Pespayelik salgını ve acı sonuçlar
Türkiye’de insanlar, nitelikten çok niceliksel meselelere sarılır. Bu da genel olarak hata yaptırır. Bireysel hatalar ve bakış açıları bir araya geldiğinde...
Türkiye’de insanlar, nitelikten çok niceliksel meselelere sarılır.
Bu da genel olarak hata yaptırır.
Bireysel hatalar ve bakış açıları bir araya geldiğinde ise kolektif bir pespayelik yükselir.
Hiçbir şeyin içeriğiyle ilgilenmeyen bir toplumuz.
Cilası, boyası, badanasına bakarak derecelendirme yapıyoruz.
Bunun bedelini de çok ağır ödüyoruz.
Söylediğim şey münferit bir vakaya atıf yapmak için söylenmiş bir şey değil.
İnsan için de böyle.
Sadece söylenene bakıp peşinden yapılanları görmüyorsak aynı hataya düşüyoruz.
***
Bolu Kartalkaya’da yaşamını yitiren yurttaşlar hepimizi derinden yaraladı.
Yardım çığlıkları, yaşama tutunma mücadeleleri ve ölüm şekilleriyle toplumsal travmalarımıza bir yenisi daha eklendi.
Nereden baksan elinde kalan vahim bir olay.
Yangın tüpleri boş, alarm sistemi bozuk, yangın merdiveni uygun olmayan bir otel.
Altyapısına yatırım yapılmamış.
Denetlenmemiş, bir yaptırım olmamış.
Zaten ne zaman biz gerekeni gerektiği zaman yapıyoruz?
Göçük olur işçiler ölür madenin ruhsatı o zaman aklımıza gelir.
Deprem olur binlerce yurttaş can verir deprem gerçeği, bina sağlamlığı o zaman aklımıza gelir.
Sel olur, tufan kopar dere yatağına ev yapılmayacağı o zaman vaaz edilir.
Kardeşim neyimiz usule uygun bu ülkede?
***
Olay yerinde ülkenin bakanına soru soruluyor.
Yangın olmuş, canlar yanmış bakanın bir şeyden haberi yok.
Yok yetki bakanlıkta mıymış, yok belediyede miymiş.
10 gün içerisinde belli olacakmış.
Ya hu gerçekten ne önemi var?
Sel oldu insan öldü.
Yangın çıktı can verdik.
Rüzgar esti kanadımız kırıldı.
Deprem oldu beton altında kaldık.
Hukuk denilen kavramın tüm harfleriyle birlikte içinden geçtik.
Benden olan var olur olmayana dört duvar!
Ne ala memleket.
Ama böyledir:
Yozlaşma ve pespayelik bir salgın gibidir.
Vücuda sirayet ettiğinde her organa değer.
Artık bu toplumun kendine gelmesi lazım.
Neyi neden yaşadığını bilmesi, sorumlularının yakasına öyle yapışması lazım.
Dışını alladıkları pulladıkları sistemlerine, otellerine, evlerine, fabrikalarına, ballı börekli sözlerine kanmamalı, onlara canlarımızı teslim etmemeliyiz.
Yazılacak her şeyi frenli yazmaya çalışıyor esenlikler diliyorum.