362. gün
Sever misin sevmez misin bilemem ama ben yeni yıl, doğum günü gibi özel zamanları severim. “Bunlar da yeni icatlar!” diyenler var elbette. Yeni seneyi severim...
Sever misin sevmez misin bilemem ama ben yeni yıl, doğum günü gibi özel zamanları severim.
“Bunlar da yeni icatlar!” diyenler var elbette.
Yeni seneyi severim çünkü yeni olanın enerjisi, el değmemişliği, kalıplara sokulmamışlığı vardır.
Henüz iyi, kötü ayrımına maruz kalmamıştır.
Herkes ona bir şans verir; umudu vardır, inancı yüksektir.
Koca bir yılın hesabını yapıp yoluna devam etmek istersin.
Bu zamana kadar olmayan, yolunda gitmeyen ne varsa bir sonraki seneye devredersin.
Devreden bir şans oyunu ikramiyesi gibi.
Belki bundan sonrası her şey daha güzel olacaktır beklentisi…
İnsan olmanın getirisidir hepsi ve insana dairdir.
Zamanı ellerimizle inşa ettiğimize ve kontrolün biraz da olsa bizde olduğu düşüncesine inanmak ihtiyacıyla yürümeye devam ederiz.
Ta ki “sen de herkes gibisin” sınırına gelene dek.
Neyse ki 362. günden bildiriyorum.
Henüz 2025 enerjisiyle sarılıp sarmalanmadık ve ülkemizi bekleyen sürprizlerden haberimiz yok.
Yeni yıl zammı, asgari ücret, insanca yaşam hakkı, ekonomik göstergeler, siyasi çıkmazlar, üçüncü sayfa haberler ve magazin üstüne onlarca şey yazabilir ve eleştirebilirim.
Ancak bu cumartesi, cümlelerimin arasında yer almayacaklar.
Üzerimizde devleşen sorunlar yumağına yazarak daha fazla katkıda bulunmayacağım.
Çünkü,
Birçoğumuz yaşamdan beklentilerini azalttı,
Birçoğumuz yeni denizlere yelken açtı,
Bazı ilişkiler bitti,
Bazı ilişkiler başladı.
Dünün yenisi bugünün eskisi oldu.
Doğumlar, kayıplar derken herkes başka başka tecrübeler edindi.
Belki de asıl yapmamız gereken herkesin nefes alma hakkına saygı duyabilmektir.
Kimsenin eğlencesine dil uzatmadan, il müftüsü gibi vaaz vermeden, her şeye etiket yapıştırma ihtiyacı duymadan duyabileceğimiz bir saygıdan söz ediyorum.
İnancım, hoş görünün olmadığı bir yerde hiçbir fikir, hiçbir sevgi ve saygı emaresi olamayacağı yönünde.
Her yıl ortaya atılan kültür güzellemelerinin ılıtılıp ısıtılıp önümüze getirilmesinden bıkmayanlar var.
Bırakalım da şişmiş, bunalmış ve dünya turunu yalnızca Instagram sayfalarından yapan insanlar biraz eğlenebilsin.
Bırakalım da birbirine güzel dileklerde bulunabilsin insanlar.
Renkli hediye paketlerinden rahatsız olmak neden?
Elimizde güzel enerjilerle beslediğimiz niyetlerimiz varsa ve bunları sevdiklerimizle içimizden gelerek paylaşabiliyorsak daha ne olsun?
Çayımız sıcak, umudumuz canlı, sohbetimiz sevgiyle bezeli olsun.
Hepsinin en üstünde de ışıl ışıl bir hoşgörü yıldızı yansın.
Evet, 362. günden bildiriyorum sevgili okur, seneye görüşürüz…