Adalete güvenin

Memleket yine çok karışık.

Ülkede uç noktalarda şeyler yaşanıyor.

Ülkede siyaseten kendini gösteren, söylediği gündem olan siyasetçiler genel olarak ya iktidarın bir parçası oluyor ya da cezaevine giriyor.

Selahattin Demirtaş, Ümit Özdağ şimdi de Ekrem İmamoğlu…

İmamoğlu’nun gözaltına alınmasını açıkçası beklemiyordum.

Çeşitli şeyler kulağımıza geliyordu.

Ancak işin bu noktalara kadar uzanacağını düşünmüyordum.

Çok ciddi iddialar var.

Bu iddiaların altını nasıl dolduracaklarını da bilmiyorum.

Sokaklar hareketleniyor.

Özellikle üniversitelerde öğrenci eylemlerinin sayısı artmaya başladı.

Polis sert tedbirler alıyor.

Biber gazlı müdahaleler ve gözaltılar oluyor.

***

Sürecin daha da hareketleneceği öngörüsü yüksek.

İmamoğlu’nun serbest bırakılmayacağını düşünenlerin sayısı fazla.

Ben de bu denli bir yaygaranın ardından ifadesini alıp bırakmayacaklarını düşünüyorum.

Pazar günü ise önseçim var.

CHP’nin tek adayı İmamoğlu’ydu.

Diploması geçersiz sayıldı.

Yasal olarak artık aday da olamıyor.

CHP’de ise üyelerle birlikte vatandaşlar da kurulacak sandıklara çağrılıyor.

Bu önseçimin sürece hiçbir etkisi olmayacağını düşünüyorum.

80 milyon Türkiye’de 70 milyon oy verse yine bir şey değişmeyecek.

Yani işleyen süreç açısından bir değişiklik olmayacak.

***

Bunlar ortadayken yerel gündeme dair meseleleri yazmaya açıkçası iki gündür elim gitmiyor.

Kocaeli’de de irili ufaklı eylemler yapılıyor.

Bu eylemsellik süreci önseçim gününe kadar devam edecek.

Ondan sonra ne olur nasıl bir yol haritası çizilir meçhul.

CHP Genel Merkezi büyükşehirlerde miting kararı aldı.

O iller arasında Kocaeli’nin olmaması dikkat çekiciydi.

***

Bu durumların psikolojik etkileri var.

İnsanların yüzleri gülmüyor.

Ülke geleceğinden tedirginler.

Toplumun büyük çoğunluğunu fikirlerini paylaşmaktan kaçınmıyor.

“İmamoğlu’na bunu yapan bize ne yapmaz?” diyenlerin sayısı tahminlerin ötesinde.

Kimse hiçbir şeyden emin değil.

Ama emin oldukları tek şey keyifleri yerinde hiç değil.

Benim de hiç keyfim yok.

O nedenle şu paradoksu bırakıp yazıyı noktalıyorum:

Adalete olan güveni yerle bir eden AKP’liler, şimdi “Adalete güvenin” diyor.

GÜNE BİR AFORİZMA

Adaletsiz ile adilin kuracağı tüm ortaklıklarda adilin adaletsiz üzerinde bir menfaati olduğunu asla göremezsin, adil olan ortaklığın sonunda daima zararlı çıkar. Eflatun