Bebek katilinin cezaevinde kalmasına, neden tepki gösterelim!

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin PKK belasını başımıza saran, bebek katili Abdullah Öcalan’a TBMM’nin kapılarını aralayan açıklamasından sonra olumlu ya...

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin PKK belasını başımıza saran, bebek katili Abdullah Öcalan’a TBMM’nin kapılarını aralayan açıklamasından sonra olumlu ya da olumsuz bir yazı kaleme almadım.

Her ne kadar geçmişte etmediği laf bırakmadığı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yol yürüse de bu iş çok başkaydı!

Ülkede milliyetçiliği temsilen var olan bir partinin liderinin, geçmişte idam etmekten söz ettiği Öcalan’a umut olacağını düz mantıkla düşünmek istemiyorum.

Bir planı, bir oyunu olabilir!

Bu oyun, devletin bekası için mi, terörün bitmesi için mi yoksa Erdoğan’ın tekrar Cumhurbaşkanı olabilmesinin önündeki Anayasa engelinin aşılması için mi bilemiyorum ama ortaya çıkacaktır.

Birkaç milliyetçi partinin, bu söylemleri fırsat bilerek sert söylemlere girişmesi, dereyi görmeden paçayı sıvaması gibi antipatik bir duruma düşmek istemem.

Zamana bırakmak gerektiği kanaatindeyim.

***

Öcalan’ın PKK’ya silah bırakma çağrısı yapmasını ve bu çağrısının etkili olmasını, normalleşen, birlik olan bir ülkenin varlığını herkes ister.

Ancak evlatlarını, babalarını, eşlerini şehit vermiş ailelere ya da bir uzvunu terör saldırılarında kaybetmiş gazilerimize, bebek katilinin TBMM’ye girmesini, unut hakkından faydalanarak serbest bırakılmasını kabullendiremezsiniz.

Bu kadarı onlara da bizlere de ağır gelir!

Bu yüzden de en fazla tepki, Öcalan’ın TBMM’ye girebileceğine dair açıklamalara geldi!

Bahçeli, bu sözlerinin bugün de arkasında duran bir açıklamayla karşımıza çıktı.

Öcalan’ın 57 adet gölgesinin zaten TBMM’de olduğunu dile getirdi!

Bu konuda bir nebze haklı, PKK’ya sırt dayamış bir parti, TBMM’de zaten varlık gösteriyor!

Fakat sarf ettiği bir cümle var ki neresinden tutarsanız tutun elde kalır!

Malumunuz koalisyon hükümeti zamanında bebek katili Abdullah Öcalan, Türkiye’ye teslim edildi ve o günden bu yana İmralı adasında hapis yatıyor!

Rahatı yerinde mi, yoksa yaptıklarının bedelini ödemekte olduğu şartlarda mı hapis yatıyor bilmiyorum ama sonuçta orası, onun için bir hapishane!

Lakin Devlet Bahçeli’nin bugün sarf ettiği ifadeleri dinleyince kafam karıştı!

Aynen şöyle dedi Bahçeli: “TBMM Türk milletinin kalbidir. Peki İmralı adası neresidir? İmralı adası Türk toprağı değil midir? Bu adadan vazgeçildi de bizim mi haberimiz olmadı?

Terörist başının TBMM DEM Parti Grubu'na gelmesine itiraz ediyorlar da İmralı'da kalmasına neden tepki göstermiyorlar?”

Gerçekten bu cümleleri kurdu Sayın Bahçeli!

Öcalan, cezaevinde değil mi? Cezaevinde…

O vakit, Öcalan’ın cezaevinde kalmasına neden tepki gösterelim?

Bir suçlunun, katilin hapishanede kalması ile TBMM’ye girmesi nasıl aynı kefeye konulabilir, bunun meali nedir anlamadım açıkçası!

İmralı dışındaki hapishaneler, Türk toprakları üzerinde değil mi?

Mesela Kandıra Cezaevi, Türk toprakları üzerinde değil mi?

Silivri Cezaevi ya da diğerleri, bizim topraklarımız üzerinde değil mi?

Bu mantıkla baktığımızda cezaevlerini boşaltalım gitsin!

SON DAKİKA HABERLERİ

Yılmaz Karabıyık Diğer Yazıları