Mafyayla gazeteci nasıl yan yana geldi?
Yaklaşık iki haftadır ağır griple karşı karşıyayım. Tam anlamıyla iyileşmiş sayılmam, her an tekrar edecekmiş gibi… Bu esnada makale yazamadım, kent ve ülke...
Yaklaşık iki haftadır ağır griple karşı karşıyayım.
Tam anlamıyla iyileşmiş sayılmam, her an tekrar edecekmiş gibi…
Bu esnada makale yazamadım, kent ve ülke gündemini göz ucuyla takip etmeye çalıştım.
Yani merak etmeyin, bir yere kaybolmadım.
Dosta güven, düşmana endişe, naylon düşmanlara sinir harbi olmaya devam…
Sadece eskisinden daha güçlü dönmek için gün sayıyorum.
*
Gerek ülkemizde gerekse kentimizde gündem o kadar hızlı değişiyor ki;
Asıl konuşulması gereken mevzular buhar olup uçuyor.
Düşünsenize… koca bir ülke, bir işletmecinin akıbeti üzerine ikiye ayrılıyor.
Köfteci Yusuf ürünlerinde domuz eti kullandı mı, kullanmadı mı?
Hiç kimse bu sorunun gerçek cevabıyla ilgilenmiyor.
Toplumun bir kısmı hemen olayı mazluma bağlama, mağdur profili yaratma derdindeyken,
Diğer kısmı, olayı anlayıp dinlemeden hem işletmeyi hem de işletmeciyi çarmığa germe peşinde.
Hakikatler mi? Onların canı cehenneme…(!)
*
Köfteci Yusuf konusunu şehrimizde bu kadar ilgi çekici yapan nedenlerden biri de Gazeteci Saygı Öztürk’ün kaleme aldığı malum haber üzerine oldu.
Sözcü Yazarı Saygı Öztürk, Yusuf Akkaş ile yaptığı söyleşide;
Akkaş’ın ifadesine göre Kocaeli’de bir gazetecinin mafya aracılığıyla para karşılığı Köfteci Yusuf markasını itibarsızlaştırmak için işbirliği yaptığı yönünde söylemleri olmuş.
Bu da şehrimizde konunun daha popüler olmasını sağladı.
Herkes birbirine aynı soruyu sordu:
“Kim o gazeteci…?”
Malum konuyla ilgili iddianame birkaç yıl önce hazırlandığına göre o iddianamede o gazetecinin de ismi yer alıyordur.
Fakat Yusuf Akkaş bu kısmı söylememiş.
Durum böyle olunca Kocaeli’de gazetecilik yapan herkesi töhmet altında bırakmış ve örtük olarak gazetecilerin meslek onuruyla oynamıştır.
*
Sevgili okurlar;
Kocaeli’de gazetecilik yapmak, ulusal basından daha zordur.
Yeteri kadar zorlukla mücadele ediyorken bir de bir işletmecinin kendi paçasını kurtarmak adına,
Davasında haklıysa da haklı olmayan bu çıkışına karşı bütün gazeteciler tepki göstermeli.
Açık konuşun kardeşim! Bırakın artık şu toptancı yaklaşımları, demeli!
Nasıl ki size domuz eti kullandığınızı söylediklerinde bundan rahatsız oluyorsanız;
Gazeteciler de aynı şekilde…
Evet, 12 bin kişi istihdam ediyorsunuz, evet bu ülkeye önemli bir katma değer sağlıyorsunuz.
Bu kadar büyük bir organizasyonu yönetmek hiç kolay iş değildir.
Bu yüzden de zaman zaman işletmenizden şikayet haberleri ulaşıyor, biz de işimiz gereği yer veriyoruz.
Bunların hepsini kabul ediyorum ve hepsi doğal şeyler.
Ama “Kocaeli’den bir gazeteci mafyayla işbirliği yaparak bana operasyon çektiler” sözü çok başka bir anlam taşır.
Kim o gazeteci? İsim veya isimler verin, açık konuşun, ispat edin, belge koyun!
Karnınızdan konuşmayın!
Mafyayla gazeteci nasıl yan yana gelir?
Gelirse o gazeteci gazeteci değil, olsa olsa tetikçidir.
Gazetecilik maskesi altında mafya eliyle tetikçilik yapan kim?
Bu konuda bizim bağlı olduğumuz meslek örgütünden, Kocaeli Gazeteciler Cemiyetinden de ses seda çıkmaması ayrı bir hezeyan.
Konunun üzerine gitmeliler, çürük yumurtaları ayıklamalılar ama yok!
*
Oh be ne güzel kafa…
Kuyruğuna basılan her siyasetçi, her bürokrat, her kamu görevlisi gazetecileri suçluyordu, şimdi bunlara köfteci de eklendi.
Ama bu suç sadece onların değil!
Bu suç, ekmeğini gazetecilikten kazanıp da sessiz kalan herkesin suçu…
Bana dokunmayan yılan bin yaşasın, diyenlerin suçu!
Kendine itibar satın almak için gazetecilik oynamaya kalkanlara paye verenlerin suçu!
İtibar suikastçılığında hiçbir kutsal tanımayanları adam yerine koyanların suçu!
Köfteci Yusuf bile başına gelenlerden dolayı gazetecileri topyekun bir torbaya koyuyorsa, varın gerisini siz düşünün…
-----------------
GEBZE İL OLACAKTI, REZİL OLDU…
Gebze Belediyesi maşallah ülke gündemine oturdu.
Bu sayede Gebze’nin adını duymayan kalmadı.
Gebze il olacak derken, tüm Türkiye’ye rezil oldu.
Sebep?
Hayvan katliamı…
Yalnız benim anlamadığım şu:
Niye bu kadar şaşırıyorlar?
İktidar tarafı zaten hayvanların öldürülmesi, pardon uyutulması(!) yönünde yasa çıkarmamış mıydı?
Bu yasa MHP’nin de oylarıyla meclisten geçmemiş miydi?
Eee… adamlar kendince yasayı yürürlüğe koydu işte!
İlk uygulamayı Gebze Belediyesi başlattı!
*
Bu yasanın savunulur bir tarafı yok!
Uygulandığı takdirde olacak olan zaten buydu, onda da kabak Zinnur Büyükgöz’ün başına patladı.
Zavallı Zinnur Bey yasayı bile savunamıyor, habire kendini anlatmaya çalışıyor.
Ve ne acı ki, bu konuda partisi bile ona sahip çıkmıyor veya çıkamıyor.
Demek ki neymiş!
Toplumun sinir uçlarına dokunduğunuz anda sizin doğrularınızın bir değeri yokmuş!
Hatta toplum karşısında yasalar bile geçer akçe olamayabiliyormuş.
Şimdi ayıklayın pirincin taşını…