Beni kim kurtardı?

İlk kelimeleri okumaya başladığımda içimde yükselen heyecanı hatırlıyorum. Bir sürü cümlenin olduğu o resimli hikayeler boyumu aşıyordu ama hevesim onlardan...

İlk kelimeleri okumaya başladığımda içimde yükselen heyecanı hatırlıyorum.

Bir sürü cümlenin olduğu o resimli hikayeler boyumu aşıyordu ama hevesim onlardan daha büyüktü.

Hızlı hızlı her şeyi okumaya hazır zihnim, aç bir hayvan gibi kelimelerin üzerine atlıyordu.

İlçeden ile gidişimizde, dakikalarca süren yolculukta arabanın camına yapışır ve önüme gelen yazıları seslice okurdum.

Annem ve babam bu halim karşısında sessiz kalırlardı.

Okumayı yeni öğrenen bir kız çocuğunun heyecanı ve hevesi ortadaydı.

Sınıfın minik kitaplığına ve defalarca kez okuduğum kitaplarına rağmen okumak eyleminin kendisi güzeldi.

Hayal kurmak, yeni karakterlerle tanışmak ve uyku öncesi kendi dünyamda onları yeniden konuşturmak başka bir dünyanın gerçekliğini yaşamak gibiydi.

Çoğu zaman hikayeler uydurur ve arkadaşlarıma anlatırdım.

Özellikle korkunç ve gizemli şeyler yaratıcı tarafımı uyandırırdı.

Tomurcuklanmak için çabalayan bir çiçeğin bir anda patlaması gibi zihnimin ucundan dışarıya doğru başka başka hikayeler filizleniyordu.

Henüz 12 yaşlarında Montaigne’in Denemeler’i arkadaşım olmuştu.

Yaz tatili için gittiğim teyzemin evinde sıcak ve nemli Samsun yazında Denemeler beni hayrete düşürmüştü.

O yaz sonunda ben de Montaigne gibi yazılar yazmak istediğime karar vermiştim.

Sonra Harry Potter serisi çıkageldi.

İçinde hiç bilmediğim bir hayatın karakterleri vardı ve beni çekiyordu.

Birileri kitabı alıp okusun da bana versin diye dört gözle beklerdim.

Harry Potter serisi peş peşe yayınlanırken benim kitapları elimden düşürmediğim gecelerin sayısı hiç de az değildi.

Sevgili babam odama girer, yorganımı düzeltir ve uyumaya çekilirdi.

Bir süre beklerdim uyuduklarından emin olmak için.

Parmak ucunda vestiyere yönelir, el fenerini bulur ve yine nazik adımlarla yatağıma dönerdim.

Yorganın altında feneri açar, terleye terleye o sihirli dünyaya nefessiz şekilde dalardım.

Ta ki babam yorganı kaldırıp beni fener ışığında ter içinde yakalayana dek…

Bana “kör olacaksın, yeter” derdi.

Hala gülerek anlatıp keyif aldığımız bir anıdır.

Kütüphaneyi bolca arşınladığım lise yıllarında Emily Bronte’nin Uğultulu Tepeler’i ile tanıştım.

Uğultulu Tepeler’i Bordo Siyah klasiklerinden okumuş ve kalbimde ayrı bir yere koymuştum.

Hala da öyledir…

Dostoyevski’nin Amcanın Rüyası, Platon’un anlamakta zorlandığım Şölen’i, Jack London’ın Vahşetin Çağrısı, Peyami Safa’nın eserleri derken kitaplar en güvenli limanım oldu.

Yalnız hissettiğimde, bunaldığımda, ergenlik histerilerimde, anlaşılamadığımı düşündüğümde ve merak ettiğim her anda bu dünyaya adım attım.

Hayatımın çeşitli geçiş aşamaları oldu, her insanda olduğu gibi.

Büyülerle ve sihirlerle başlayan yolculuğum zamanla sosyoloji, psikoloji ve felsefeyle şekillendi; toplumları, insanları, davranış kalıplarının temellerini ve sorgulamanın kendisini merak ettim.

Bu süreçte edebiyata olan coşkun ilgim azaldı; sular geriye çekildi.

İstesem de okuyamadım, okusam da devam ettiremedim.

Disiplinler arası seyahatim yegâne beslenme kanalım oldu.

Yüzümü yeniden edebiyata döndüğümde ise açlığımın geri geldiğini fark ettim.

Edebiyat beni yüzlerce fikrin arasından çekip bir noktaya sabitledi; hikâyenin başladığı yere, ilk çizgiye götürdü.

Okuma heyecanına, hikayelere, örüntülere, keşfetmenin hazzına temas ettim.

Karaktere/karakterlere bürünmenin, karakterin kendisi olabilmenin cazibesine tekrardan kapıldım.

Okumak her zaman sarsak düşüncelerimin, gezgin ruhumun, hayalperest zihnimin netliği oldu.

Kaybolmak üzereyken elimden tuttu; Tolstoy, Dostoyevski, Goethe, Yaşar Kemal, Bauman, Murathan Mungan, Descartes, Sema Kaygusuz, Tezer Özlü, İhsan Oktay Anar, Borges, Sabahattin Ali, Albert Camus, Engin Geçtan, Herman Hesse, Shakespeare, Erich Fromm ve daha nice isim…

Değişip büyüyebilmemin, anlam arayışımın, vazgeçip yeniden başlayabilmemin biricik çıkış noktası oldu kitaplar.

İyi ki oldular, yoksa beni kim kurtarırdı?

SON DAKİKA HABERLERİ

Esra Aydın Diğer Yazıları