‘Biri şu çocukları sustursun’
Bir gün öncesi Kocaelispor deplasmanda Yeni Malatyaspor’u yenmişti. Pazar sabahına takip ettiğimiz, tutup desteklediğimiz, hatta rızkımıza sebep olan...
Bir gün öncesi Kocaelispor deplasmanda Yeni Malatyaspor’u
yenmişti.
Pazar sabahına takip ettiğimiz, tutup desteklediğimiz, hatta
rızkımıza sebep olan Kocaelispor’un hala liderlik koltuğunda
oluşuyla uyandık.
Sabah önce gazeteye gelip sonra Çayırova’ya gidecektim.
Kent sıralamasını yakından ilgilendiren karşılaşmada Çayırovaspor
ile Karamürselspor karşı karşıya gelecekti.
Bir gün öncesinde çoğunluğunu Boşnak göçmenlerin oluşturduğu
Karapınar’da, dost meclisinde programı yapmıştım.
Ama sabah işler değişti.
Karamürselspor’da yeni dönemde yönetim kurulu ekibinden yer alan
İlker Visykafkaslı ile konuştuk.
Öğleden sonra Gaziosmanpaşa Köprüsü’nü kast ederek köprüden gitme
kararı aldık.
Hareket saatine kadar Başkan Recep Durul’un Londra’da izlediği
Manchester City-Crystal Palace maçının haberini yaptım.
Detaylarında iki kulübün ortak iş birliği yapabileceği ve gelecek
sezon planlaması düşünülen hazırlık maçı fikri de vardı.
Bu başlı başına ayrı ve detaylı bir konu, daha sonra gündeme
yeniden getireceğim.
Hava harikaydı, ilkbaharı andırıyordu.
Masmavi gökyüzünün içine serpiştirilmiş gibi bembeyaz bulutlar
güzelliğine güzellik katıyordu.
Maça giderken iki genç adamla tanışıp, arkadaş oldum.
11 yaşındaydı ikisi de.
Birisi Birkan’dı, diğeriyse Çınar.
Arabada arka koltukta yaptıkları kaliteli sohbetten dolayı hem
oldukça şaşırdım, hem de sevindim.
Tamamen futbolun içindeler, ama dersleri ve okulu da ihmal
etmiyorlar.
10 yıl sonra çok başka yerlerde olacaklarına inancım tam.
35 dakikalık yolculuğun ardından Çayırova’ya maçın oynanacağı stada
geldik.
Maçın başlamasına 7 dakika kalmıştı.
Kartımı taktım ve sahaya girdim.
Maçtan önce Çayırovaspor’un 16, Karamürselspor’un ise 15 puanı
vardı.
İl sıralaması için ve üst sıralardan kopmamak adına kritik bir
maçtı.
Özellikle Karamürselspor’un kaybetmesi onları moral olarak geriye
itebilirdi.
Başından sonuna kadar üstün oynadığı maçı 4-0 kazandı
Karamürselspor.
6 puanlık hatta kaleci Mehmet’in söylemine göre 9 puanlık maçı
Karamürselspor kazandı.
2-0 öne götürüp son çeyreğinde yedikleri gollerle 2-2 biten Darıca
GB maçı ile o haftaya kadar henüz puanı olmayan ve sadece 1 gol
atan Keşan’a ilk galibiyet sevincini yaşattığı 2 maçı unutamıyordur
Karamürselspor sanırım.
Sadece bu 5 puanı olmuş olsaydı bugün 3.sıradaki Hendekspor ile
aynı puanda olacaktı.
İlk yarısının bitimine 3 hafta kalan ligde çok şeyler olmaya
gebe.
*
BAL ile başlayan yazıma BAL ile devam edeyim…
Gölcükspor, bu hafta kazandı.
Sezona 6’da 6 yaparak başlamışlardı.
İlk maçta Karamürselspor’u konuk ettiler.
O maçı stattan izlemiştim.
Gölcükspor golü 8 dakika uzatma eklenen maçın son bölümünde
bulmuştu.
İki takım arasında yaklaşık 3.5 katı maliyet var.
Kadrolara baktığınızda da durumu analiz edebilirsiniz.
O günkü oyun gelecek adına Karamürselspor için umut vermişti ama
Gölcük için soru işaretleri başlayabilirdi.
Sonrasında lider Yeşil Yalova’nın da içinde olduğu peş peşe 3
galibiyet daha aldılar.
Grubun favorilerinden kabul edilen ve kadrosunda İrfan Başaran,
Feyyaz Aydil gibi önemli isimleri bulunduran Hendekspor’a içerde
3-2 yenildiler.
Çayırovaspor’a deplasmanda kaybettiler.
Kötü günler bitiyor derken hiç hesapta olmayan bir mağlubiyet
aldılar ve iç sahada Kapaklıspor’a yenildiler.
Ömer Faruk Uzuner ile yollar ayrıldı.
Yerine Adem Aydemir getirildi.
İkisi de sevdiğim, saydığım ve kent futboluna değer katmaya
inandığım teknik adamlar.
Bu hafta deplasmanda son bölümde gelen gollerle kazandılar
Bu hafta Gebzespor ile deplasmanda, sonra Karasu ile içerde
oynayacaklar.
Son maçta ise Ferizli deplasmanıyla ilk yarıyı kapatacaklar.
Bu 3 maç Gölcükspor’un geleceği açısından büyük önem taşıyacak.
Çünkü ikinci yarıya Karamürselspor gibi zor bir deplasmanla
başlayacaklar.
Daha önce bahsetmiştim, Gölcükspor benim meslekteki göz ağrım.
Kız kardeşim Gölcük’te doğdu.
Her zaman iyi olmalarını diledim.
Tarihinde ilk kez amatöre düşeceği sezon, “Takım düşecek, yazık
olacak, giden gelemiyor” ikazlarında çok bulundum.
Gerçekten giden gelemiyor.
2016-2017 sezonunda amatöre düşen Derincespor, hala Amatör Süper
Lig’de mücadele ediyor.
Karamürselspor, 1998den beri profesyonel liglere dönmeye
çalışıyor.
Gebzespor da öyle.
Bölgesel Amatör Lig’de bu sezon kimin ligi nerede bitireceğini
kestirmek pek mümkün değil.
Bu köprünün altından çok fazla sular akar.
Yazımın sonunda beni üzen ve gelecek adına da bizleri tedirgin eden
bir meseleyi daha paylaşmak istiyorum.
Geçtiğimiz günlerde amatör kümede oynanan bir diğer maçta
futbolculardan birisi tribündeki küçük çocukların hoş olmayan
tezahüratlarından dolayı, yazımın başlığındaki cümleyi kurarak,
“Birisi şu çocukları sustursun” siteminde bulundu.
Bu güzel bir davranıştı.
Takımları ve maçı yazmak istemiyorum, çünkü kötü olanı değil iyi
olanı öne çekmeye çalışıyorum.
Her müsabakada sahadaki futbolcu, protokol tribünündeki yönetici
sevgi ve nezaketle, anlayış ve hoşgörüyle olaylara yaklaşırsa bu
olayları bitiririz.
Son zamanlarda bir çok statta öbek halinde yaşı daha çocuk denecek
yaşta canların boyundan büyük laflar ettiğini duyuyorum.
Takımlarını desteklemeleri, mahallelerini sevmeleri, büyüdükleri
ilçe yada şehre bağlı olmaları güzel.
Ama bunları öğretip yaşatırken çok dikkatli olmamız gereken
çizgiler var.
Ses tonları okul bahçesinde koşturan çocukların sesiyle aynı tonda
olan bu genç adaylarının daha sağlıklı, daha sakin ve daha güvenli
bir şekilde maçları izlemesi gerekiyor.
Ağızlarına kötü sözler yakışmıyor.