Eğitim öğretmenlerden çok hukukçulara emanet

Öğretmenler gününde söylenecek bir sürü şey var. Duygusal bir yazıyla onların hayatımızda ne kadar önemli olduğunu anlatabiliriz. Diğer taraftan bugün...

Öğretmenler gününde söylenecek bir sürü şey var. Duygusal bir yazıyla onların hayatımızda ne kadar önemli olduğunu anlatabiliriz. Diğer taraftan bugün öğretmenlerin yaşadığı zorlukları, atanamayan öğretmenleri, okullardaki eğitimi ve hatta eğitim fakültelerinin durumunu da yazabiliriz. Hiç şüphesiz bugün bu konuların birilerinin elinde yazıya çoktan döküldü. Her 24 Kasım da olduğu gibi bugün de ülke olarak öğretmenleri ve onların dertlerini hatırladık. Bir gün bile olsa geleceğimize emek veren insanlara dönüp baktık.

Bütün bunları aslında bir konuyla anlatmak istiyorum size: Milli Eğitim Bakanları. İster seçilmiş olsun ister atanmış ister adı Maarif Vekil ister Milli Eğitim Bakanı olsun bu ülkenin kuruluşundan bu yana eğitime dair her şey bu isimlerin sorumluluğunda oluyor. Ben de bu özel gün dolayısıyla geçmişe bir göz attım. Bakın geçmiş neler söylüyor?

Bugüne kadar 67 farklı isim Millî Eğitim Bakanlığı koltuğuna oturuyor. Kimileri vekil olarak da olsa birden fazla defa bu sıfatla göreve geliyor. Bu 67 bakandan sadece 12’si öğretmen veya eğitim bilimci. Bu bakanlığa en fazla tercih edilen meslek ise hukukçular oluyor. İster hukuk fakültesini bitirip farklı görevlerde yer alsın ister akademisyen olsun isterse de avukat veya hâkim Milli Eğitim Bakanlıkları hükümetlerce hukukçulara emanet ediliyor. Acaba aynı durum Adalet Bakanlığında yaşansaydı, Adalet bakanı öğretmen olsa ya da eğitim bilimci olsa hukukçular buna nasıl tepki verirlerdi. Ya da eğitim fakültesi mezunu biri sağlık bakanı olsa nasıl olurdu? Belki de vardır, bunu da başka bir zaman konuşuruz.

Bana hikâye en başında burada başlıyor gibi geliyor. Eğitim bir uzmanlık gibi mi görülmüyor yoksa öğretmenler mi siyaset için yeterli bulunmuyor. Ekonomi, sağlık, hukuk gibi eğitimde uzmanlık gerektiren bir alan olmasına rağmen öğretmenlerin ve eğitim bilimcilerin bu görevde üçüncü sırada olmaları birçok şeyi başlatıyor. Bütün sorunların sebebi bu değil tabii ki, öğretmenlikten gelen bir bakanın harika işler başaracağını hukukçu bir bakanın her şeyi berbat edeceğini söylemek mümkün değil. 100 yıllık cumhuriyetin eğitim karnesi ortada. Sadece hukukçular ve başka alandan akademisyenler öğretmenlere dışarıdan bakıyor. Öğretmenlerin ne yaşadığını, sorunlarını, beklentilerini anlamıyor.

Bir başka konu da ha dikkatimi çekti. Bugüne kadarki 67 bakanın içinde sadece bir kez Milli eğitim bakanlığı koltuğunda bir kadın oturmuş. O da Nimet Çubukçu. Bakanlığın 2022 verilerine göre sadece resmi okullardaki 993 bin 669 öğretmen görev yapıyor. Bu öğretmenlerin, yüzde 57'si (570 bin 315 kişi) kadın öğretmen ve yüzde 43'ü (423 bin 354 kişi) erkek. Kısacası kadınlar öğretmen olarak daha fazla yer alırken aynı durum yukarılara erişemiyor. Öğretmenlik mesleği toplumda kadına yakıştırılan mesleklerin başında geliyor. Belli ki siyaset de kimse böyle düşünmüyor.

Bütün bu sorunların içinde geleceğimizi şekillendiren bütün öğretmenlere teşekkür etmek gerekiyor. Atanmış veya atanamamış; kadrolu, sözleşmeli ve ücretli; devlette veya özel de fark etmeksizin bütün öğretmenlerin 24 Kasım Öğretmenler Günü kutlu olsun.

öğretmen
SON DAKİKA HABERLERİ

Neziha Kartal Diğer Yazıları