Bahçeli’nin DEM’e alkış tutan elleri…
Türkiye’de Cumhur ittifakı kitlesinde liderler için “Hep bir bildiği vardır” toleransı mevcut. Kandırılsalar da hatalar da yapsalar, kitlelerini kaybetmiyor...
Türkiye’de Cumhur ittifakı kitlesinde liderler için “Hep bir bildiği vardır” toleransı mevcut.
Kandırılsalar da hatalar da yapsalar, kitlelerini kaybetmiyor AKP ve MHP!
Evet, oyları eriyor ama bunda söylemlerinin bir etkisi yok, iş tamamen ekonomiyle alakalı!
Vatandaş geçinemediği için isyan ediyor, bağırıyor çağırıyor.
Bu sefer tamam diyorsunuz, Cumhur ittifakı bu kez halktan güven oyu alamayacak diyorsunuz.
Fakat bir bakıyorsunuz yine sandıktan AKP çıkıyor.
O isyan eden kitlenin verdiği en büyük tepki, sandığa gitmemek…!
Sağ seçmen kitlesinin muhalefete bakışında bir değişiklik yok! Elleri CHP’ye ve onunla ittifak yapmış olan partilere gitmiyor.
Hani bugün bir mucize olsa ekonomi düzelse, AKP ile MHP ittifakının, iktidarını engelleyebilecek bir güç bulunmuyor.
Açık ara her seçimden galip gelirler diyebilirim!
*
Ekonomi eski Bakanı Berat Albayrak, hatırlayın bir örnek vermişti.
Bir vatandaşın kendilerine “Uzaya dört şeritli yol yapacağınızı söyleseniz inanırız” dediğini aktarmıştı. Gerçekten de öyleydi. AKP’ye gönül verenler, ona sonsuz güveniyordu. Uzaya dört şeritli yol yapıp canımız ne zaman isterse uzaya gidip gelebilirdik onlara göre!
*
MHP’de ise durum biraz daha farklı.
MHP’nin değişim hareketi sonrası kalan kitlesi, liderleri Devlet Bahçeli’ye sadakatle bağlı.
Onlarda lider eleştirilmez, liderin yaptıkları sorgulanmaz.
MHP, askeri nizama sahip bir parti çünkü.
Bahçeli neylerse güzel eylerdi.
Hal böyle olunca da AKP de MHP de oylarının eridiği süreçlerde rahatlıkla her yöntemi deneme lüksüne sahip olabiliyorlar!
Bunu MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, son zamanlarda yaptığı çıkışlarla çok net bir şekilde gösterdi aslında.
Bilindiği gibi MHP ile DEM Parti’nin yan yana anılması, şundan birkaç ay önceye kadar mümkün değildi.
Çünkü bu iki parti, birbirleriyle tamamen zıt kutuplardaydı. Biri PKK’yı terör örgütü olarak görmezken diğeri PKK’nın kökünü kazımaktan söz ediyordu.
Biri Türklük üzerinden propaganda yürütürken diğeri Ermeni soykırımını dahi tanıyordu.
Biri Öcalan’ı asmaktan söz ediyordu, diğeri Öcalan’ın heykelini dikmeyi vaat ediyordu.
Ama MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli çıktı, düne kadar Erdoğan’ın önüne ip atarak asmaktan söz ettiği bebek katili Abdullah Öcalan’ın umut hakkından faydalanabileceğini söyledi.
Çıktı, Öcalan’ın TBMM’ye girip, DEM Parti sıralarında oturabileceğini dile getirdi.
Çıktı, DEM Partililerin Öcalan ile görüşmelerinin önünü açtırdı.
Bu söylemleri CHP ya da muhalefetteki herhangi bir parti yapmış olsaydı, yer yerinden oynardı. Net bir şekilde hain ilan edilirlerdi!
Ama bunu düne kadar DEM Parti’yi kapatmaktan söz eden, “Demlenme” söylemi geliştiren milliyetçilerin temsilcisi Devlet Bahçeli dile getirdi!
Ortalık ayağa kalktı mı peki? Kalkmadı!
Cumhur ittifakı kitlesinden Bahçeli’ye “Ne dediğinizin farkında mısınız?” diyen oldu mu? Olmadı!
Öcalan’ın TBMM’ye girmesinde bir sorun görmeyenler ile Öcalan’ın TBMM’ye girmesinden rahatsızlık duyacak olanlar aynı safa konuldu ama sesleri çıkmadı!
Kimisi “Devlet Bahçeli oyun kuruyor” dedi, kimisi “Devlet Bahçeli barışı sağlayacak, PKK’yı köşeye sıkıştırdı” dedi,
Kimisi “Devlet Bey diyorsa bir bildiği vardır” tesellisine sığındı.
*
Ve Devlet Bahçeli, dün dozu daha da artırdı.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin genel kurulunda kürsüye çıkıp konuşma yapan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, konuşmasının sonunda Devlet Bahçeli tarafından uzunca alkışlandı.
Bakırkan, alkışı görünce baş hareketiyle Bahçeli’yi selamladı.
Ayrıca, DEM Parti TBMM Başkanvekili Sırrı Sürayya Önder ile Devlet Bahçeli’nin selamlaştığı görüldü.
Bu görüntüye İyi Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu ve Milletvekili Turhan Çömez’in hayretler içinde bakışı da eklenince, ortaya çok daha dikkat çeken bir fotoğraf çıktı.
Bu fotoğraf, sosyal medyada gündem oldu, tarihe not düşüldü!
Peki kimler tarafından? MHP’li olmayan milliyetçiler tarafından, muhalifler tarafından…
*
Cumhur ittifakına destek veren kitlede bir tepki oluştu mu, hayır oluşmadı!
Onlar, Devlet Bahçeli’nin bir bildiği olduğu konusunda kararlı!
Bahçeli ise sosyal deney yaparmışçasına dozu git gide artırıyor!
Açık konuşayım, bunun başta sadece bir söylem olduğu kanaatindeydim, Öcalan’ın TBMM’ye girmesine milyonda bir ihtimal dahi vermiyordum ama bu düşüncem, Bahçeli dozu artırdıkça değişti.
Yani, girerse şaşırmam!
Böyle bir görüntünün ortaya çıkması durumunda Cumhur ittifakı kitlesinin sessiz kalmasına şaşırmam!
Bahçeli’nin elini öpen, elini sıkan ülkücülerin, sessiz kalmasına da şaşırmam!
Ama şunu merak ediyorum.
Gerçek ne? Devlet Bahçeli, ne yapmaya çalışıyor?
Düne kadar kapatmaktan söz ettiği, terör uzantısı olarak gördüğü, hatta MHP’nin varlık sebebi olan bir partiye alkış tutacak duruma nasıl geldi?
Çözüm adı verilen açılım sürecinde Habur’daki görüntülere en büyük tepkiyi gösteren, Diyarbakır’da Öcalan’ın mektubunun okutulmasına en sert tepkiyi veren ve sürecin kazılan hendekler nedeniyle sonlanması sonrası haklı çıkmasıyla bilinen Bahçeli’nin DEM Parti’ye bu güveni nasıl depreşti, gerçekten bunu anlamak istiyorum!
İşin garibi DEM Parti de bu durumdan bir hayli memnun!
Selamlaşıyorlar, tokalaşıyorlar!
Düne kadar yaşanan belediyelere kayyum atamaları dahi, gündemlerinde yok!
Belli ki bir zeminde buluşulmuş!
***
Peki bu zemin, nasıl bir zemin?
Bahçeli, “Süreç yok” dedi, “Taviz yok” dedi, “PKK silah bırakacak” dedi!
Ama almadan vermek Allah’a mahsus!
Hele ki söz konusu DEM Parti ise PKK ise Öcalan ise karşılığı olmayan bir zeminde buluşmazlar!
Belli ki alttan alta bir süreç işlemeye başlamış!
Bu kez birbirine zıt en uç partilerin yürüttüğü bir süreçle karşı karşıyayız.
Burada niyet çok önemli!
Gerçekten barış için çözüme giden bir süreç olacaksa bu, susan sussun, bağıran bağırsın.
Amma ve lakin Anayasa’yı değiştirmede gerekli desteği alıp iktidarlarını sürdürebilmeyi sağlamaksa asıl mesele;
İşte o zaman vah ki vah milliyetçilerin öptüğü alkış tutan o ele!