O Gelinlik size batmadı mı?

İçerisinde biraz olsun insanlık barındıran herkesi üzüntüye boğan Narin’in küçücük cansız bedeni bugün toprağa verildi. Tahmin edildiği gibi Narin’in katili...

İçerisinde biraz olsun insanlık barındıran herkesi üzüntüye boğan Narin’in küçücük cansız bedeni bugün toprağa verildi.

Tahmin edildiği gibi Narin’in katili uzaklarda değildi.

Katil, sıfatların en ağırını hak eden şeref yoksunu pislik amcasıydı.

Üstelik muhtardı.

Ne sebeple yeğeninin canına kıydı, nasıl yaptı, yapabildi akıl alır gibi değil.

Fakat gizli tanığın ifadelerini okuyunca Salim Güran adlı amca olacak o şerefsizin ve de ona yardım ve yataklık eden sözde gizli tanığın soğuk kanlılığı insanın kanını donduruyor.

Gizli tanık her kimse, Narin’in cansız bedenini 200 bin lira karşılığında yok etmeyi kabul ediyor ve olayı şöyle anlatıyor:

“Yolda Salim Güran'la karşılaştım. Burada içme suyu ile ilgili bir şey söyleyeceğini düşünerek bekledim. Muhtar aracından indi, yanıma geldi. Ben de indim. Daha sonra aracın ön koltuğunda bulunan battaniyeye sarılı bir şeyi göstererek ‘bunu yok edeceksin’ dedi bana.

Gösterdiği şeyin yanına yaklaştım ve bakınca battaniyeye sarılı vaziyette hareketsiz yatan bir insan olduğunu gördüm. Ben insan olduğunu görünce şaşırdım ve tereddüt ettim Salim Güran, bana itaat et, aileni iyi düşün. Sana 200 bin lira para veririm dedi. Tabi bu sırada etrafımızda kimse yoktu.

Sonra bana aracında torba var mı dedi. Ben de aracın bagajının rengini hatırlamadığım bir çuval çıkartarak Salim'e verdim. Battaniyeye sarılı çocuğu alıp çuvalın içerisinde birlikte koyduk. Bu esnada çocuğun üzerine siyah tişört ve şort vardı. Üzerinde asılı küçük bir çanta vardı. Sağ kulağının arkasında, boyun bölgesinde bir kızarıklık vardı. Çuvala çocuğu yerleştirdikten sonra, çuvalın ağzını orada bağlamadan aracımın arka koltuğuna ayak paspasının olduğu yere koydum.

Göl diye tabir ettiğimiz fakat eğri tutmaz değeresine doğru götür diyerek eliyle orayı işaret etti. Yolda giderken pişmanlık duydum ancak aldığım şeyden de kurtulmam gerektiğini düşündüm. Derenin yanındaki stabiliz yoldan aşağı inerek uygun bir yer baktım. Çuvalı aracımdan alarak elime aldım. Çocuğun tüm vücudu çuvala sığmıştı.

Narin Güran'ın bulunduğu yere inerek ip aradım. İp bulamayınca çocuğun çantasının ipi aklıma geldi. Çantanın ipini sökerek çuvalın ağzını bağladım. Ağacın yanında çok derin olmayan bir yer buldum. Burada biraz su vardı. Boğazını çuvala bıraktım. Çuval birisi tarafından bulunur diye düşünerek üzerine bir taş koydum. Taşın büyüklüğü yaklaşık 15-20 kilo civarındaydı. Daha sonra buradan çıkarak aracıma bindim. Stabilize yoldan çıktıktan sonra baldızımın evine gittim”

***

İşte insanlık burada ölüyor…

Daha sekiz yaşında bir kız çocuğu vahşice hayattan koparılıyor, aynı vahşilikte başkası tarafından cesedi yok ediliyor.

Bu çocuklardan ne istiyorlar?

Ağrı’da Leyla Aydemir, Diyarbakır’da Narin Güran…

İkisi de çocuk. İkisinin katili de aileden, ikisi de yaklaşık 20 gün sonra bulundu, ikisi de evinden 3 km uzaklıktaydı.

Peki, bu işin bir de sosyolojik boyutu yok mu?

Bu sapkınlığın, bu vahşiliğin uzmanlar tarafından bir tanımlaması yok mu?

Kadın ve Aile Bakanlığının bu tür kronikleşen problemlerin tespitleri ve çözümü konusunda alacağı aksiyonlar yok mu?

Biz her seferinde katil amcaları yuhalayıp, en ağır hakaretleri edip Leylaları, Narinleri unutacak mıyız?

Burada zihniyetin hiç suçu yok mu?

Bugün Narin’in cenaze merasimini izlerken akrabalarından birinin Narin’in tabutunun üstüne örtülmesi için bir gelinlik getirildiğini görünce kan beynime sıçradı.

Ölen kişi evlenmek üzere olan bir genç kız değildi!

Sekiz yaşında daha ağzı süt kokan, evcilik oynayıp mutlu olması, okula gidip ilim irfan öğrenmesi gereken ufacık bir kız çocuğuydu.

Neyin gelinliği…?

Bu neyin fantezisi?

Ben söyleyeyim, çünkü zihniyetleri bu…!

Kız çocuklarını erken yaşta evlendirmek, birer meta gibi görmek, çoluk çocuk yeğen meğen bakmaksızın nefis terbiye edememek maalesef bir zihniyet meselesi…

Bugün minik Narin’in tabutunu beyaz gelinlikle örtüp ağıt yakmak tam da o zihniyetin yansımasıdır.

Ve ne yazık ki Narin’i son yolculuğuna uğurlarken orada bulunan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakan Yardımcısı, Diyarbakır Valisi, AKP ve CHP Milletvekilleri, Emniyet Müdürleri, Komutanlar, hiçbiri o gelinlikten rahatsız olup müdahale etmedi!

“Narin’in üzerine gelinlik değil, okul önlüğü yakışır” diyen bir ses çıkmadı!

O sesler çıkmadığı müddetçe biz daha kim bilir kaç Leyla’ya kaç Narin’e ağlarız…

SON DAKİKA HABERLERİ

Aysun Özcan Diğer Yazıları