Milli yastan sıyırdık!

Bugün Türkiye bir pislikten kurtuldu. Öldü, ölecek, belki de öldü ama söylemiyorlar denilen hain Fethullah Gülen; Yaptıklarının cezasını bu dünyada çekmeden...

Bugün Türkiye bir pislikten kurtuldu.

Öldü, ölecek, belki de öldü ama söylemiyorlar denilen hain Fethullah Gülen;

Yaptıklarının cezasını bu dünyada çekmeden, öbür tarafa gitti.

Türkiye’nin en karanlık dönemlerine imza atan ve ülkenin demokratik yapısını çökerten FETÖ elebaşısının ölümü yurdumuzda büyük çoğunluk tarafından sevinçle karşılandı.

Bir zamanlar FETÖ’ye “Hoca Efendi” diye el pençe açanların, onun sümüklü mendilini koklayanların, elini sıktığı için ellerini yıkamadığını söyleyecek kadar akıldan yoksun olanların;

Gülen’in ölümü karşısında ne hissettiklerini öğrenemedik.

Sanırım hiçbir zaman da öğrenemeyeceğiz.

E tabi onlar da haklı!

İyi oldu geberdi, deseler inandırıcı olmayacaklar.

Rahmet dileseler, o hiç olmayacak.

Ama hala pek çoğunun içinden Fatiha süresini okuduklarına adım kadar eminim.

Belki gizli mevlidler bile okutulabilir!

Ne dersiniz?

Eğer FETÖ şu 2016’nın 15 Temmuz’unda hain kalkışmayı yapmasaydı, halk uyanmasaydı, bugün o öldü diye yurtta milli yas ilan edilirdi.

Nereden nereye…

*

Hakikaten de geriye bakıp düşününce bu ülkeye ne çok kötülük ettiler.

Hem de organize biçimde…

FETÖ'nün yıllar içinde kurduğu ve derinlere sızdırdığı sinsi ağ, devletin bütün kurumlarını felç etti.

Eğitim, yargı, ordu, sağlık, emniyet gibi kritik devlet organlarına yerleştirilen, kozmik odalara sokulan örgüt üyeleri, acımasızca liderlerinin talimatlarını yerine getirerek vatana ihanet ettiler.

Bu yapı, en kutsal değerlerimizi ayaklar altına aldı. Binlerce masum insanın hayatını kararttı.

Haksız, hukuksuz operasyonlar, sahte deliller ve kumpaslarla Türkiye’yi kaosa sürüklediler, ocakları söndürdüler.

Kendini “mehdi” veya “kurtarıcı” gibi lanse ederek din üzerinden geçinen bu simsar aslında bir kukladan başka bir şey değildi.

Türkiye’yi kaosa sürüklemek isteyen dış güçlerin taşeronu olan Gülen, kendisine kurdurulan örgüt eliyle siyaseti kuşatarak ülkenin bağımsızlığına kast etti.

*

Hepimizin hafızalarında alçakça ihanetlerle yer edinen FETÖ elebaşısı öldü ölmesine ama az önce dediğim gibi o sadece bir kuklaydı.

Bana kalırsa örgüt hala güçlü, hala daha ülkemiz üzerindeki kötü emellerinden vaz geçmiş değiller.

İşte tam da bu yüzden vatanını satanlara, halkın kutsal değerleri üzerine oyun kuranlara karşı çok ama çok uyanık olmalıyız.

Bu karanlık yapının elebaşısı gitti ancak kökleri aramızda ve hala nefes alıyor.

O kökü kurutmak için milletçe seferber olmak, bir daha bu oyunlara gelmemek lazım.

*

Darbe nereden gelirse gelsin asla tasvip edilecek bir durum değil!

Ancak 15 Temmuz’daki hain kalkışma olmasaydı, bizimkilerin gözleri zor açılırdı.

Kim bilir, belki de bugün ülkede bayraklar yarıya inerdi.

Hatta milli yas bile ilan edilirdi.

Şu an size ütopya gelebilir bu söylediklerim ama o günler öyle günlerdi.

Adamı haşa peygamber yerine koyacak kadar şirazeden çıkmışlardı.

Elbette hepsi de din duygusundan dolayı ona tapmıyorlardı.

Başka duygusal(!) sebepler de yok değildi.

FETÖ’nün kurduğu sözde “cemaate” dahil olanların önemli bir kısmı maddiyatçılık dürtüsüyle FETÖ’ye biat ettiler.

168 ülkeye yayılan FETÖ’ye finansman sağlamak, finansman sağlarken ucundan kıyısından nemalanmak için terör örgütüne destek verenler, sponsor olanlar pusuda bekliyor.

Eğer bu yapı yeniden dirilirse ilk onlar kafa kaldıracak.

Emin olun kalıntıları devam ediyor.

Onlar uyuyan hücreler olarak, bir gün eski günler gelecek ümidiyle yapılanmalarını gizliden gizliye sürdürmeye çalışıyorlar.

Yargıda, emniyette, eğitimde, sağlıkta, siyasette, sivil toplumda hatta medyada inatla var olmaya çabalıyorlar.

Bunu ilimizden de anlayabiliyoruz.

O yüzden çok uyanık olmak zorundayız.

*

Ez cümle…

Sonunda gitti!

Ama gitti diye boşa düşmemek lazım.

Unutmayın, o sadece bir “KUKLAYDI”

Uzun bir süredir yeni bir kukla bulma çalışmalarının sürdüğünü yayın organlarından okuyoruz.

Bizim keskin kutup siyasetimizi fırsat bilen alçaklar

O delikten girmek için bambaşka bir imajla karşımıza çıkabilir.

Dün adı cemaat idi yarın daha modern daha çağdaş veya tam tersi, tam bağnaz tam radikal bir biçimde içimize nüfuz edebilir.

Her şeyin fazlası zarar…

Fazla olan, lazım olmayandır!

Akıllarda bulunsun!

SON DAKİKA HABERLERİ

Aysun Özcan Diğer Yazıları