebileceğine dikkat çektim.
***
İş adamı Sefer Ekşi ile büyük bir ayrılık yaşayan Recep Ekşi’nin olası KOTO adaylığında
karşısına yeğeni Yakup Ekşi’nin birileri tarafından parlatıldığını söyledim.
Bunu söylerken, durduk yere söylemedim elbette.
İzmit küçük yer, hiçbir şey gizli kalmadığı gibi her şey çok çabuk yayılıyor.
Duyduğumda çok uç gelse de dinledikçe bunun mümkün olabileceğini düşündüm.
Fakat Yakup Ekşi’nin henüz çok genç olması, ticaretteki tecrübesinin buna yetmeyeceği için Yakup Ekşi’nin KOTO adaylığı olsa olsa Recep Ekşi’nin işini sulandırmak içindir dedim.
***
Bu yazı üzerine konunun muhataplarından genç iş adamı Yakup Ekşi aradı.
Önce sitem edecek sandım ama bilakis, oldukça vakurdu.
Bu konuşmaların normal olduğunu, yaşanan ayrılığın boyutu nedeniyle bu tip yakıştırmaların yapılabileceğini söyledi.
Ancak Yakup Ekşi, ne yaşanırsa yaşansın Recep Ekşi’nin bir amca olarak adeta baba yarısı olduğunu söyleyerek şunları ifade etti.
“Benim zaten öyle bir niyetim olamaz, kaldı ki amcamın olduğu yerde onun karşısında olmamızın mümkünatı olamaz.
Biz her zaman onun yanındayızdır, yan yanayızdır ama ayrılık kolay değil. Zor bir ayrılık geçirdik.
Ona rağmen çok iyi atlattığımızı düşünüyorum ben.
Amcamın karşısında olmam söz konusu değildir.
Amcamdır, baba yarımdır. Hatta babam gibidir. Her koşulda amcamın yanındayım.
Amcam KOTO başkanlığına adaylığını koysun, en az evladı kadar onun için koştururum.
Asla ve asla karşısına çıkmam, bu düşünülemez bile”…
***
Evet, Yakup Ekşi’nin açıklaması aynen bu şekilde.
Samimiydi, netti. Her evlat gibi, büyüklerin arasında yaşanan olumsuzluklardan payını aldığı belliydi.
Şu anda babası Sefer Ekşi’ye ait Ek-Can Otomotiv’in başında yönetim kurulu başkanlığı yapıyor.
Ayrıca inşaat sektöründe de adımları var.
Hiç öyle, birilerinin gazlamasıyla amcasının karşısına dikilecek biri değilmiş gibi geldi bana.
Bu düşünceyle Yakup Ekşi’ye yanaşan varsa bilsin istedim.
Eğer böyle bir niyeti olsaydı, bu yazıya yüreklice açıklama yapmazdı, öyle değil mi?