İmamoğlu kaç oy alırsa bu iş tamam?

CHP’nin Cumhurbaşkanı adaylığı için gerçekleştireceği ön seçim CHP örgütlerine hareket kattı.

Zaten oldum olası CHP’liler içe yönelik konulara daha fazla ilgi gösterirler.

Yeni odak noktaları Ekrem İmamoğlu’nun tek aday olduğu 23 Mart’ta yapılacak olan ön seçim.

Şu anda bütün örgütler canhıraş ön seçim için çalışıyor.

İller adeta birbirileriyle yarış ediyor.

Geçtiğimiz şubat ayının sonuna kadar üye seferberliği başlatan CHP’ye en fazla yeni üye İmamoğlu’nun yönettiği İstanbul’dan geldi.

60 bin kişi CHP’li oldu.

Bu olması gereken bir gelişme…

İstanbul’un ardından onu 23 bin yeni üyeyle CHP’nin kalesi İzmir takip etti.

Daha sonra Ankara, Antalya, Adana, Bursa ve Mersin geldi.

Bizim ilimizde ise yeni üye sayısı 4 bin 200 olarak açıklandı.

81 il arasında en fazla üye yapan iller sıralamasında Kocaeli 13. sıraya oturdu.

Şimdi sıra üyeleri sandığa getirmekte, oy kullandırmakta.

Yanılmıyorsam yenilerle birlikte CHP’nin üye sayısı ortalama 1 milyon 700 bin civarında.

*

Peki, kaç oy alırsa İmamoğlu’nun adaylığı meşruiyet kazanır?

Aslına bakarsanız tek adayın yarıştığı bir ön seçimde bir oy bile alsa aday kesinleşmiş sayılır.

Fakat burada durum farklı.

Ekrem İmamoğlu risk alarak girdiği sandıktan çok güçlü bir biçimde çıkmak zorunda.

Örneğin 1 milyon 700 bin üyenin en az 1 milyonundan onay almak durumunda.

1 milyonun altında kaldığı takdirde İmamoğlu’nun adaylığı en başta parti içerisinde genel kabul görmediği anlamına gelir.

Bu da beraberinde başka sıkıntıları gündeme taşır.

Zaten hali hazırda CHP’de ön seçimi doğru bulmayan potansiyel adaylardan biri olan Mansur Yavaş var.

Katılımın düşük olduğu bir ön seçimde istenen sonuç çıkmadığı takdirde Mansur Yavaş’ı kim tutabilir?

*

CHP’nin ön seçime itirazı olan sadece Mansur Yavaş mı?

Mesela Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer de ön seçimi doğru bulmayanlardan.

Ortada seçim yokken partinin aday belirlemeye yönelik aldığı ön seçim kararına “gündem işgali” diyen Vahap Seçer’in açıktan itirazı var.

Vahap Başkana göre ön seçimin komplikasyonları olacak ve partide ikili bir yapı ortaya çıkacak.

Gayet ayakları yere basan mantıklı açıklamalar yapan Vahap Seçer bakın ne diyor:

“Ben 31 Mart'ı zafer olarak yorumlamıyorum. Bir seçim galibiyeti olarak yorumluyorum. Bizim yükselişimizde iktidarın düşüşü 31 Mart'ta buluştu.

Şu anda bizim resmi olarak Cumhurbaşkanı adayımız yok. 23 Mart'tan sonra da olmayacak. Bizim 23 Mart’ta yapacağımız seçim parti örgütünün niyetini ortaya koymak olacak. Resmi adayımız seçim takvimi YSK tarafından açıklandıktan sonra belirlenir”

*

Vahap Seçer’in açıklamalarından anlaşılacağı üzere;

Ekrem İmamoğlu’nun işi hiç kolay değil.

Tam da bu sebeple ön seçime katılımın yüksek olması gerektiğini anlattım.

Ekrem Başkan kayıtlı üyenin tamamına yakınından oy alamazsa bu adaylık tartışmalı olur.

Bir kere şu kurnazlığı da bir kenara bırakmak lazım.

“Efendim, katılım 1 milyon oldu, 1 milyonun yarısının oyunu aldı!”

Bu doğru bir yaklaşım olmaz.

Önce katılım yüksek olacak, sonra alınan oy sayısına bakılacak.

Her sandığa giden üye İmamoğlu’na oy verecek diye bir şey de yok.

CHP üyesi dinamiktir, ataktır, refleks göstermekten asla sakınmaz!

Sandıkla baş başa kaldığında boş da atar, İmamoğlu’nun üstünü de çizer.

Her şeyden önce CHP rekabetin olmadığı tek adaylı yarışı sevmez.

Tepkisel olarakta ya sandığa gitmez ya da gittiğinde tepkisini koyar.

*

Bu ihtimalleri niye sıralıyorum?

Çünkü sokağa baktığımda CHP üyeleri tarafından şöyle alabildiğine sahiplenilmiş bir Ekrem İmamoğlu göremiyorum.

Örgütler derseniz, mecburen görevini yapıyor, yapmak zorundalar.

Partide böyle büyük bir rüzgar yok!

Çoğu üyeler hala zamansız yapılan bu ön seçime anlam veremiyorlar.

O yüzden örgütlerin de işi hiç kolay değil.

Katılımı yüksek tutamadıkları takdirde ilk hesaba çekilecek olan ve hemen hesaplaşmaya gidilecek olan il ve ilçe örgütleri olacak.

Vahap Seçer’in “ikili yapı çıkar” kehaneti belki de gerçek olacak.