Narin, toplumsal çürüme ve riyakarlık
Yaşananlara baktığımda “iyi aile yoktur” cümlesi zihnimin duvarlarına çarpıp yankılanıyor. Nihan Kaya’nın aynı adlı kitabı birçok kişi tarafından sert şekilde...
Yaşananlara baktığımda “iyi aile yoktur” cümlesi zihnimin duvarlarına çarpıp yankılanıyor.
Nihan Kaya’nın aynı adlı kitabı birçok kişi tarafından sert şekilde eleştirildi çünkü kitap baştan sona gerçekle yüzleşmekten kaçan ebeveynlerin, kabul etmek istemeyeceği cümleler barındırıyor.
Dünyaya kendi isteği dışında gelen çocuklara verilebilecek en temel şey koşulsuz sevgi ve güvenken bunların nasıl verilemediğini hatta pisliklerin üzerinin nasıl kapatıldığına bir kez daha şahit olduk.
Ailenin ve toplumun bencilliğini, suskunluk sarmalının ele geçirdiği insanları gördük.
Bu zamana kadar gördüklerimiz, şahit olduklarımız ve acılarımız yeterli gelmemişçesine bir ışığın daha sönmesine seyirci kaldık.
Çocukluğun saf neşesini yaşayacağı, gülüp koşacağı, okulun yolunu tutacağı bir yaşta yaşamdan koparıldı Narin.
Adı Narin’di.
Ne yazık ki küçük bedeni de öyle.
Anadolu’nun kaç köyünde, kaç kasabasında ya da şehrinde yoz beyinler hüküm sürüyor belli değil.
Cehalet kaç ailenin kökünü ele geçirmiş belirsiz.
Günlerce süren bekleyiş Narin’in sessiz bedeninin bulunmasıyla son buluyor.
Küçük kızın annesinin konuşmasını dinleyen bir vatandaş ise Narin’in hayalini gerçekleştirmek için gelinlikle cenazeye katılıyor.
8 yaşındaki Narin’in hayallerini gerçekleştirebileceği ve gelinlik giymekten çok daha fazlasını isteyebileceği belli ki kimsenin aklına gelmiyor.
Çünkü kız çocuğu isen "en büyük hayalindir gelinlik giymek."
Toplumun, ailenin, körlüğün sana kocaman bir hediye paketiyle sunduğu aptal gerçeklik!
Riyakarlığın, yalanın içinde büyüyen çocukların gerçekliği bu.
Oralarda bir yerlerde sömürülen, istismar edilen, yok edilen çocukların gerçekliği.
Gözümüze sokulan ve gözümüzü bilerek kapattığımız gerçeklik.
Toplu halde gerçekleşen bir çürümeye tanıklık ediyoruz.
Temelinde ahlak olmayan her şey çökmeye mahkumdur; çöküyor da.
Teknoloji ilerliyor, yaşam çeşitli fırsatlar sunuyor ancak insan denilen varlık aynı hızda geriliyor.
İyimser olamayacağım bu konuda.
Çocuklara ihanet ediyoruz sistematik olarak.
Şimdilerini, yarınlarını ellerinden alıyoruz.
Her şey sizin için cümlesi bir yalandan ibaret.
Her şey kendini tatmin etmek isteyen aile ve toplum için.
Üzerini örttüğümüz şeylerin altında kalıyoruz, eziliyoruz.
Unutuyoruz kolayca.
Bu çocuklar bir istatistikten ibaret değil!
Ancak Narin de şimdi bir istatistik oldu değil mi?
Ne acı…