Can simidine sarıl

Yeni şeyler denemeyi sevsem de hayatımda yeri olan birçok şey çocukluk ya da ergenlik dönemlerinde ilgi alanıma girenler diyebilirim. Her istediğim...

Yeni şeyler denemeyi sevsem de hayatımda yeri olan birçok şey çocukluk ya da ergenlik dönemlerinde ilgi alanıma girenler diyebilirim.

Her istediğim olmadı.

Bazen şartlar bazen de şartların olduğundan daha da zorlaştırılması bir süreliğine onları rafa kaldırmama neden oldu.

Olabildiğince masrafsız işlerle ilgilenmek istesem de çok yönlü olmanın bir etkisi de kısıtlanmadan kanat çırpabilmektir.

Uzun yıllar çok yönlülüğü bir sorun, üstesinden gelinmesi gereken bir problem olarak gördüm.

Çünkü bana bunun bir ödül olduğunu hissettiren, gösteren ya da fark ettiren birileri olmadı.

Herkes ne yapıyorsa onu yapmaya zorladım bünyemi.

Kendime kafa tuttum diyebilirim.

Oysa insanın ilgi alanlarının olması o kadar doğal ki! Hatta bir şeylere ilgi duymayan insanlar bana tuhaf geliyor.

Bu doğalında gelişen bir durum.

Dikiş nakış, boyama, dil öğrenme, ahşap oymacılığı, bahçecilik, farklı spor dalları vs.

Neye kendini yakın buluyorsan, neyin içinde kendini özgürce ifade ettiğine inanıyorsan o yöne doğru çekilme diyebilirim.

Birkaç gün önce hayatıma paten girdi.

Kendisi çocukluk yıllarımdan gelen eski bir arkadaş.

Arkadaş derken profesyonel değildim. Sadece uzaktan görüp heveslendiğim ve seyrettiğim enfes bir aktiviteydi.

Şu günlerde kendisiyle ara ara takılıyoruz.

Zihnimi dengede kalmaya odaklıyor ve tüm o anlarda derin bir meditasyona girmiş gibi hissediyorum.

Ara ara düşme, dengeyi kaybetme korkusu yaşasam da saatlerin nasıl geçtiğini bilmiyorum.

Hobiler ruh halimize olumlu yönde etki ediyor.

Hayat akıp giderken; sana kim olduğunu, nelerden hoşlandığını ve içindeki çocuğun heyecanlarını hatırlatıyor.

Büyüdükçe ciddileşiyor, kendimizle aramıza değişik bir mesafe koyuyoruz.

İçsel çocuğumuzla vakit geçirmeyi unutuyor, donuklaşıyoruz.

Bunların yanı sıra insanın hobilerinin olması bana göre can simidi demek.

Neden böyle söylüyorum?

Çünkü hayat tek yönlü akmıyor; hastalıklar, yas süreçleri, ruhsal yaralanmalar, ekonomik krizler, kayıplar…

Hepsi biz ölümlüler için hazırlandı.

Boğulmak üzereyken tutunacağımız can simitlerimiz, keyifli zamanlar dışında işte buralarda da devreye giriyor.

Hobiler, batacağını düşünürken nefes almanı sağlayacak gereçlerden yalnızca biri.

Patenimle kayarken çok kısa sürede bunlar geçiyor aklımdan.

Bir sürü can simidim var diyorum kendime.

Yoga pratiklerimi yaparken yaşamda esneyebilmeyi, bisikletimi sürerken akışta kalabilmeyi, patenle süzülürken dengeyi, ukulelemi çalarken kendimi özgürce ifade edebilmeyi…

Son senelerde çok yönlülüğüme daha sıkı sarılıyorum ve bunun bir ödül olduğunun farkındayım.

İnsanlarla, kariyer yaşamınla, olan ve olmayanla didişmeden yalnızla kendinin türlü halleriyle her gün yeniden tanışmak çok keyifli.

Ve elbette pes etmeden, kolayca vazgeçmeden, gayretle yol alarak…

SON DAKİKA HABERLERİ

Esra Aydın Diğer Yazıları