Komplo Teorisi

Komplo Teorisi 1997 yapımı, yönetmenliğini Richard Donner'in yaptığı aksiyon, gizem filmidir.

Senaryosunu Brian Helgeland'ın yazdığı film, Mel Gibson'ın oynadığı ve dünyada yaşanan birçok olayın bir hükûmet komplosundan ibaret olduğuna inanan Jerry Fletcher ismindeki bir taksi şoförünü merkeze almaktadır.

Ama bizim konumuz bu değil…

Ben size kendi komplo teorimden bahsedeyim.

Birine ya da bir kuruluşa karşı topluca alınan, o kimseyi ya da kuruluşu güç duruma sokacak gizli karara ya da topluca ve gizlice yürütülen herhangi bir plan ya da işe komplo deniyor.

“Acaba böyle midir” diye düşündüğünüzde ise olay komplo teorisine dönüyor.

İşte tam bir komplo teorisinin içindeyim.

Pazar akşamı Karagümrük deplasmanında galibiyet aradı Kocaelispor.

Bu maçın öncesinde Hodri Meydan Taraftarlar Derneği’nin iftarında bir araya geldi camia.

Eski başkanlardan Muammer Çelik’te oradaydı.

Biraz ettiğimiz sohbette fikstürün zor oluşundan ve yoğun maç trafiğinden bahsettik.

Salona gelen Kocaelispor taraftarının sayı olarak 1.ligdeki bazı takımların maçına gelenleri geçtiğini rahatlıkla söyleyebilirim.

Masaların arasında gezerken tanıdığım tanımadığım herkesle selamlaşmaya gayret ettim.

Kocaelisporlu dostlardan birisiyle bu kez Pazartesi ya da hafta içi oynanan maçların durumunu konuştuk.

“İşteyiz ne yapalım, telefondan izleyeceğiz artık” dedi.

O an bir aydınlanma gelmiş gibi içime bir acaba düştü.

Acaba dedim bu işin içinde reyting planı olabilir mi?

Reytingler, televizyon sektörünün önemli bir parçasıdır. Reytingler sayesinde, televizyon kanalları, yayın içeriklerini ve reklam stratejilerini şekillendirebilmektedir.

Televizyon kanalları, reytinglerden iki şekilde para kazanmaktadır.

Bunlardan birincisi, Reklam gelirleri…

Reklam veren şirketler, televizyon kanallarını reklam yayınlamak için ücretli olarak kiralar.

Televizyon kanalları, reklam veren şirketlere, yayınlarının ne kadar izlendiğini gösteren reyting verilerini sunar.

Reklam veren şirketler, daha fazla izleyici kitlesine ulaşabilecekleri yayınları tercih ettiği için, yüksek reytinge sahip yayınların reklamları daha değerlidir.

Bu nedenle, televizyon kanalları, yüksek reytingli yayınlardan daha fazla reklam geliri elde eder.

İkincisi ise ücretli abonelik…

Bazı televizyon kanalları, içeriklerini ücretli olarak sunmaktadır.

Bu kanallar, abonelerine, yayınlarını izlemelerine veya özel içeriklere erişmelerine olanak tanır.

Televizyon kanalları, abone sayısına göre gelir elde eder.

Yüksek reytinge sahip yayınların abone sayısı daha fazla olduğu için, bu yayınlardan elde edilen gelir de daha fazladır.

Maça stada gidemeyen taraftarın evde ya da işte televizyon ya da telefondan izlediği maçlar hem ücretli aboneliğin hem de reytingin yolunu açan en güçlü etken oluyor.

Bilindiğiniz üzere Süper Lig’de maçları veren yayın kuruluşa abone olmak gerekiyor.

Aynı yayıncı kuruluş 1.lig maçlarını da yayınlıyor.

1.ligde bunun yanı sıra iki yayıncı kuruluş daha bulunuyor.

Bunlardan birisi herkesin televizyonunda zahmetsizce izleyebileceği bir kanal.

Diğeri ise sadece Türkiye’deki izleyicilerine ücretsiz yayın yapan bir platform.

Hal böyle olunca araştırmalarımı bir tık daha artırdım.

Tek tek baktım…

Kocaelispor bu sezon 12 maçını hafta içi oynadı.

Bu maçların 6sını sahasında diğerlerini deplasmanda oynadı.

Temsilcimiz 8 maçını ise cumartesi günü oynadı.

Bu maçlarında 5’i iç sahada oynandı.

Kocaelispor 10 maçta ise pazar günü oynayabildi.

Ve yalnızca 4ünü iç sahada seyircisi önünde oynayabildi.

Yani işçi kenti Kocaeli’de vatandaş pazar günü stada gidip maç izleme keyfini yalnızca 4 kez yaşayabildi.

Bunun haricinde vardiyası ya da çalışma saati uymayan binlerce Kocaelisporlu televizyon ve telefonlardan maçlarını izledi.

Yüzde 5 deplasman kontenjanın olduğu ülkemizde deplasmana gidemeyen yine binlerce kişi televizyon ve telefondan izledi.

Açıklanan takvime göre Kocaelispor önündeki 4 maçın üçünü yine hafta içi oynayacak.

Temsilcimizin pazar günü oynayacağı tek maç ise Bandırma deplasmanı olacak.

Yine binlerce Kocaelisporlu bu kez de kontenjan yüzünden televizyon ya da telefonlarından izleyecekler.

Bir ilginç not daha paylaşayım…

Yayıncı kuruluşun programında Süper Lig’de şampiyonluk yarışı içinde olan Galatasaray ve Fenerbahçe gibi seyircisi ve izleyicisi milyonlara ulaşan takımların maçlarıyla Kocaelispor’un maçları 4-5 kez çakıştı.

Ligin ikinci yarısında Galatasaray ile hiç çakışmazken Fenerbahçe’nin bir maçıyla çakıştı.

Yarıştan uzaklaşan reytingi ve seyircisi düşen Beşiktaş ile ise 12 kez çakıştı.

Gelelim maçlardaki seyirci ortalamalarına…

İşçi kenti Kocaeli’de vatandaş pazar günü stada gidip maç izleme keyfini yalnızca 4 kez yaşayabilmiş olmasına rağmen Kocaelispor iç sahada oynadığı 15 maçta 12 bin 249 seyirci ortalamasıyla oynadı.

Tüm bunları birleştirince insanın aklına türlü türlü şeyler gelebiliyor.

Yazımın başında da dediğim gibi bu kafamda kurduğum bir teori.

Belki de uzaktan yakından alakası yoktur.

Ancak detaylı bir çalışmanın ardından rakamlar ve istatistiklerle sizlere paylaştım.

Takdiri ve yorumu sizlere bakıyorum.

Selametle.