Bu kadar da olacak canım!

Türkiye’de işçiler, öğrenciler, emekliler ve memurlar, her geçen gün derinleşen ekonomik krizle mücadele etmektedir. Temel gıda malzemelerinin bile tane...

Türkiye’de işçiler, öğrenciler, emekliler ve memurlar, her geçen gün derinleşen ekonomik krizle mücadele etmektedir. Temel gıda malzemelerinin bile tane hesabıyla alındığı bu kriz ortamında, milyonlarca işçi ve emekçi asgari ücret koşullarında yaşam mücadelesi veriyor. Gıda fiyatlarının yanı sıra elektrik, su ve doğalgaz faturalarına peş peşe gelen zamlar, ev kiralarındaki yüzde 64 oranındaki artışla birleştiğinde, bırakın asgari ücretle çalışan bir işçinin geçinmesini, memur maaşıyla dahi geçinmek imkânsız hale geldi. Yoksulluk sınırının altında yaşam mücadelesi veren ailelerin oranı her geçen gün artıyor. Emekli maaşıyla geçinemeyen vatandaşlar ne yazık ki ek iş yapmak zorunda.

2025 yılı asgari ücret zammı üzerine Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, aylar öncesinden asgari ücretin 30 bin TL olması gerektiğini kamuoyuna açıklamıştı. Özel, dün katıldığı "Emeğin Türkiye'si Buluşmaları: Güvenceli Çalışma ve İnsan Onuruna Yaraşır Ücret" çalıştayında bu talebini bir kez daha yineledi. Muhalefet, asgari ücretin 30 bin TL olması için kamuoyuna açıklamalar yapmaya devam ederken, hükümetin teklifinin bu miktarın çok altında kalacağı tahmin ediliyor. Her ne kadar Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, “Vatandaşımızın satın alma gücünü koruyacağız, enflasyona ezdirmeyeceğiz” dese de, hükümetin asgari ücret teklifinin 22-23 bin TL arasında olacağı öngörülüyor.

Bu ekonomik koşullar altında, milyonlarca emekliye reva görülen maaş 12 bin TL; milyonlarca asgari ücretliye reva görülen maaş ise 17 bin TL. Yüzlerce insan, fırınların önünde “askıda ekmek” uygulamasından yararlanmak için dakikalarca kuyrukta bekliyor. Ne yazık ki ekmek almanın bile dert haline geldiği bir sürece girdik. Yaşlı insanlar, 3-4 lira daha ucuz ekmek alabilmek için bir ilçeden başka bir ilçeye gitmek zorunda kalıyor. Üniversite öğrencileri, eğitim masraflarını karşılayabilmek için çalışmak zorunda bırakılıyor. Çiftçiler, artan mazot ve gübre fiyatları nedeniyle topraklarını ekemez duruma getirildi.

Peki, bu sıraladığım dert tablosunun sorumlusu kim?

Gençleri geleceksizliğe mahkûm edenler kimse, emekliyi ek iş yapmak zorunda bırakanlar kimse, en düşük kiranın 15 bin TL olduğu bir ülkede insanları sefalet ücretine mahkûm edenler kimse, sırf kendinden diye liyakatsiz insanları sağa sola atayanlar kimse, bu dert tablosunun sorumlusu da onlardır. Asıl sorumlu, torpili itiraf edip “Bu kadar da olacak canım” diyenlerdir.

SON DAKİKA HABERLERİ

Özgür Can Yolcu Diğer Yazıları