Kılıçdaroğlu haklı çıktı
Çok değil, daha birkaç ay önce siyasi liderlerden Türkiye’yi esir alan kutuplaşmanın bitirilmesine yönelik olumlu sinyaller aldık. Ana muhalefet partisi...
Çok değil, daha birkaç ay önce siyasi liderlerden Türkiye’yi esir alan kutuplaşmanın bitirilmesine yönelik olumlu sinyaller aldık.
Ana muhalefet partisi sıfatından çıkarak yerelde iktidarı ele geçiren CHP’nin yeni genel başkanı Özgür Özel’in de farklı tutumuyla başlayan normalleşme süreci o an için çoğu vatandaşa iyi bir şey gibi geldi.
Çünkü siyasetteki normalleşme adımları ülkemizin geleceği açısından önemli bir dönüm noktası olabilirdi.
Bunun için bütün siyasi aktörlerin samimi bir çaba içerisinde olması gerekiyordu.
Bir parça bu çaba gösterildi aslında.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı 18 yıl sonra CHP Genel Merkez binasında görmek etkileyici bir durumdu.
Daha sonra iktidar, iktidar ortaklarının ve muhalefet partilerinin süregelen ziyaretleriyle gelen normalleşme mesajları toplumda olumlu karşılık buldu.
Tamam dedim. Cumhurbaşkanı Erdoğan yaşının da kemale ermesi sebebiyle artık herkesin cumhurbaşkanı olacak.
Kendine oy vermeyen kesimi dışlamayacak.
Muhalefet partileriyle önemli konularda müzakere edecek.
Kutup siyasetini bırakıp, kucaklayıcı bir rol üstlenecek.
Kurumlar iktidar baskısından kurtulacak.
Yargıya olan güven artacak.
Birlik olduktan sonra ülkemizin içinde bulunduğu zor koşullar daha kolay aşılacak.
Ümitler ilerdeydi ve o ilerisi çok yakındı.
Fakat birkaç ay önce bize umut aşılayan, normalleşme lafını dilinden düşürmeyen o liderler ne yazık ki eski hallerine geri döndü.
Şimdi her gün her saat yine liderlerin olabildiğince sert atışmalarını izliyoruz.
Yani kaldığımız yerden devam ediyoruz.
Normalleşme hedefini unuttular, birbirileriyle laf dalaşı yapıyorlar.
Biri CHP’li belediyelere şafak operasyonu yapar, üstüne “turpun büyüğü heybede” diyerek muhalefete gözdağı verir,
Öbürü “seyyar giyotin” benzetmesiyle el yükseltir.
Onların kavgaları arasında ezilen yine emekli olur, memur olur, işçi olur, asgari ücretli olur, hak, hukuk, adalet bekleyen insanlar olur.
Kısacası filler tepişir çimenler ezilir.
Özellikle AKP ve CHP arasında başlayan normalleşme adımlarının ilkini CHP’ye Genel Başkan seçilen Özgür Özel başlatmıştı.
Sandı ki Erdoğan’ın derdi “Bay Kemal” idi.
Çünkü “Bay Kemal”, genel başkanlığı süresince Erdoğan’la ortak zeminde bulunmaya çalışmadı.
Erdoğan da varlık sebebi olarak Kılıçdaroğlu’nu gördüğünü her fırsatta dile getirdi.
Ama Özgür Özel tam tersi bir tutum sergiledi ve Erdoğan’la uzlaşma adımları attı.
Aslında yaptığı şey doğruydu ve ülkenin buna çok ihtiyacı vardı.
Fakat Erdoğan’ın ne kişiliği ne liderlik anlayışı ne de stratejisi yumuşamaya elverişli değildi.
Gerginlik ve gerilim üzerine inşa ettiği politikasıyla 23 yıldır iktidarını sürdüren Erdoğan’ın birdenbire değişmesini beklemek akıllıca değildi.
AKP tabanı da bundan hoşnut olmazdı ama bir an için hepimiz buna inanmak istedik.
Normalleşme adımlarının atıldığı ilk dakika attığı tweet ile o günden bugünleri gören Kılıçdaroğlu’nu tebrik etmek gerek.
Kılıçdaroğlu o zamanlarda Özgür Özel’i adını vermeden şu sözlerle uyarmıştı:
"Bu düzenin kurucusu sarayla müzakere edilmez, mücadele edilir. Erdoğan kendisine sorumlulukları üstlenecek ortak arıyor. Ekonomide daha sert kararlar alacak. Kimse Erdoğan’ın işleyeceği bu suça ortak olmamalı" demişti.
Dediği gibi Erdoğan kendine ortak mı arıyordu ne yapıyordu bilmem fakat sonuç olarak Kılıçdaroğlu haklı çıktı.
Türkiye için müzakere etmeyi bir kenara bırakın, CHP’nin içini darmaduman ediyorlar ve Özgür Özel hala bunun farkına varamadı.
Belediye başkanlarına yapılan operasyonlar, gözaltılar, kayyumlar gırla giderken, içeride sen-ben kavgasının aynı oranda artması Erdoğan’ı kim bilir ne kadar keyiflendiriyordur.
Bu işin sonu hiç hayra alamet değil!